Uluslararası piyasalar, yeni Türkiye için döviz kuru ve faizle geçiş dönemi düzenlemelerinde yeni sayfalar açarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki yeni kabine dün “Besmele” çekerek ilk toplantısını gerçekleştirdi.

Evet, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ilk toplantısını Ankara Ulus’taki Birinci Meclis Binası’nda yaptı. Bir Cuma günü ve Cuma namazının ardından, Cuma Suresi 10’uncu âyetinde buyrulan, “Namaz kılınınca yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz” emri mucibince günün bereketinden istifade amacıyla 15 Temmuz şehitleri ve gazileri de hatırlanarak Büyük Türkiye için eller ve gönüller Yüce Yaradan’a açıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasındaki, “Şehadet ve gazilikle girdiğimiz Anadolu’da aynı inanç, azim ve kararlılıkla ezanları susturmamak, bayrağı indirmemek için alın terimizle gerektiğinde canımızla mücadelemizi sürdürüyoruz” ifadeleri meclis duvarlarına âdeta birer tablo oldu.

Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarana ve geleceğe güvenle bakacak bir Türkiye inşa edene kadar dur durak bilmeden çalışmaya söz vermiş bir kabinenin kısa zaman içinde hızlı manevralarla büyük işlere imza atacağından kuşku duymuyoruz…

Yeni kabinenin en kısa zamanda kredi derecelendirme kuruluşlarını da şaşkına çevirmesi en büyük temennimiz…

•

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin hedefleri belli…

“Mamur kılınacak şehirlerimiz, işlenecek bereketli topraklarımız, yetiştirilecek yavrularımız. Yapılacak yollarımız, kurulacak fabrikalarımız, daha güçlü hale getirilecek eğitim öğretim faaliyetlerimiz var. Ayrımcılıkla mücadele ederek bugünlere gelen kadınlarımıza verecek yeni desteklerimiz var. Sanayicimize, girişimcimize, ihracatçılarımıza verecek katkılarımız var. İşçilerimizin hayatını kolaylaştırmak için atılacak çok adımlarımız var”… Yani burada zikredilemeyecek kadar sırada bekleyen daha çok sayıda hizmet ve iş var…

Uluslararası piyasaların, Türkiye’deki sistem değişikliği şaşkınlığının ortaya çıkardığı “Türk yatırım araçlarına yönelik satış” tepkisinin yanında, hızlanan dünya ticaret savaşları, beklenenden fazla olma ihtimali yüksek ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımları, küresel ekonominin daralmaya doğru yöneldiği, enflasyon ve faizlerle birlikte ülke borçlanmalarının daha da arttığı ortamda hizmet üretebilmek elbette kolay iş değil… Ancak ekonomiden de biliyoruz ki, zorluk demek risk demek, risk demek fırsat demek, fırsat demek zenginlik, kazanç demek… Önemli olan zoru, zorluğu kazanca çevirebilmek değil mi?

İşte umuyoruz ki, yeni kabine böyle bir zaman ve zeminde Yeni Türkiye hikâyesi yazmak için gayret gösterecek. Yatırımcının Türkiye’ye yönelik olumsuz algısını değiştirecek yepyeni reformlarla yepyeni politikalar üretecek. Döviz, faiz, buna bağlı enflasyon belki bir müddet daha yükselecek ancak sonunda süngüler düşecek… Küresel piyasalar, farklı pozisyonlar geliştirerek yeni fiyatlamalarla Türkiye’de yatırım peşinde koşacak…

•

Malumunuz, hâlen kişi başı 10 bin 500 dolarlık milli gelirimiz… 79 milyar dolarlık TCMB döviz rezervimiz… Yüzde 15’lik enflasyonumuz… Yüzde 20’leri geçen iki yıllık tahvil faizimiz… Yüzde 10’un üzerinde işsizlik oranımız… Bu yıl 55 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi muhtemel cari açığımız (2017 yılı cari açık 47,4 milyar dolar)… Yılsonu 66 milyar lira olarak hedeflenen bütçe açığımız… Kamu – özel 750 milyar dolara ulaşan iç ve dış toplam borç stokumuz (TL ile toplam borç stoku 3,6 trilyon lira)… Bu yıl için 105 milyar dolar ödenmesi gereken kısa vadeli borcumuz, yine bu yıl 230 milyar dolar olması beklenen borçlanma ihtiyacımız… Eşik değeri 50 olan PMI sanayi endeksinin Haziran’da gelen 46,8 seviyesi… Temmuz’un ilk haftası itibariyle 1,9 trilyon liraya ulaşan bankalardaki toplam mevduat ve bu mevduat içerisinde 847 milyar liraya (176 milyar dolar) yükselen döviz cinsi mevduat stokumuz… 2 trilyon 496 milyar liralık bankalardaki kredi stokumuz… 250 – 300 arasında gidip gelen CDS’lerimiz… 30 milyar dolardan 15 milyar dolar seviyesine inen yurtdışı müteahhitlik hizmetlerimiz ekonominin mevcut resmini ortaya koyuyor…

“İstikrarlı büyümede Türkiye’nin ihtiyacı olan yapısal değişim için çok daha hızlı adımlar atacağız. Paydaşlarla çok yoğun istişare süreciyle, hızlı, net iletişim içinde büyük bir Türkiye hikâyesi yazacağız. Piyasa ekonomisi kuralları dahilinde küresel sistemle daha entegre bir ilişki içine gireceğimiz süreci başlatacağız” diyen ekonominin patronu Berat Albayrak’ın işlerin üstesinden geleceğini ümit ediyoruz…

Çünkü özellikle Ticaret Bakanlığı bünyesinde yeni bir yol haritasının belirlendiği haberlerini alıyoruz. Yeni gümrük kapıları açılıyor, mevcut kapılar yap-işlet-devret modeliyle tamamen yenileniyor. Yeni gümrük hizmetleriyle ticaretin en kolay ve en güvenli yapıldığı bir ülke olacak Türkiye, dış ticarette Türk Lirası ile gerçekleştirdiği dış ticaretteki yüzde 5’lik payı, en kısa zamanda 3 katına çıkarmayı hedefliyor…

Diğer yandan Gümrük Birliği anlaşması güncellenip Türkiye lehine iyileştirilme yolunda… Hedef Avrupa ile ticareti en üst seviyeye çıkarmak… “Bir Kuşak ve Bir Yol Projesi” kapsamında 15’e yakın serbest ticaret ve tercihli ticaret anlaşması yakında yürürlüğe giriyor... Ayrıca ürün ihtisas borsaları, esnaf ve sanatkâra yeni düzenlemeler ve e-ihracat gibi uygulamalar ekonomiye farklı bir rota çiziyor.

Bu çalışmalar dahi hizmete aç Türkiye’yi bir müddet sonra kesmez… Zira ülke çok bekledi, çook!.. Dolayısıyla herkes Yeni Türkiye hikâyesi yazmaya hazır olsun!