Eski pikaplar ranger oldu
- GİRİŞ18.01.2011 08:30
- GÜNCELLEME18.01.2011 08:30
Aklımıza gelmese ya da biz istemesek de, gözümüzün önünden taksiden bozma böyle bir takım arabalar geçip dururdu.
Ha, bu arada biz küçük otomobillerin tümüne taksi derdik. Sınıf olarak “Cip” vardı bizim bildiğimiz, bir de “Station Wagonlar.” Onlar da arkası kesik taksilerden başkası değildi.
Şimdiki gibi isim kalabalığı da yoktu. “MPV, Coupe Cabriolet, Sport Tourer, Hafif Ticari, Crossover” nedir bilmezdik.
Komşumuzun oğlunun 500 Bin liraya (Paranın bol sıfırlı olduğu yıllarda) ikinci el bakımlı bir “Murat 124” satın alması mahallede hayli konuşulur olmuştu.
90’lı yılların henüz başında ise amcamın oğlu, ilk otomobili olan “Renault Toros’u” satın aldığında mahallenin en konforlu arabası olarak sayılmıştı.
Plakası bile hala hatırımdadır. Çarşı dolmuşu yerine onun arka koltuğunda okula gitmek en konforlu yolculuk olsa gerekti o yıllar için.
Konfor nedir bilmezdik. Bunu 2000’li yıllarla birlikte fark ettik millet olarak.
Sonra babam kuş cinsinden bir Kartal satın aldı ve onu yıllarca cip gibi kullandı. Ama öyleydi, cip gibiydi. Altı yüksekti, dağa taşa çıkardı.
Şimdi kamyonlar bile konfora büründü. Lüks oldu her şey, ucuz olanı, rahat olmayanı beğenmez olduk. Her şeyini değerlendirmeye başladık otomobillerin. Bizim gibi otomobil yazıları yazanlar türedi. Enine boyuna incelemeye başladık otomobilleri.
Biz yazdıkça, insanlar daha iyisini aradıkça, mühendisler giderek daha kusursuz arabalar tasarlamaya başladılar. Marka merakı, reklam çılgınlığı ihtiyaçlarımızın standardını yukarıya çekti.
Velhasıl acayip bir toplum olduk. Standartlarımız arttıkça maymun iştahımız da arttı. Neyse…
Ranger 4X4, konforlu, modern bir kamyonet
Şimdi daha da olgunlaşarak modern bir görünüme kavuşan Ford Ranger, kamyon ya da kamyonet satın alacak insanların bile, otomobil veya cip konforu aradığı günümüzde, bu ihtiyaçlara neredeyse tam cevap verecek donanım ve konfora sahip bir pick-up.
Neredeyse diyorum, zira araçla ilgi birkaç olumsuz eleştiride de bulunacağım.
Ranger 4X4 olmasına rağmen, istenirse iki çekerli olarak da kullanılabiliyor. Yani hem normal kullanımına uygun hem de arazi şartlarına.
Otomatik vitesli olarak da sunulması bir avantaj.
2,5 litrelik motor seçeneğinin yanı sıra, benim de kullandığım 3,0 litre 150 HP gücündeki “Wildtrak” denilen üst sınıf bir donanım seviyesi de bulunuyor. Test için de basına bu aracı veriyorlar. Bu Ranger’ın tüm prestijini taşıması bakımından referans model olarak görülüyor belli ki.
Bir çiftlik sahibi olsaydım, ya da yüzlerce dönüm arazi eken bir çiftçi, ara sıra şehre inip, ıvır zıvır doldurup köyüme ya da çiftliğime dönmek için satın alacağım araç kesinlikle böyle bir şey olurdu.
Fakat bu aracı Riva’daki arazi testi haricinde bir hafta boyunca şehir içinde kullandım. Tahmin ettiğiniz üzere tam bir eziyetti diyebilirim.
Küçük dönüşler sorun, park etmek sorun, geri manevra sorun…
Fakat Ranger birçok konfor özelliğiyle bu eziyeti zaman zaman keyfe de dönüştürmüyor değil.
Otomatik vites, şehir içi kullanımın en keyifli unsuru
Otomatik vitesin verdiği keyif, spor deri koltukların rahatlığı, yol gürültüsünü içeriye neredeyse hiç yansıtmayan kabini, koltuk ısıtmalarından, park sensörüne kadar birçok konfor özelliğiyle şehir trafiğinde stresinizi en aza indiriyor. Aracın müzik ve ses sisteminin de oldukça iyi bir düzeneğe sahip olduğunu söylemeliyim.
Bunların yanı sıra saklama alanları ve bardaklıklar bakımından da oldukça kullanışlı bir yaşam alanına sahip. Üstelik pusula ve aracın dengesiyle ilgili göstergeler, konum itibariyle içeriye daha spor bir görüntü kazandırmış. Ayrıca Ranger’ın iç ve dış malzemesindeki kalite de asla gözden kaçmıyor.
Araç çift kabinli olarak tasarlanmış. Ön kabinin genişliği arkada yok. Arka koltuklarda üç kişi oturduğunda aşırı sıkışıklık oluyor. Fakat oldukça geniş ve yeterli bir yükleme alanı ayrılmış. Bu, arka kabindeki darlığın nedenini ortaya koyuyor.
Stor örtü iyi, kapağın kilitlenmemesi kötü olmuş
Kasanın üzeri stor bir perde ile örtülmüş. Bu yağmur geçirmeyen örtü, harici bir anahtarla kilitlenebiliyor. Buraya kadar her şey iyi. Fakat bagaj kapağı ne merkezi kilitle ne de bir anahtar vasıtasıyla kilitlenemiyor. Bu da işin kötü tarafı.
Yüksek bir araç olan Ranger aynı zamanda üst düzey bir Off-Road performansı da sunuyor. Arazideki tüm zorlamalarıma rağmen araçta en ufak bir tereddüt görmedim. 4x4’de agresifleşen aracı, şartlar düzelir düzelmez vites kutusunun gerisindeki bir mandal vasıtasıyla, anında iki çekere alabiliyorsunuz.
Asfalt performansına gelince, yol tutuş ve hızlanma gibi konularda benzer özelliklerdeki birçok kompakt otomobili geride bırakabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Sıradan fakat Ford için ilginç bir ayrıntı: İçeriden açılabilen kaput
Ford Ranger’ın sağladığı diğer kolaylıklar, inip binmeyi daha pratik bir hale getiren yan basamaklar, içeriden bir kolla açılabilen kaput,(Ford’un binek modellerinde bile, ön logo altından anahtar vasıtasıyla açılabilirken) görüşü kolaylaştıran geniş yan aynalar ve park sensörü (Sadece bu donanımda) olarak sıralanabilir.
Ranger’da demode olansa, direksiyon altına yerleştirilmiş baston tarzı el freni. Başkalarını bilmem ama ben buna bir türlü alışamadım.
Sonuç olarak Ranger, genci yaşlısı herkesin dikkatini çeken bir araç. Özel kullanıma da, yük taşımaya da uygun.
Yoğun şehir şartları için olmasa da, güçlü karakteri ve yüklenebilir özelliğiyle, daha agresif koşullar için rahatlıkla tavsiye edilebilir.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol