Liberalizm ve batı oyunları

.

  • GİRİŞ20.09.2022 08:14
  • GÜNCELLEME20.09.2022 08:14

Batı Demokrasisi ya da Anayasal Demokrasi olarak da adlandırılan “liberal demokrasi” kavramı, anayasal olarak sınırlandırılmış bir demokrasi anlayışını ifade eder. Çoğulcu Demokrasi olarak da bilinen bu anlayış, günümüzde demokrasinin makbul ve gelişkin hali olarak kabul edilir. Sizce bu süslü söylemler doğru mudur?

1980’lere gelindiğinde Sovyet Rusya’da Komünizmin çöküşü ideolojik bir boşluk doğurdu. Batılılar serbest piyasa - demokrasi formülünün mükemmel bir toplum için TEK YOL olduğuna iman ettiler. Bu inanç sisteminin peygamberleri(!) de vardı tabii: Fukuyama (Tarihin sonu) ve Friedman (Dünya Düz) … Hatta sahte Nobel ödülleri bile ihdas edildi. 

Nobel Komitesi tarafından  değil, Alfred Nobel’in anısına Norveç Kraliyet Bankası tarafından verilen sosyal bilimler ödülleriydi bunlar. Ama yutuyoruz, yutturuyorlar. Bu sahte Nobel ödülleri ile liberalizm bilimselleşiyordu, başka yol yoktu, alternatif yoktu, yersen! Yiyoruz. Liberalizm rengârenk bir düşünce geleneği olmaktan çıktı, giderek totaliter bir ideolojiye benzemeye başladı:

Günümüz modernite, küreselleşme ve sosyal medyadan kaçınılmaz olarak etkilenen ve gelecekte iktidara gelebilecek genç nesiller farklı mı olacak? Demokratik değerlerin cazibesine kapılıp, değerlerini ve mekanizmalarını inkar eden akımı devirebilecek mi?

Başlangıç olarak ve herhangi bir tartışmanın önünü kesmek için, Batılı demokratik toplumlarda demokrasinin çekiciliğinin çoğunu kaybettiğini, zayıf yönlerinin ortaya çıktığını kabul etmek gerekir. Ak Parti’nin 2002 yılından beri demokrasi sınavını vermesi ve gençler üzerine modern ilkeler ışığında yol göstermesi modernitenin gençliğin talepleri noktasında sınırı gösterilmemektedir.

Öte yandan, başka alternatifinin olmadığına da dikkat çekilmeli. Kurumlarının sağlamlığı, vatandaşlarının gerek sağ gerekse soldan demokrasiyi kuşatmaya yönelik planlarla mücadele etme kararlılıklarının gücü ve daha fazla demokrasi ile sorunları çözme ısrarları kabul görecek mi?

Şunu da kabul etmek gerekir ki, demokrasi kendi çağının bir ürünü değil ve otomatik olarak aktarılamaz. Metinlerde olduğu kadar ruhlarda da kök salması için yeterli zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Demokrasi kavramı birçok nitelik açısında tartışmaya açık bir konudur, kimine göre kamusal yönetim, kimine göre vicdanın karar kısmı üzerinden yorumlanır. 

İçimizdeki batı hayranı bazı aydınların, ABD demokrasi tarihini sık, sık kullanması ve örnekler üzerinden batılı kaynakları kullanması, sizce ne kadar gerçekçi ve aydınlatıcıdır. Örnek vermek gerekirse, Beyaz Saray’da oturan sivil başkan ile Pentagon’un askerleri arasındaki çatlağın bir işaret olarak yol ayırımıdır, ABD demokrasi duvarında bir yarığa dönüştüğünü gösteriyor ki, bu önce ABD’nin demokrasi yalanına bir son olacağı, arkasında beslenen batının da bir sonu olacağı görülmektedir. Kısacası demokrasi gençlik eylemlerinde talepleri doğuran ve eli güçlü olan batı kurnazlığına oynanan bir oyun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Neo-gerçekçilik ve pragmatizmin karşı karşıya olduğu bu büyük testle birlikte ABD başkanı, Biden denilen kapital kafa, dünyaya demokrasi düzenbazlığını ihraç etmeye devam etmektedir. Biden örs ve çekiç arasında sıkışmış olan ABD figürüne dönüşmüş yaşayan bir fosil örneğidir. Uluslararası demokratik değerler üzerinden dünyaya çağrı yapan kapital sistemin taşeron lideri Biden sizce ne kadar demokratik bir kişiliğe sahiptir?

Batı ve ağırlıklı olarak Amerikan kültürü, “ideolojiyi genel olarak yaşadığı zor gerçekliğe ve duruma bahane bulmak, ABD yayılmacı kültürü seferber etmek ve harekete geçirmek amacıyla kullanacağı bir fikir kompleksine ihtiyacı olan geri kalmış devletlerin, monarşi ile veya ABD’nin arka bahçesinde bulunan yapay demokrasi veya sözde Cumhuriyetleri olarak görülmektedir.

Liberalizm ve demokrasi bu kapsayıcı çerçeveye dahil değil. Çünkü çoğulculuğa, ötekinin kabulüne ve kültürel çeşitliliğe dayanıyor. Ne de olsa gençliğin ruhunu okşayan bir yönetim biçimidir. Liberalizmde politika, ortak bir kültürün anlaşmazlıkların çözümüne ulaşmada önemli bir rol oynadığı bir süreç yoluyla, uzlaşı ve orta çözümler bulma oyununa dayandığıdır.

Liberal demokrasiler ulus-devletler olarak örgütlenmişlerdir. Bu yapı içerisinde vatandaşlar homojen bir bütün olarak algılanmaktadır. Bu çerçevede vatandaşlara milli kimlik verilmektedir. Fakat artık insanlar farklılıklarının farkına varmakta ve kendilerini değişik kimliklerle ifade etme eğilimi göstermektedirler. Bireylerin bu yeni taleplerine liberal demokrasiler cevap verememektedir. Bütün devletler anayasa metni çerçevesinde yeniden ulus ve ulusal kapsayıcı tedbirler almak zorundadır. Gelecek nesillerin aşırı özgürlükler kapsamında alacağı kararlar, yeniden sorgulanmalı kontrol mekanizması ve liberalizm sorgulanmalıdır. Vesselam.

YENİ AKİT

Yorumlar1

  • Komanizm 1 yıl önce Şikayet Et
    Batı sscb yi batırmakla maçı kazandı, 11eylüle kadar saman alevi gibi yandı, tek güç olunca istediği yeri vurdu. Şimdi de kapitalizm çöktü. Komünizm kapitalizmi yiyor.güç zehirlemesi batıyı maç içindeki faul ve kuralsızlığı sıradanlaştırdı. Hadi komünis buğdayını, doğalgazın, yağını ve diğer ürünlerini almasınlar da görelim. Oysa Rusya'dan mal alırsak bize parmak sallıyorlar. Keşke Komünist blok güç zehirlemesi yaşamasa, adil bir komünizm oluştursa
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat