Mesut Yılmaz için 'Baskı'nın resmi
- GİRİŞ25.04.2016 09:41
- GÜNCELLEME25.04.2016 09:49
28 Şubat’ı “post-modern darbe” yapan Meclis’i kapatmaması. 27 Mayıs ve 12 Eylül’de Meclis kapatılmıştı, 12 Mart da müdahale kabul edilmedi.
“Post-modern darbe” ise Meclis aritmatiği değiştirilerek gerçekleştirildi. O iktidarın Başbakanı Mesut Yılmaz, 28 Şubat Davası’nın tanığı olarak dinlendi. Çıkışta, “Bu dava çökmüştür” dedi, duruşmada baskı filan görmediğini anlattı. Her zaman yaptığını yapıp, 28 Şubat’ı aklamaya, kendini de ibra etmeye çalıştı. Yılmaz için “baskı”- nın resmini yapalım:
- Bugün “baskı olmamıştır” diyen Mesut Yılmaz, 2 Ekim 1996’da TBMM’de genel başkan olarak kürsüye çıktığı ANAP Grup Toplantısı’nda “darbe hakkında bilgisinin olduğunu” söyledi.
- 20 Aralık 1996’da Hürriyet Gazetesi, daha sonra dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya’ya ait olduğu ortaya çıkan “Bu defa işi Silahsız Kuvvetler halletsin” sözlerini manşete taşıdı.
- 22-25 Ocak 1997 tarihleri arasında Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın başkanlığında Gölcük Donanma Komutanlığında, kuvvet komutanları, ordu komutanları, Harp Akademileri komutanları ve ilgili personelin katılımı ile üç gün süren bir toplantı yapıldı. Toplantıya dair gazetelere sızdırılan haberlerde, “Askerlerin sorunların demokratik zeminde çözülmesine özen gösterilmesi ilkesi temelinde üç maddelik bir eylem planı üzerinde anlaştıkları, sorunların Batı Harekât Konsepti esasları çerçevesinde MGK’da gündeme getirilmesi ve brifingler yoluyla kamuoyunun bilgilendirilmesi hususlarında mutabık kaldıkları öne sürülürken, üçüncü kararın ise ‘sır’ olduğu” aktarıldı. (Sır olan üçüncü kararın ne olduğunu okur - yazar herkes anlamıştı.)
- 4 Şubat 1997’de tarihinde Ankara’nın Sincan ilçesinde Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’na bağlı çeşitli askeri araçlardan oluşan konvoy, ilçe sokaklarından Akıncı Üssü’ne “motorlu yürüyüş” gerçekleştirdi. 21 Şubat’ta Washington’da Türkiye-Amerika Konseyi balosuna katılan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir tankların yürümesini, “Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık” diye değerlendirdi.
KÜTÜPHANEDEKİ DERGİLER
Yılmaz, bütün bunlarda bir baskı emaresi görmemiş olabilir elbette! Ona, 17 Ocak 1996’da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı tarafından verilen, 54 maddelik brifingi hatırlatalım.
Mesela, o 54 madde içinde, aklımda yer eden bir madde var, muhatabı bugünkü TBMM Başkanı İsmail Kahraman. “Refahlı Kültür Bakanı İsmail Kahraman tarafından Topkapı Sarayı müzesinde tam gün süre ile Kur’an okunmasını sağlamak bahanesiyle Kültür Bakanlığı bünyesinde 24 adet ‘Kur’an Okuyucu’ kadrosunun ihdası yönünde hazırlanan tasarı Başbakan tarafından meclise sevk edilmiştir. Yine aynı Bakan, Bakanlık kütüphanesine bugüne kadar alınan 63 derginin aboneliğini iptal etmiş, bunların yerine dini içerikli 53 dergiye abone olunması talimatını vermiştir.”diyorlardı. Ne büyük bir memleket meselesi değil mi?
Ayrıca o kadar baskı yok ki, kütüphanede hangi dergiye aboneliğin iptal edildiği, hangi dergiye abone olunduğu bile takip ediliyor!
Yorumlar6