Peugeot RCZ ile tutkulu bir sürüş deneyimi

  • GİRİŞ22.07.2011 16:09
  • GÜNCELLEME22.07.2011 16:09

GALERİYE GİTMEK İÇİN TIKLAYIN...

Kendisiyle tanışmamız geç olsa da tam oldu diyebilirim.

Yaklaşık bir yıl önce Avrupa ile aynı anda Türkiye’de satışa sunulmasıyla birlikte yakaladığı satış başarısı ona olan ilgiyi gösteriyor.

Peugeot RCZde birkaç ufak ayrıntı dışında bu ilgiyi hak eden bir otomobil zaten.

Spor bir otomobilin kuralları vardır

Spor bir otomobil üretmenin belli standartları vardır. Üç kapılı olma şartı bunların başında gelir. Arkaya doğru alçalan bir tavan olmalıdır. Arka koltuklar sadece formaliteden ibarettir. Sürücü ve ön yolcu koltuğunda oturanlar haricinde bir konfor gözetilmez. Eğer motor arkada değilse birkaç çanta ya da poşet sığdırabileceğiniz kadar genişlikte bir bagaj alanı ayrılır.

Peugeot RCZ’ye gelince;

Spor bir coupenin standartlarını zorlamaya çalışan bir anlayışla karşılaşmaktayız. Maksat binek imajını biraz daha öne çıkarmak. Böylece yolculukları daha keyifli bir hale getirmek.

Bunu düşük motor hacminin yanı sıra oldukça geniş bir yükleme imkanı sunan bagaj alanından da anlamak mümkün. Şöyle ki; su metoduyla 384 litre kapasiteye sahip alan, arka koltuklar yatırılarak 760 litreye kadar çıkartılabiliyor.

Aksesuar olmanın ötesinde bir işe yaramayan arka koltuklar böylece önemli bir işlevi de yerine getirmiş oluyor.

Neden 2+2 koltuk?

Bildiğiniz gibi Avrupa’da bu tür otomobillerin 2+2 koltuk düzeniyle üretilmeleri tamamen vergi avantajıyla ilgili. Yoksa arkaya birileri oturabilsin diye değil. Yalnız bebekler istisna.

Peugeot RCZ’de kullanılan 1,6 litre THP motorlar da yine düşük vergi avantajı sağlaması bakımından artı bir özellik. Üstelik bu motorlar performansıyla da biliniyor.

Maksimum hızı 237 km/h

Kullandığım 200 beygirlik manuel şanzımanlı RCZ’nin hızlanma değerleri de oldukça iyi. Sıfırdan yüze hızlanmasını 7,5 saniyede yapan aracın, 150 km/h ile maksimum hızı olan 237 km/h arası hızlanma performansını da hiç fena bulmadım.

Tabi bu hızda seyrederken durmak da mühim bir olay. Yoksa hızın fazla bir esprisi kalmaz. Yol tutuş ve hızlanma verilerinin işe yaraması için frenleme konusunda da etkili bir sonucun ortaya çıkması gerekiyor.

Araç sert frenlemelerde oldukça stabil davranıyor. Kontrolü asla kaybetmiyor Durma mesafesi de oldukça iyi. Burada, 340 mm çap ve 30 mm kalınlıktaki hava kanallı geniş disklerin katkısını yadsımamak gerekiyor.

Peki böylesine agresif bir kullanıma müsait bu otomobilin tüketim değerleri ne alemde.

Bana sorarsanız hiç fena değil. Fabrika verilerine göre karma tüketim 6,7 (litre/100 km). Tabii ki bu otomobille 90 km/h altında kalmayı başarabilirseniz. Yine de, ibrenin daha üst seviyeleri gösterdiği durumlarda bile tüketimin abartılı bir şekilde artmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Bombeli tavan ne sağlıyor?

Peugeot RCZ’nin kendine has bir özelliği var. Bombeli tavan tasarımıyla yeni bir tarz geliştirilmiş. Bunu aerodinamik etkilerle açıklayan firma, ayrıca arka yolcular için de ekstra baş mesafesi sağlandığını savunuyor. Birincisiyle ilgili bir fikrim olmamasına karşın ikincisine kesinlikle katılmıyorum.

Aracın aerodinamizmiyle (havayla etkileşimi) ilgili küçük bir eleştiri de getireceğim. Hızım saatte 70 km/h’nin üzerine çıktığı anda sol yan ayna civarından ıslığa benzer bir rüzgar uğultusu geliyor. Bu öylesine kulak tırmalıyor ki, anlatamam. Tam olarak neyle alakalı olduğunu çözemedim.

İç mekandan izlenimler

Peugeot araçlarının genel karakterine alışıksanız iç mekanda sizi fazla bir sürpriz beklemiyor.

Küçük çaplı spor direksiyon ve harika yumuşak deri döşemeler haricinde tek dikkat çeken şey, ön konsolun hemen ortasındaki iki havalandırma kanalının arasında yer alan karbon görünümlü kadranlı saat. Gerçekten çok şık ve oraya çok yakışmış.

Konsol üzerindeki sportif unsurların sayısı biraz daha artırılsaydı nasıl olurdu acaba, diye de içimden geçmiyor değil.

Bir eleştiri de iç mekan kullanımıyla ilgili yapmam gerekecek. Örneğin arkaya geçiş oldukça sorunlu. Bunda, elektronik hareket ettirilebilen koltukların etkisi fazla. İkinci etken de çok ani alçalan tavan.

Peugeot RCZ’nin 200 HP’lik bu modelinde, manifolta yerleştirilen özel bir ses sitemi de sunuluyor. Ani hızlanmalarda heyecan verici bir motor sesi sağlayan bu sistem,  genç sürücülerin hayli hoşlanacağı cinsten.

İçeriden tek dokunuşla açılıp kapanan spoyleri de hatırlatmadan geçmeyelim.

Pahalı spor otomobillerle aynı gösterişe sahip

Hâsılı, Peugeot RCZ ile bir haftalık test deneyimim oldukça keyifli geçti diyebilirim. İster istemez üstünüze çektiğiniz bakışların verdiği mahcubiyet arasında, mütevazı bir tavra bürünmeye çalışmak oldukça zorlu bir çaba gerektiriyor böyle bir otomobilin içinde.

Zira dışarıdan bakanlarda uyandırdığı izlenim, uçuk fiyatlı spor otomobillerden hiç farklı değil. Oysaki Peugeot RCZ’nin asıl sırrı burada saklı.

6 ileri otomatik vitesli 156 HP motora sahip modeli 79.183 TL’ye, 6 ileri manuel vitesli 200 HP motora sahip üst modeli ise 80.520 TL’ye satın alabiliyorsunuz.

Tek donanım olarak satılan araçla birlikte, hız sınırlama ve sabitleme sistemi, ön ve arka park sensorları, yokuşta kalkış desteği gibi önemli özelliklerin yanı sıra ESP, ABS, AFU ve REF gibi ileri güvenlik sistemlerine de standart olarak sahip olmuş oluyorsunuz.

Gösterişten hoşlanıyor ve fazla kalabalık gezmeyi sevmiyorsanız Peugeot RCZ tam size göre bir otomobil. 20’li yaşlarımda olsaydım almayı düşünebilirdim fakat şu anda böyle bir otomobil için kendimi biraz yaşlı hissediyorum.

Bir otomobili kullanmadan, asla onu satın almamanızı diliyorum.

Haftaya görüşmek üzere…

Salih ÖZDERYA / Haber7

sozderya@yahoo.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat