Yenildik Ama Ezilmedik Hikayesi

  • GİRİŞ04.04.2013 08:35
  • GÜNCELLEME04.04.2013 08:35

Bana bu söz her zaman hikaye gelmiştir. Rakibin sana üç gol atmış, sen buna hiçbir şekilde karşılık verememişsen ezilmişsin demektir. Kusura bakmayın hiç kimse G.Saray şu kadar top yüzdesiyle oynadı, bu kadar korner kullandı, kaleye şu kadar şut çekti demesin. Önemli olan çerçeveyi bulabilmek meselesi. O'nu da Real Madrid yaptı ve maçı farklı kazandı.

Maçın geneline bakarsanız deplasmanda oynayan G.Saray'ın oynaması gereken futbolu Real Madrid oynadı. Madrid, G.Saray defansının arasında daha çok boşluklar bulurken, sarı-kırmızılılar maç boyunca rakibi hiçbir şekilde hazırlıksız yakalayamadı. Bu nedenle Burak'ı da kullanamadı. Fiziki yapısı iyi olmasına rağmen güçsüz Drogba'da kendisini cezasahasına sürükleyebilecek hamleleri yapamayınca G.Saray rakip kalede etkin olamadı.

Fatih Terim maçı kurgularken dış şutlara bel bağlamış. Bunu da maçın başında sık sık gördük. Gerek maçın en kötüsü Snaijder olsun, Melo ve Selçuk İnan kaleyi gördükleri her mesafeden şutlarını attılar. Attılar atmasına ama zaten çok iyi yer tutan Lopez'in sürekli kucağına isabet ettirdiler. 

Maçın Norveçli hakemi oyunun kaderine etki etti mi, doğrusu buna evet etti diyebiliriz ama bu G.Saray'ın mağlubiyetinin haksız olduğu anlamına da gelmemeli. Hakemin bana göre iki büyük yanlışı vardı. Raul'un bir balet gibi Drogba'nın üstüne çıkarak aldığı faulü vermesi ve bunun sonucunda 3. golün gelmesi G.Saray'ı bitiren pozisyon oldu. Ayrıca Madrid'in kaptanı Ramos'un 77. dakikada Burak'ın ayağına basmasını görmeyip Burak'a sarı kart göstermesi de hakemin en büyük yanlışlarından biriydi.  Zaten şampiyonlar ligi çeyrek final maçlarının hakemleri de çok kötü yönetimler sergilediler. Bu yönetimlerin arasına PSG-Barcelona, Bayern München-Juventus maçlarını da ekleyebiliriz. Organizasyon komitesinin hakemler konusunda acil radikal kararlar alması gerekiyor.

Mourinho'nun takımı üç forvetinin üçünün de gol atmasıyla karşılaşmayı kazandı. Maçın başında G.Saray basit bir gol yemeyip dengeli götürdüğü oyunu ileri ki dakikalara da gol yemeden taşıyabilseydi, işte o zaman Real'in bulduğu pozisyonları G.Saray bulacak ve maç çok farklı olacaktı. Diyeceksiniz ki, G.Saray zaten pozisyonlar buldu. Haklısınız buldu. G.Saray'ın bulduğu pozisyonları Real Madrid bulsaydı ilk yarıyı 5-0 önde kapatırdı. Ama ne var ki G.Saray'ın ileri uçları bir Ronaldo, Benzema ya da Higuain değil. Çerçeveyi bulamayıp, topu kalecinin üzerine atıyorsanız kaybetmeye mecbursunuz. Bu nedenle G.Saray'ın gol bulabilmesi için daha net pozisyonlara ihtiyacı vardı. Bu olanağı da rakip defans sarı-kırmızılı forvetlere sağlamadı. 

Sonuçta iteleye iteleye Şampiyonlar ligi çeyrek finaline gelen G.Saray bu yürüyüşüne Barnebau'da son verdi. 

G.Saray açısından şampiyonlar ligi yürüyüşünde şunu gördük; Snaijder'in, Drogba'nın önümüzdeki yıl bu performanslarıyla sarı-kırmızılı ekibe katkı sağlayamayacaklarını, çok iyi bir hazırlık dönemi geçirerek kuvvetlenirlerse ancak faydalı olabileceklerini ve G.Saray'ın çok acil defans hattına iki stoper bir de sol bek alması gerektiğini.

Aksi takdirde yine yolun bir yarısında 'yenildik ama ezilmedik' dememiz kaçınılmaz. 

Yine de şampiyonlar liginde bize bu coşkuyu yaşatan başta Fatih Terim olmak üzere G.Saraylı oyuncuları tebrik ediyorum.   

Seçkin Çakır
seckincakir52@hotmail.com      

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat