Savaşı kim kazandı?

  • GİRİŞ27.06.2025 08:35
  • GÜNCELLEME27.06.2025 08:35

12 gün süren İran-İsrail Savaşı’nda yapılan ateşkesin ardından ilginç bir fotoğraf ortaya çıktı. 

Büyük kitlelerin toplandığı Tahran’daki İnkılap Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan “büyük zaferi” kutladı. 

Benzer bir durum İsrail için de geçerli. “Nesiller boyunca ayakta kalacak bir zafer kazandık” dedi Netanyahu. 

Dünyayı felakete sürüklenmekten kurtaran güçlü adam(!) Trump’ı unutmayalım şimdi. Savaşın asıl muzaffer ismi Trump. Nasıl ama? 

Mücadelenin tam ortasında ‘düdük çalıp maçı tatil eden hakem’ gibi. Savaşı ben başlatır ben durdururum edasıyla ateşkes ilan etti. İsrail ve İran’ı “gösterdikleri dayanıklılık, cesaret ve zekadan dolayı tebrik etti”. Şaka gibi? Ateşkesi ihlal eden İsrail’e Anadolu tabiriyle; “Höt” diyen de o. 

İyi de bu savaşın kazananı kim?

12 günlük savaşın Nasrettin Hoca’nın fıkrasına benzeyen sonuçları var. 

Aralarında ihtilaf olan iki komşu Nasrettin Hoca’ya şikayette bulunmuşlar. Hoca ikisine de; “Sen haklısın” demiş. Kenardan olayı izleyen hanımı Nasrettin Hoca’ya; “Her ikisi de haklı olabilir mi, nasıl hüküm veriyorsun Hoca?” diye seslenmiş. Nasrettin Hoca; “Valla hanım sen de haklısın” demiş. 

Şimdi İran açısından durumun özeti şöyle:

Vekil unsur kullanmadan İsrail’e ilk defa doğrudan füze saldırısı yaptı.
Füze teknolojisinde belli bir seviyeyi yakaladığını gösterdi. 
İsrail’in “Demir Kubbe ve Arrow Hava Savunma Sistemleri”nin aşılabileceğini ortaya çıkardı. 
İç cephede psikolojik bir avantaj elde etti. 
Ekonomi, adalet, sosyal ve siyasi alanda içeride biriken dikkatleri dış tehdit algısına yönlendirdi. İran milliyetçiliği refleksi kuvvet kazandı.
Mutlak zafer kazanmasa da direnebileceğini, can yakabileceğini gösterdi.  
Sünnilere yönelik katliamlarından dolayı İran karşıtlığının arttığı Arap kamuoyunda göreceli bir yumuşama oldu.
Bu saydıklarım İran’ın kazanımları olarak değerlendirilebilir. Olumsuz yönleri ifade etmek gerekirse; 

Meydan okuduğu kadar askeri bir gücünün olmadığı anlaşıldı. Neredeyse her alanda İran savunmasının yetersiz olduğu ortaya çıktı. 
Radar teknolojisi, elektronik harp ve hava savunma sistemlerinde varlık gösteremedi. 
İsrail’e yönelik saldırısı sınırlı kaldı. Bazı kayıplar yaşatmış olsa da yüzölçümü küçük olan İsrail’e bunaltıcı bir baskı kuramadı.
Gazze ve Filistin Davasını neredeyse siyasetinin merkezi haline getiren İran’ın bu konuyu araçsallaştırdığı anlaşıldı. 
Sünni dünya ile kurduğu hasmane ilişkiler İran’ı İslam Dünyası’nda yalnız bıraktı. Müttefiki olan Rusya ve Çin gibi ülkeler de yalnız bıraktı. İran’ın sağlıklı bir dış politika stratejisi geliştiremediği netleşti.
İran savunmasına olan güvenin ve rejime yönelik halk desteğinin daha da azalacağı öngörülebilir. 
İsrail açısından savaşın sonuçları değerlendirildiğinde;

İran’ın derinliklerine sarkıp askeri operasyon yapma başarısı gösterdi. MOSSAD’ın, İran devlet kurumlarını ve coğrafyasını yol geçen hanına dönüştürdüğü görüldü. 
İsrail taktiksel kazanımlar elde etmesine rağmen psikolojik ve stratejik düzlemde ciddi kayıplar yaşadı. 
İsrail’in dokunulamazlığı algısı kırıldı. Askeri güç algısı zayıfladı. Dünyaya pazarladığı “Iron Dome-Demir Kubbe” sistemi ciddi anlamda sorgulanır oldu. 
İsrail halkının zorluklar karşısında direnç yüzdesinin düşük seviyede olduğu anlaşıldı. 12 gün içinde yüz binlerce vatandaş İsrail’i terk etti. Dikkat çeken bir ayrıntı, Güney Kıbrıs’a akın eden İsraillilerin Arz-ı Mev’ud rahatlığı içinde olmaları. 
İsrail’in saldırgan tutumu uluslararası camiadaki olumsuz imajını pekiştirdi. 
İç politikada Netanyahu hükümetine güven daha da azaldı. 
Her iki taraf açısından analizleri genişletmek mümkün. 

Her iki taraf da savaştan ciddi dersler çıkaracaktır muhakkak. 

Bu kırılgan ateşkesin ömrü ne kadar sürer onu zaman gösterecek.

Olan biten hadiselerden asıl ders çıkaran ülke Türkiye. 

Çünkü asıl hedefte olan ülke Türkiye. Dört yanımız ateş. Dün MSB kaynakları “Çelik Kubbe ve hipersonik füze” vurgusu yanında diğer askeri teknolojilerin geliştirilmesini stratejik hedef olarak gösterdi. Türkiye tehlikenin farkında.

Pentagon eski direktörü ve Neocon’ların itibarlı isimlerinden Michael Rubin; “İran’dan sonra hedef Türkiye olmalıdır” diyor.

Dün yine İsrail televizyonlarında haber yorumcularının Türkiye’yi asıl tehlike olarak gören değerlendirmeleri oldu. 

İran ve İsrail, kimin savaşı kazandığı konusu üzerinden psikolojik bir operasyona soyundular, soyunsunlar. Kamuoylarını motive edecek algıyı yönetiyorlar, yönetsinler. İç kamuoyuna yönelik bir zafer takı dikmeye çalışacaklar, çalışsınlar. Nasrettin Hoca misali tüm taraflar savaşı biz kazandık diyorlar, desinler

Biz, olan biten hadiseler üzerinden ülkemiz adına çıkaracağımız neticelere odaklanalım. 

Yeni Akit

Yorumlar2

  • Şems 1 gün önce Şikayet Et
    Sizce kim kazandı? Kim başlattıysa o kazandı.
    Cevapla
  • Kayserili 1 gün önce Şikayet Et
    doğru tespitler
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat