CHP’nin iki tarihi yanılgısı

  • GİRİŞ23.03.2009 11:06
  • GÜNCELLEME23.03.2009 11:06

Gürsel Tekin’in il başkanlığıyla açılım üstüne açılım yapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığıyla gerçekten iyi bir rüzgar yakalamış olan CHP, RP-FP-AKP çizgisinin İstanbul’daki 15 yıllık hakimiyetine son verme iddiasıyla yola çıktı. Bu bakımdan, AKP ile aynı gün Kazlıçeşme’de miting düzenlemek istediklerini öğrenince çok da yadırgamadık ve büyük bir merakla o günün gelmesini bekledik. Herhalde dedik, CHP’liler varlarını yoklarını ortaya koyacak ve AKP’lilerin yüreğini ağızlarına getirecekler.

Ama daha o gün gelmeden CHP’nin miting yeri Kazlıçeşme’den Çağlayan’a taşındı. Aynı alanda SP’nin de miting düzenleyecek olması işleri iyice karıştırdı ve nihayet dün o tarihi olay yaşandı. Ama her iki mitingi de sonuna kadar yerlerinden izlemiş biri olarak hiç de tarihi bir olay yaşamadığımız sonucuna vardım. Olsa olsa CHP’nin “tarihi bir yanlışı”dır söz konusu olan. Çünkü dün ana muhalefetin İstanbul’da iktidar partisiyle, en azından miting düzenleme konusunda yarışamayacağını -en azından şimdilik- çıplak gözle gördük.

Hangi mitingin daha kalabalık olduğunu tartışmaya bile gerek yok. Nitekim insanlar CHP’nin mitingine çok kolay ulaşıp, meydanı çok kolay terk ederken AKP’ninkine gitmek ve oradan dönmek için epey çile çektiler. Her iki mitingteki coşkuya gelince: CHP kitlesi muhalefette olmanın doğal sonucu olarak daha kızgın ve hareketli gözüktü ancak AKP’liler de, hele Erdoğan kürsüye geldikten sonra, bütün mitinglerde olduğu gibi epey coştular.

Bu arada, birçok yorumcunun hemfikir olduğu bir başka tarihi hatanın altını ısrarla çizmek lazım: İstanbul’da CHP’yi Kılıçdaroğlu ve bir ölçüde Tekin sürüklüyor. Dün Çağlayan’a gelenler içinde çok kişi bize “Baykal değil Kılıçdaroğlu için geldim” dedi. Ama mitingte kendisi konuşmadı ya da konuşturulmadı. Bir yerel seçim öncesi, böylesi karizmatik bir adayın taraftarlarına ve tüm Türkiye’ye seslenmemesindeki mantığı çözmek mümkün değil veya çok kolay!

Kayseri farkı

Dün İstanbul’daki AKP realitesine, büyük ölçüde CHP’nin stratejik hatalarının da katkısıyla bir kez daha tanık olduk. Tekin ve arkadaşlarının İstanbul’da AKP ile aralarındaki örgütsel mesafeyi kapatabilmek için daha fazla zaman, enerji ve imkana ihtiyaçları olduğu kesin. Fakat yine dün AKP’nin hem İstanbul, hem Türkiye’de aşınmakta olduğunu da gördük. Örneğin dünkü miting, katılım ve heyecan açısından aynı yerde 15 Temmuz 2007’de yapılanın epey gerisindeydi. Bu konuyu tartıştığım bazı AKP’liler koşulların farklı olduğunu (örneğin 27 Nisan e-muhtıras...) hatırlattılar ve haksız da değildiler, fakat 15 gün önce yapılan Kayseri mitinginin 22 Temmuz öncesi yapılan Abdullah Gül’lü mitingi aşmış olduğunu da akıldan çıkarmamak lazım. Alakasız gibi görünebilir ama bir başka kıyaslamayı da önceki gün Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarıyla yapabiliriz. Kazlıçeşme Diyarbakır Nevruz’un birçok açıdan hayli gerisindeydi ki bu karşılaştırma, AKP’nin ne ölçüde bir “halk hareketi” olduğunu tartışmamızda epey yararlı olabilir.

Herkes medyaya kızgın

Son olarak AKP ve CHP taraftarlarının medyaya bakışını da karşılaştırmak istiyorum: Sabah Çağlayan Meydanı’nda birçok CHP’linin sert eleştirilerine maruz kaldım. Öğleden sonraysa bazı AKP’liler beni Baykalcı olmak suçladı. Tabii her iki taraftan da biz gazetecilerle medeni ölçüde tartışan, sohbet edenler de vardı. AKP ve CHP’nin uçlarında yer alanların, birebir kendileri gibi düşünmeyenleri karşı kampın adamı, hatta “ajanı” olarak suçlamaları bu ülkenin kutuplaşmada ne acı bir noktaya ulaşmış olduğunu gözler önüne seriyor. Tabii Erdoğan’ın her sefer konuşmasının önemli bir bölümünü medyaya saldırıya ayırıyor olması, tabandaki bazı tahammülsüzleri biz gazetecilere karşı daha da saldırganlaştırabiliyor. Ve korkarım artık bu konuda geriye dönüş de mümkün değil.

Ruşen Çakır - Haber 7
rcakir@gazetevatan.com  

Yorumlar6

  • Eyüp Selahattin DOĞAN 16 yıl önce Şikayet Et
    Ne kadar masumsunuz. Sanki AKPARTİ başka düşman bir ülkenin hükümeti aydın doğan ve tayfası başka ülkede yaşıyorlar insan gazeteyi veya Tv yi ne demek istiyor bunlar millet anlamıyormu zannediyorsunuz yoksa tam tersi sizler anlatmayı mı beceremiyorsunuz hep haberlerinizin teri oluyor acaba algılama sorunu kimde ?
    Cevapla
  • türker türkmen 16 yıl önce Şikayet Et
    kazlıçeşmede akparti mitingi. 2004 de ve 2007 seçim öncesi de kazlıçeşmeye gittim, son pazar günü de gittim bu kadar kalabalık ve yoğunluk bu seneki kadar hiçbirinde yoktu. en arkalarda olmama rağmen bu sefer kalabalıktan neredeyse bunaldım. ruşen atma atma ayıptır. kılıçdaroğlu seni danışmanın mı yapacak
    Cevapla
  • selim bahadır 16 yıl önce Şikayet Et
    SÜREÇ. İnsanlar AKP'ye değil, Türkiyenin yaşadığı sürece oy veriyor.
    Cevapla
  • ahmet 16 yıl önce Şikayet Et
    Tarafsız olmak. Ruşen Çakır'ın insanların kolayca kutuplaşmaya meyyal olduğu tespitine katılıyorum. Yaptığı tespit siz yorum yazan arkadaşlarda ifadesini bulmuş zaten :) Sayın Çakır da nihayetinde bir vatandaş olduğundan elbette bir siyasi partiye destek verebilir ancak yazdığı eleştirilere binaen onu belli bir partiden yana yazı yazmakla itham etmek basit düşünmek olur. Sonuçta hangi yazar destek olduğu parti lehinde yazmak istemez ki? Yanlışı doğrusu ayıklandıktan sonra yazılardan çıkarım yapmaktır tüm mesele budur...
    Cevapla
  • cafer aydoğan 16 yıl önce Şikayet Et
    CHP İL ÖRGÜTÜ. İstanbul CHP teşkilatı Baykal'sız bu işin daha iyi olduğunu biliyor,hiç bir afişinde ,hiçbir fotograında Baykal yok.29 Mart'tan sonra Gürsel Tekin ve Kılıçdaroğlu da olmayacak.Onlar bile buna inanıyor.Sayın yazar hala bir rüzgar yakalamışlardan bahsediyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat