Terörsüzleşme operasyonu

  • GİRİŞ08.07.2025 07:50
  • GÜNCELLEME08.07.2025 07:50

“Terörsüz Türkiye” konusunda kritik haftaya girildi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç cepheyi tahkim ve siyasette diyalog zeminini güçlendirme” vurgusunun ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin almış olduğu “Terörsüz Türkiye” inisiyatifi aylardır enine boyuna tartışılıyor.

Türkiye’de kutuplaşmanın en uç örneklerinden birine “Terörsüz Türkiye” başlığı altında şahit olduk desek hilaf olmaz. Sürece en çok eleştiri getirenler CHP’nin DEM’le seçim ittifakına alkış tutanlar oldu. “Terörsüz Türkiye” konusunun başarıyla sonuçlanmasına yönelik stratejik analizler yapmak yerine iktidarın ‘ak dediğine kara deme’ önyargısına şahit olduk. Memleketin enerjisini yarım asırdır tüketen, on binlerce insanımızın kaybına yol açan terör belasından kurtulmaya yönelik her türlü samimi gayret değerli bulunmalı. 

Yaşanan onca tartışmanın ardından nihayet önümüzdeki günlerde PKK Irak’ta silah bırakmaya başlıyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın gelişmeleri yakından takip ediyor. 

Terör örgütünü bir aparat olarak Türkiye’ye karşı kullanan merkezlerin süreci baltalamak isteyecekleri gayet açık.

Öncelikle “Terörsüz Türkiye”nin nasıl bir konjonktürde ilerlediğine göz atalım: 

Suriye’nin derin iç karışıklıklara sürüklendiği bir dönemden geçiyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğü için Kuzey Suriye’nin entegrasyonu önemli.

İsrail’in yayılmacı politikalarının had hudut tanımaz noktaya geldiği bir ortamdayız. 

Kısa süreli İran-İsrail Savaşı’na şahit olduk. İsrail uçakları İran’a yönelik hava saldırılarında Suriye’nin kuzeyini kullandı.

İsrail’in PKK’yı vekil savaşçı-proxy olarak kullanmak istediği bir stratejik pozisyon mevcut. Arz-ı Mev’ud hedefi yolunda vazgeçebileceği bir aparat değil. Nitekim Mazlum Abdi’nin süreci zamana yaymak isteği, yeni koşulların oluşması için fırsat kolladığı dikkatle takip ediliyor. 

ABD’nin binlerce TIR’lık silah ve mühimmat desteği verdiği PKK’nın Suriye uzantısı, fiili bir durum oluşturarak, Suriye’nin kuzeyini elinde tutuyor. Suriye entegrasyonunda sorunlu bölge burası.

Suriye’de üsleri bulunan Rusya’nın bölgede varlığını devam ettirmek için PKK/YPG/SDG yapılanmasına toleranslı davrandığını biliyoruz. Rusya, PKK’nın satranç tahtasından çıkmasını istemiyor.

İran PKK’sı olarak bilinen PJAK’a molla rejimi sert önlemler alırken aynı hassasiyeti PKK/SDG’ye karşı göstermediği hatta göreceli destek verdiği bir denklem var.

Batı Bloku’ndaki diğer devletlerin duruşlarına hiç girmeyelim. 

İşte böyle bir ortamda “Terörsüz Türkiye” hedefini gerçekleştirmek bir hayli ince işçilik istiyor. Bu zor süreç başarıya ulaşırsa bölge için domino etkisi oluşturacak. Kardeşlik kazanacak birçok hesap bozulacak.

Tarihte faaliyeti sonlandırılan terör örgütleri oldu. İngiltere yıllarca İRA ile İspanyollar ETA ile mücadele etti. Hiçbiri PKK’nın bulduğu dış desteği bulamadı. PKK’nın uyuşturucu trafiğinden elde ettiği milyar dolarlar, Avrupa’daki ticari yapılanması başlı başına sorunlar yumağı. 

“Terörsüz Türkiye” hedefi olumlu sonuçlanması halinde dünyanın başarıya ulaşmış en zor operasyonu olarak tarihe geçecek. 

Terörün bu kadar dış destek aldığı bir denklemde verilen mücadele, Türkiye’nin kararlılığını ve gücünü gösteriyor. Yarım asırlık verilen mücadelede şehit ve gazilerimizin kahramanlığı sürecin asıl mimarıdır. 

Şeytanın avukatlığını sürekli yapmak yerine umudun peşini kovalamak hiçbir şey kaybettirmez.

Türkiye terörizmle mücadelede çelik bir iradeye sahip olduğunu dost düşman herkese kabul ettirmiş bir ülke sonuçta. 

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat