Özgür Özel’in göremediği
- GİRİŞ04.07.2025 10:03
- GÜNCELLEME04.07.2025 10:03
Gönüllerindeki nihayetsiz sevgiyi; “Fedâke ümmî ve ebî Ya Rasûlallah” diye ifade ediyordu Sahabe-i Kiram. Yani “Anamız ve babamız sana feda olsun Ey Allah’ın elçisi” diyorlardı.
Bu nihayetsiz sevgi öyle büyüktü ki Hz. Peygamber’in yanındayken bile hasretini çekiyorlardı. “Dünyadaki beraberliğimiz ya ahirette devam etmez ise?” diye endişe ediyorlardı.
Sonraki kuşaklarda da Hz. Muhammed’e olan sevgi hiç eksilmedi.
Müslümanlar Allah’ın hayat verdiği her şeyin özünün sevgi olduğuna inanır. Hz. Muhammed o sevginin kaynağıydı. O kudsî sevginin ilk tezahürü Hz. Muhammed’in nurudur.
Bu hakikati ifade anlamında şair şöyle seslenmiş:
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl
Sonraki gelen bütün nesillerde Peygamber sevgisi ve hasreti hiç eksilmedi. Tüm sevgiler, o güçlü çekime tutunarak büyüdü.
Alparslan’dan Fatih’e nice cihan sultanı uğruna baş koydukları davanın Hz. Muhammed’in yolu olduğunu sayısız kere ifade ettiler.
Fatih Sultan Mehmet şöyle seslenir:
Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm
Ey Mehmet, Seçilmiş Ahmed’in mucizeleriyle
Umarım, din düşmanlarına devletim galip gelir.
Türklerin Hz. Muhammed’e olan sevgisini anlatmaya ne sayfalar ne kelimeler kafi gelir. Ecdadımız Hz.Peygamber’in hatırasına hürmet ve edepte zirveye ulaşmışlardır.
Meşhur divan şairi Nabi, Hicaz yolunda bazı kişilerin edep dışı davranışlarını görünce hüzünlenerek hissiyatını ifade eden şaheser bir şiir kaleme alır.
Sakın terk-i edebten kuy-ı Mahbub-i Huda’dır bu
Nazargah-i ilahidir, Makam-ı Mustafa’dır bu
(Edebi terk etmekten sakın ki burası Hüda’nın Sevgilisinin beldesidir.
Bu belde Hakk’ın nazar kıldığı bir yer ve Muhammed Mustafa’nın makamıdır.)
Anadolu insanının çocuklarına en çok koyduğu isim Hz. Peygamber’in isimleridir. Lakin bir hürmetsizlik olmasın diye Muhammed ismini Mehmet diye telaffuz etmişlerdir.
Aziz vatanımızın can pahasına bekçiliğini yapan askerimize de buradan ilham alarak “Mehmetçik” denir. Anadolu irfanı Mehmetçiğin mensup olduğu Türk Ordusu’nu “Peygamber Ocağı” diye isimlendirir.
Hz. Muhammed’e (as) bu kadar derin bir inanç ve sevginin var olduğu bir ülkede Leman dergisinin yaptığı provokatör bir eylemdir. Gündemde iptal edilip edilmeyeceğine dair mahkeme kararının beklendiği bir CHP kurultayı varken karikatürün yayınlanması, üstüne bir de Özgür Özel’in hararetle bu büyük hatayı savunması manidardır. Toplumda kuvvetli bir reaksiyonu tetikleyeceğini Leman dergisi yayın kurulunun bilmemesi mümkün değildir. Belli ki önü alınmaz hadiselerin patlak vermesi için düzenlenmiş bir tezgahın içindeler.
Bazı sosyal demokrat kalemlerin yazdıkları lağım çukuruna dönmüş durumda. İran’ın tarihinde sureti yansıtan minyatürler varmış, yüzlerce yıl önce yapılmış bazı çizimler mevcutmuş gibi savunmaya matuf yazıların hiç bir karşılığı yok. Burası ne İran ne de tarihin bir döneminde yaşayıp devrini kapatmış olan feşmekan ülkesi. Suret ve sîret konusu İslami ilimler bakımından çerçevesi bilinen bir konudur. O sebeple düşünce özgürlüğü adı altında Müslümanların değerlerine hakarete izin verilemez. Türkiye’de her mevzu halledildi de buna mı kalındı? Nasrettin Hoca misali “hırsıza kabahat bulmayan” anlayışın vicdan terazisi bozuktur.
Siyasetimize yön veren isimlerin Hz. Muhammed’e ve O’nun ümmetine saygısızlık ve hakaret içeren bu menfur yayına yönelik eleştirilerini takdirle karşılıyoruz.
Anlamadığımız konu Özgür Özel’in kendini Leman dergisinin yayınını savunmak zorunda hissetmesi. O çizimlerin Hz. Peygamber’in kast edilerek yapılmadığını söylemek için saf olmak gerekir. Özgür Özel’in yetiştiği kültür iklimine göre bireysel duruşu kendini bağlar, ama bir siyaset adamı olarak toplumun duyarlık göstereceği değerleri bilmesi gerekir. Özgür Özel, yazının girişinde kodlarına işaret ettiğim fikir ve hissiyata çok uzak bir duruş sergiliyor. Anadolu insanında Hz. Peygamber’e olan derin sevgiyi göremeyen Özgür Özel’in siyaset yolunda alacağı bir mesafe olamaz.
Refik Tuzcuoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar2