Hafızalarda henüz çok taze;
Kobani olayları ve arkasından gelen çukur ve hendek eylemleri. Bu olaylar bölge halkında terör örgütü PKK'ya karşı büyük bir öfke oluşturdu. Her hafta bölgenin bir ya da iki iline giden, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık ile bu konuyu konuştuk.
Bakan Işık, hendek ve çukur olaylarından sonra bölge halkının HDP ile arasına ciddi bir mesafe koyduğunu ve Kürt vatandaşlarımız ile devletin arasında herhangi bir sorun olmadığını söyledi ve şu önemli tespiti paylaştı:
"Bu kadar büyük sıkıntılar yaşanan bir konjonktürde duygusal bağların bu denli güçlü olması bir ülke için en büyük kazanımdır. Bundan çok daha az travma yaşamış ülkelerde kopuşlar çok fazla oldu. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda halkla aramızda bir sorun olmadığını görüyoruz.
Anketlerde Türk ailesine soruluyor;
'Damadın bir Kürt olursa ne tepki verirsin?' diye. 'Bu benim tavrımda bir değişiklik oluşturmaz' diyenlerin oranı yüzde 90'ın üzerinde. Aynı soruyu Kürt ailesine soruyorlar, onlar da aynı oranda cevap veriyor." Bu tablonun kritik olaylarda hep görüldüğünü söyleyen Bakan Işık; 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda, Türkiye'nin sağ/sol kavgasını bir yana bırakıp askerlik şubelerine koştuğunu, aynı şeyi 15 Temmuz'da da yaşandığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısının ardından bayrağını alıp sokağa koşan milyonların bunu en güzel şekilde ispat ettiğini söyledi.

SIFIR ATIK... SIFIR KAYIP

Dünyada milyonlarca insan hala açlık sınırında yaşarken en önemli şeylerden biri israf etmemek.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen "Sıfır Atık" projesi çok önemli bir yol kat edilmesini sağladı.
2017 Eylül'ünden bu yana 58 ton kağıt, 14 ton plastik, 3 ton cam, 1.5 ton metal olmak üzere yaklaşık 77 ton değerlendirilebilir atığın toplanarak ekonomiye kazandırıldığını söylersek, bu kampanyanın kıymeti daha da anlaşılır olur.
Milletvekillerine birer mektup gönderen Emine Erdoğan, hem bu bilgileri verdi hem de; sadece alışkanlıkların değiştirilmesiyle 980 ağacın kesilmesinin önlendiğini aktardı.
Bu projenin şimdiye kadar kamu binalarında yürütüldüğünü ama asıl hedefin; tüm Türkiye'ye yayılması olduğunu söyleyelim.
İşte Emine Erdoğan; milletvekillerinden kendi illerindeki belediyeler, kamu kurumları, üniversiteler, sanayi kuruluşları, ilgili sektörler ve tüm vatandaşlarımızı bu kampanyaya destek olmaya davet etmelerini istedi.
Ben kendi adıma bir gazeteci ve bir vatandaş olarak bu kampanyanın gönüllü elçisi olduğumu ilan ediyorum. Siz de var mısınız?.