Şampiyonu belirleyecek play-off maçları geldi çattı.  Bakalım kaosun içinden futbol seyrini çıkartabilecek miyiz!

2011 Yılının Temmuz’unda başlayan şike soruşturması uzadıkça Türk futbolunun kay kaybı da devam ediyor.

Temmuz 2011 yılında futbolumuza bomba düştü. Gazeteler 6 Temmuzda geçtikleri haberde  Fenerbahçeli  yöneticiler Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz, Fenerbahçeli futbolcular Sezer Öztürk, Emmanuel Emenike, Fenerbahçe'de alt yapı koordinatörü Cemil Turan, teknik direktör Bülent Uygun ile sportif direktör Ümit Karan'ın da aralarında bulunduğu 25 kişinin  Adli Tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildiği duyuruyordu.

Kaosun  İçinde Futbol Seyri Çıkmaz

İlk operasyonlar sonrası neler yazılmadı. Teknik takipler, sıcak paralar, tapeler. Ve işin içinden çıkılamaz bir hale geldiği anlaşıldı. Türk futbolu ciddi bir kaosun içine girmişti. Meclisten apar topar bir kararla sporda şiddet yasasında ceza indirimine gidildi. Ardından futbolda şike soruşturması organize suçlardan çıkarıldı. Ve bir anda ard arda tahliyeler geldi. Tahliyeler güzel, hiç kimse içerde kalmasın. Kalmasın ama suç işlemişse de cezasını çeksin. Şahsen spor olayı nedeniyle birilerinin demir parmaklar ardında kalmasını da tasvip etmiyorum.  Görevleri elinden alınsın bir daha yöneticilik yapamasın. Tehdit emişse, birilerine fiziki ve manevi olarak zararı dokunmuşsa o başka. O’nun kararını da mahkemelerimiz verir.

“Ben Gitmeyeceğim, Onlar da Gelmesin”

Bütün bu yaşanan süreç içinde gördüğümüz Türk futbolunun yıpranmaya devam ettiği. Kulüpler birbirine girmiş vaziyette.  Her gün bir kulüp diğerine göndermede bulunuyor. Türkiye tarihinde ilk defa şampiyonunu play-offla belirleyeceği bir sistemi uygulayacak ama  kulüplerin başkanı, yöneticisi, taraftarı, futbolcusu gergin mi gergin. Bir de buna medyamızı  eklersek  gerginspor kadrosu tamamlanmış oluyor.

Bu konuda en son dün Trabzonspor Kulüp Başkanı Sadri Şener bir açıklama yaptı. Şener diyor ki, ben Kadıköy’e gitmeyeceğim, ortam boşuna gerilmesin. Bu işler samimiyetsiz selamla düzelmez. Onlar geldi, ortamı gerdi. Bu sıkıntılardan ötürü onlar da rövanşa gelmesin.

İşte süreçte geldiğimiz son nokta. Spor; dostluk, barış, kardeşlik demek. Spor; eğlence, zevk demek. Oysa Türkiye’de maalesef geldiğimiz nokta kaos. Bunca kargaşa sonrası bakalım play-off maçlarının sonunu görebilecek miyiz? Eğer görebilmek istiyorsak bu saatten sonra, medyası ile, başkanı, yöneticisi, taraftarı, futbolcusu ile futbol adına güzel mesajlar vermemiz gerekiyor. Dört büyüklerin çarpışacağını değil, futbolun görsel şovunu yazmamız gerekiyor. Geç olmadan bir an önce tansiyonu düşürecek açıklamalar yapmak gerekiyor.  Ben buradan futbol kamuoyuna Türk futbolunun geleceği için sesleniyorum, lütfen zaman kaybetmeden hoşgörü ortamını sağlayacak açıklamaları bir an önce yapalım ve play-off maçlarını gönül rahatlığıyla izleyelim. 

Seçkin Çakır / Haber 7
seckincakir52@hotmail.com