FETÖ yapılanması halen ülkemizde gizli mahrem yapılanmasını devam ettirmektedir. FETÖ fedaileri hiçbir zaman boş durmadıkları gibi umutları da kırılmadı. Bazı siyasilerin himayesinde halen görev bulmakta sıkıntı çekmeyenlerin veya bazı kadroların halen FETÖ yapılanmasında aktif olarak yol bulmasının, ne denli bir tehlike olduğunun kimse farkında değildir. 

Her gün FETÖ ile mücadele haberlerini okumamız ne denli bir yapılanma olduğu aşikâr. Bu milleti Sünni, Alevi, Türk, Kürt diye yıkamayan alçaklar, bu yolla gayelerine ulaşamayacağını anlayınca, son çare olarak içeriden yıkmaya çalışmış olmasıdır, yaklaşık 300 yıldır bu doğrultuda netice alabilmek için ellerinden gelen bütün yıkım oyunlarını kurmaya devam ettirmektedir.

Bugün memleketimiz ve dinimiz üzerinde en büyük yıkıcı çalışmayı, Vatikan, İngiltere ve Amerika Siyonist aklı ile faaliyetlerine devam etmektedir. İslâm’ı yıkmaya çalışan, Amerika’ya hizmet eden, İslâm’ın yıkılmasına hizmet etmiş olduğu unutulmamalıdır. FETÖ gibi bazı yapılanmaların Türkiye’nin kılcal damarlarına sızması bu faaliyetlerin bir parçasıdır. Dinler arası diyalog veya cami, cemevi gibi projeleri de bir VATİKAN projesidir.

Bütün amaçları İslam’ı yıkmak olan içimizdeki haçlı misyoner temsilcileri, binbir kılık üzerinden faaliyet sahası bulmaktadır, bazı cemaatlere sızma, kamuda yer edinme, STK’larda yer edinme, siyaset üstü yapılanmalarda görev alma gibi birçok sahada bulabilirsiniz. Bunu çok iyi uygulayan Vatikan merkezli CİZVİT geleneğidir. Kısacası düşman her zaman içeriden misyoner bulmaktadır. 

Fetullah Gülen, 20 Ağustos 2016 tarihli konuşmasında CİZVİT geleneğine nasıl bağlı olduğunu bu sözler ile sadakatini gösterdiğini hatırlayalım. “Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizin ve onların arasında, kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar.”

Fetullah Gülen denen alçağın pes dedirten sözlerine bir hatırlatma yapalım, Kudüs’ü işgalle gelen haçlılar, Kudüs kapılarında ertesi gün zincirden boşanmış deliler gibi, yollarda, evlerde, camilerde, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden herkesi şehit etmişlerdir. Yahudiler, Müslümanlara destek oldukları için sinagoglarda diri diri yakıldılar, sabah saatlerinde, Mescid-i Aksa’ya sığınmış olanlar kılıçtan geçirildi. Bu katliamın görgü tanığı tarihçi Raimundus, eserinde, aynı sabah bu mabetlerin bulunduğu mahalleye girerken, cesetler ve atının dizlerine kadar yükselen kan birikintileri içinden geçmek zorunda kaldığını yazmıştır. 

FETÖ enformasyon dili ve sözde cemaat yapılanması, Kudüs’ü işgal eden haçlı ile aynı dünya ürünüdür. Bu ülkenin derinliklerine ne kadar Zehir’i ve fitneyi nasıl aşıladığını bedel ödeyerek öğreniyoruz. “Diyalog ve Hoşgörü” adı altında yapılan propaganda ve faaliyetleri İslam’a ciddi zararları olmuştur. Mütedeyyin cemaat ve dergâhlar ne yazık ki zamanında yeterli tepkiyi verememiştir.

Türkiye’nin zararını kendine kâr gören Hıristiyan ülkeler “Hoşgörü ve diyalog” müdafilerine gerek maddi, gerek siyasi, gerek istihbarı olarak çok büyük destek veriyorlar. Özellikle Amerika böylece Türkiye’ye nüfuz etmek, Türkiye’yi İslâm’a ve İslâm ülkelerine karşı kullanmak istediği gibi, Avrupa da madden ve siyaseten ülkemiz üzerindeki emellerine kavuşmak istiyor. Dış ülkelerin yönlendirmelerine ve etkisine açık bir kısım medya da bu destekte önemli rol üstlenmektedir. Yunanistan’ın son zamanlarda şımarık soytarı rolüne girmesi bu oyunun bir parçasıdır.

Fetullah Gülen ve avenesi din ve vatanı ele geçirip, peşkeş çekmek için, hırsızlık yaptı, sahtekârlık yaptı, haksızlık yaptı, iftira attı, yalan söyledi, iç savaş çıkartmak istedi, binlerce kişilik infaz listeleri hazırladı, vatanı PKK’ya, IŞİD’e peşkeş çekmek istedi. Katliam yaptı. En önemlisi İslam’a verdiği zararı kimse veremezdi Fetöizm denilen alçak yapılanma, binlerce asker, polis ve vatandaşın şehit edilmesine sebep olmuş, batının alçak bir maşasıdır. 

FETÖ fedaileri içerden ve dışardan halen kamuda çalışanları tehdit edebilecek cesaretlerini sergileyebiliyor. En önemlisi kamudaki gizli yapılanmada mazlumları fişleyip bazı mülki idare amirlerini etki altına alabiliyor. FETÖ’de uzun yılar çalışmış bazı üst düzey insanların halen kamuda bulunmasına veya bir yerlere atanmasına millet tarafından af edilmediği, bu konuda devletin bir zafiyet içinde olduğu yüksek sesle dile getirilmektedir. Bu hata ciddi bedeller ödetir. Bugün birileri rüzgârın yönüne göre kıvraklık yapıyorsa, birlerine göz kırpıyorsa, son sözü ben söylüyorum, kim FETÖ avenesine medet veya şefaat diliyorsa Allah belasını versin. Vesselam…

YENİ AKİT