Sürgünde kurultay!

  • GİRİŞ14.04.2016 10:21
  • GÜNCELLEME14.04.2016 10:21

Ben de pazartesi günü öğleden sonramı “ülkücü harekete” adadım. Hemen hemen bütün senaryoları öğrenmiş bulunmaktayım. Hakikaten su bulanık ve benim de bulanık suda balık avlamaya hiç niyetim yok! Sadece kulislerde konuşulanları aktarmakla yetineceğim.  

MHP Genel Merkez yönetimi ile taban arasına ilk kara kedi galiba 2010 referandum sürecinde girdi. Ve fakat Bahçeli’nin referandumda özellikle yargı ile ilgili düzenlemelere “hayır” demesini, zaman haklı çıkarmadı mı ve çok sonraları AK Partililer dahi o günkü düzenlemenin yanlışlığını ifade eder hale gelmedi mi? O vakit kara kedi mevcudiyetini nasıl korumayı başardı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi, rahmetli Alparslan Türkeş’in sağlığında MHP muhabirliği yaptığım günlerden beri takip ederim. Genel Başkan Yardımcısı idi, Türkeş’in vefatının ardından Genel Başkan adaylığını açıkladığı toplantıda da bulunmuştum. İşte Bahçeli’yi o gün destekleyen kimi eski Ülkü Ocakları Genel Başkanları, kimi Divan Üyeleri karşımda duruyor, bugün neden desteklerini çektiklerini anlatıyorlar. Kurultay tartışmalarıyla ilgili çarpıcı bir analiz geldi: “Genel Başkan, delege iradesi ile Genel Başkan oldu. Yani, onu oraya getiren, orada tutan irade delege iradesi. Şimdi ‘delege iradesi’ni tanımaması, kendi meşruiyetini ortadan kaldırır.”

Bu analizi yapan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı,  o sırada günün esprisini de patlattı, başını gökyüzüne kaldırarak, kameralara konuşuyormuş gibi yapıp, “Sayın Genel Başkan ben aslında size karşı değilim, bu sözlerim yanlış anlaşılmasın” dedi. Ülkücü paranoya devreye girmişti! Devlet Bey masada konuşulanları ya izliyorsa! Dakikalarca güldüm. 

Hukukçu ülkücü, orada bulunanları gerekçeli karar hakkında bilgilendiriyordu. Medeni Kanun’a atıfta bulunulduğu için Yargıtay aşamasının ve kararın kesinleşmesinin beklenmesinin gerekebileceğinden bahsediyordu.

İCRALIK MI OLACAKLAR?

Genel merkez kurultayı yaptırmamakta kararlıyken, bu kurultay nasıl yapılacaktı? Bu yazının başlığı işte tam da o noktada çıktı: Sürgünde kurultay!

Salon nasıl kiralanacak? Ücreti kim tarafından karşılanacak? Delegeler Ankara’ya nasıl getirilecek?

Çağrı heyetinin bütün bunlara hukuken yetkili olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla çağrı heyetinin salonu kiralayacağı, kirasının ise Genel Merkez tarafından ödenmesinin zorunlu olduğu fikri öne çıkıyor. Ödemezse ne olur? İcra Kanunu hükümleri uygulanırmış. Ülkücüler önce mahkemelik oldu, şimdi de icralık mı olacak?

“Daha kötüsü de olur mu” demeyin, daha kötüsü de var. Diyelim ki, genel merkezin katılmadığı ve tanımadığı kurultay, sürgünde, çağrı heyeti aracılığıyla yapıldı, tüzükte olağanüstü kurultaylarda genel başkan seçimi yapılamayacağına ilişkin hüküm değiştirildi. Daha da ileri gidilip, ardından genel başkan seçimli olağanüstü kurultay da yapıldı? Hatta bir genel başkan da seçildi. Ancak MHP Genel Merkezi sürgündeki kurultayı tanımadığını açıkladı. O vakit ne olacak? Bu defa bir de sürgünde genel merkez ortaya çıkacak herhalde!

Mahkeme kararından muhaliflerin 531 delegenin imzasına ulaştığı anlaşılıyor. Tüzük kurultayını toplayabilmeleri ve tüzük değişikliğini gerçekleştirebilmeleri için, bin 291 MHP delegesinden 611’ini ikna etmeleri gerekiyor. Gerçi onlar 800 delegeyi buldukları iddiasındalar. Tüzük değişikliğini de gerçekleştirirlerse, Genel Başkan seçimli olağanüstü kongrenin yapılabilmesi için yeni bir süreci başlatacaklar. Fakat bütün siyasi partilerde en yetkili karar organı kongre olduğu için, olağanüstü tüzük kongresinden 29 Mayıs’ta genel başkan seçimli yeni bir olağanüstü kongre kararının çıkartılmasının mümkün olduğu görüşünü savunanlar da var.

Bütün bunlar konuşuluyor konuşulmasına da, Devlet Bey yılların kurt siyasetçisi… Öyle kolay kolay devrilmez, yıkılmaz… En nihayetinde elinde şu ana kadar hiç kullanmayı düşünmediği “ihraç” mekanizmasını tutuyor. İhraç bile değil, “tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk” dahi adaylıklarını ilan edenlerin adaylıklarını elinden almaya yetiyor! Aslında adaylar için dosyaların hazırlanmış şekilde bekletildiği de konuşuluyor ancak Devlet Bey’in henüz o noktaya gelmediği anlaşılıyor.     

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat