Kontrolsüz Kazanma Hırsı

  • GİRİŞ20.02.2013 12:40
  • GÜNCELLEME20.02.2013 12:40

Geçen hafta  Fransız  Kolesterol uzmanı  ünlü bir profesör  çıktı ve iyi ya da  kötü kolesterol diye  bir şeyin olmadığını, kolesterolün  her ikisinin de vücut için  gerekli ve  faydalı olduğunu , kötü kolesterol algısını  ilaç sanayiinin aşırı para  kazanma  hırsı  ile ahlaki olmayan  usuller kullanarak oluşturduğunu  ve  bu şekilde son  on beş  yılda  300 milyar  dolar kazandığını ifade etti.

Bu hafta ise bir taftan zincir marketlerdeki  raf fiyatlarının fahiş artması, bir başka  ifade ile  rafın  ürünün yerine geçmesi  nedeni ile  üreticilerin artık  bu yükü taşıyamayacak  hale geldikleri ve hatta  bir kısmının  iflasın eşiğine gelmeleri neticesinde bu durumun da bumerang etkisi  oluşturarak  marketleri  olumsuz  etkilemeye hatta  zarar vermeye  başladığı tartışılmaya  başlandı.

Diğer taraftan ise Türkiye  Ziraat Odaları  Birliği  yaptığı kamuoyu  açıklamasında tarladan  nerede ise  maliyetine veya  çoğu zamanda  maliyetinin de altında    1'e alınan bir tarım ürünün  haksız  bir şekilde marketlerde 3-5'e katladığını dolayısı ile  işin  odağında  olan ve tüm varlığını  ürününün hasadına bağlayan  köylünün  can çekişirken aracıların  fahiş kârlar ettiğini ve  bu yapının hem üreticiye hem de tüketiciye haksızlık ettiğini demeye getirdi.

Bütün bu tartışmaları gündeme taşımamızın sebebi ise Aile  ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2011 yılı itibari ile  hane halkı gelirlerinin tespitine yönelik yapmış olduğu çalışmayı kamuoyu ile  paylaşması ve buradan çıkartılacak derslerdir. Araştırma geneli kucaklayacak şekilde  10 bin 578 Haneyi kapsamakta olup kent ve kırsal kesim dağılımı  dikkate alınmıştır. Buna göre Türkiye'deki 19 milyon hanenin %9'unun geliri 400TL'nin altındadır. %21.5 hanenin geliri ise 400-800TL arasındadır. %41.8 hanenin  geliri ise 801-1200TL  arasındadır. Kümülatifte  bakıldığında toplam hane  sayısının   %72.3'ü 1200TL  gelir grubunun  altındadır. Burada  ölçülemeyen  veya  serbest  gelir gruplarında  eksik beyanların  olabileceğini  dikkate alındığında oran  belki  %68-70'lere düşer  ama %50'ye herhalde  düşmez. Bunun anlamı şudur  Türkiye'de yaşayan  her  üç kişiden ikisi fakirlik sınırının altında bir gelirle hayatını  idame ettirmektedir. Bu kişiler  öyle  çok uzaklarda Kaf dağının ardında  yaşayan  kişiler de değildir. Kentlerimizde ve  köylerimizde  yaşayan her gün hepimizin yaşadığı semptlerde sosyal hayatı paylaştığımız,  selam verdiğimiz  Ahmet, Ali, Osman, Ayşe , Zeynep, Haluk  Amca  ve Ayşe Teyzelerden bir kısmı  maalesef açlık sınırının altında hayata  tutunmaya  çalışmaktadırlar.

Peki bunların aralarındaki bağ nedir? Sorusu akla gelebilir. Bağ şudur. Hiçbir  aklı başında eskilerin deyişi ile feraset sahibi ticaret erbabı  etrafındaki  gerçeklikleri görmeme veya yok sayma  lüksüne  sahip değildir. Kültürümüzde  "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" bilgeliği olan  bir toplumun fertleri olarak  atacağımız adımın bumerang etkisi yapıp yapmayacağının  mutlaka  dikkate alınması  gerekmektedir.

Bugün nasıl olsa  hastalar  elimizin altında  ne yapalım da  hasta  olmayanları da  kapsam alanına  alalım  fikrinden hareketle  çıkılan yolculukta  çıkmaz sokağa doğru ilerlenmektedir. Batı tıbbının  ve kapitalist ilaç endüstrisinin  kötü kolesterol gibi  birkaç yalanı daha  ortaya çıktığında  dünya toplumları  sadece yanlış olanları  değil  komple  batı tıbbını  sorgulamaya  başlayacaktır. Bunun  sonucunu  tahmin etmek  isteyenler çıkar mı bilmem ama bu felaketi dillendirmek  bile  sıkıntılı.

Öbür yandan  yine aynı  hoyrat ve bencil düşünce ile bir taraftan hizmet edilen  kesimin maddi imkanlarını  göz ardı ederek diğer taraftan  gerek tarlada gerekse  fabrikada  üretim yaparak  nafakasını  sağlamaya  çalışan  ve  gıda gibi  en hayati bir  ürünü vücuda getirerek  toplum hizmeti yapan üreticileri ve de tüketicileri  dikkate almadan  atılan hiçbir adımın, hiçbir raf fiyatının, hiçbir kar hırsının   sürdürülebilirliğinin olmadığının görülmesinde yarar vardır.

Not:Burada  üreticiler üzerindeki aşırı   fiyat baskısının ve onlardaki  aşırı kar  hırsının  neden olduğu  hilekarlıkları  ve onların  mahzurlarını  ayrı olarak ele alacağım.

Şahin Nursaçan / Ekotrent

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat