Evliliklere zarar veren korku

  • GİRİŞ12.09.2011 09:09
  • GÜNCELLEME12.09.2011 09:09

"Aldatılma Korkusu" evlilikler​e zarar veriyor

Günümüzde kadınlarının en büyük sorunu "Aldatılma korkusu" Paranoya halinde pek çok kadında bunu görüyorum. İhanet üzerine çekilen dizi-filmlerin üzerine bir de etraftan duydukları eklenince hepsi tetikte. Haklılık payı var mı? Evet. Günlük hayatta mahremiyet diye bir şey kalmadı, kadın-erkek hemen her yerde birlikte. Ayrıca internette insanlar birbirleri ile çok çabuk arkadaş olabiliyorlar. Sanal arkadaşlıklar tanışmaya görüşmeye kadar gidebiliyor.

Ortamların tekin olmaması, kadınlarda müthiş bir güvensizlik duygusu oluşturuyor. Güvensizlik duygusu her zaman kızgınlık duygusu ile beraberdir. Güvenemediğiniz zaman hep kızgınlık duyarsınız. Tetikte olmak, tedirgin olmak sinirlerinizi harap eder.   

Güvensizlik ve kızgınlık duygusu aileleri perişan ediyor. En başta kadının ruh sağlığını mahvediyor. Sonra kocasının. Başka bir kadında gözü olan da olmayan da aynı kefeye konulduğu için, pek çok erkek bu yüzden cezalandırılıyor.

Kadın beyni zaten senaryo yazmaya pek müsaittir, yeter ki küçücük bir şey bulsun. Üzerine koca bir hikaye yazıyor. Hele bir de bir kaç küçük delil varsa tamam. Kocasının bir kadınla  yazıştığını ya da selamlaştığını falan yakaladıysa adamın işi bitmiştir.

Bu eski bir okul arkadaşıdır, eski bir tanıdığıdır, iş yerinden arkadaşıdır falan, selamlaşmıştır, hiç önemli değil. Sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Kadın onu fitil fitil burnundan getirir. Adamın özür dilemesi; artık o konularda dikkatli olması boştur.

Kadın kocasını mimlemiştir. O günden sonra her bulduğu fırsatta iğneler, laf sokuşturur, kavga çıkarır. Kocasından öç aldığını düşünür; ama en büyük zararı aslında kendisine verir, farkında olmadan. En çok kendinin sinirleri yıpranır.

Bu durumu yaşayan aileler çok fazla. Aile sorunlarını dinledikçe, düşünmeyi, özellikle "analitik düşünmeyi" hiç bilmediğimizi fark ediyorum. Etraflıca ve çözüm odaklı bir düşünme alışkanlığımız yok. Özellikle biz kadınların. Sadece duygularımızın peşinden gidiyoruz. Kızdığımız zaman ne yaptığımızı bilmiyoruz.

Mesela kadın kocasından şüpheleniyor ya, başlıyor hayatı adamın burnundan getirmeye. Oraya gitme, buraya gitme, gittiğin yeri bana haber ver, telefonun ortada dursun, şifrelerinin hepsini ben de bileceğim, vs. vs.

Ben ne yapıyorum? Kocamın bu kadar üstüne gitmem doğru mu? Bunun sonu ne olur? Onu bu kadar bunaltırsam bana olan sevgisi kaybolur mu? Böyle davranarak onu evden soğutuyor muyum? Başka bir kadına gitmesi için sebepleri kendi elimle mi yapıyorum? diye hiç düşünmüyor.

İçinden geldiği gibi kızgınlık duyguları ile davranıyor. Boşanmak mı istiyor? Hayır. Evliliği kendisinin, kocasının ve bitmeyen kavgalarla tabii ki çocuklarının burnundan getirerek devam ettirmeye kararlı. O zaman niye böyle davranıyorsun? Bir düşün bakalım.

Evliliğini devam ettirmek isteyen bir kadın, kocasının davranışlarından şüphelendiğinde oturup etraflıca düşünmeli değil mi? Ben bu durumda nasıl davranmalıyım? Nasıl davranırsam doğru olur, nasıl davranırsam yanlış olur? Ona iyi davranırsam aramız tekrar düzelebilir mi? diye.   

Kadın kocasından şüpheleniyor, takip ediyor. "Yakalayınca ne yapacaksınız?" diye soruyorum. Boş boş bakıyor. Belli ki hiç düşünmemiş."Başka bir kadın varsa ayrılacak mısınız?" "Hayır ayrılmam." diyor. Peki ne olacak? Hayatı kocasının burnundan getirecek, en son kocası onu bırakacak. "Kadın yüzünden terk edildim." olacak. Sonuçta aynı kapıya çıkacak, boşanacak. Ayrılmayı istemiyorsan, kurcalama o zaman. İyi zanda bulun, dua et, tevekkül et. Kediyi öldüren merakıdır.   

İnsanın ne yaşadığı değil, yaşadığına gösterdiği tepkidir, ne kadar etkileneceğini gösteren. Karı koca birbirini seviyorsa, başka bir kadın, evliliğin bitişi için bir sebep olmak zorunda değil. Geçmişte böyle sorunlar yaşamış; fakat şimdi evliliklerini çok güzel devam ettiren aileler var. Yeter ki hatalar sürekli başa kalkılmasın, iyi niyetle devam etmeye karar verilmiş olsun. Bazen şer gibi görünen durumlardan hayırlı sonuçlar çıkabilir.  

Hiç aldatılmadığı halde, ondan bundan huylanıp, tedbir olarak, kıskançlıkla kocalarının hayatı burnundan getiren kadınlar bir zahmet dursun ve düşünsünler. Doğru yoldalar mı? Dağa giden yola tırmanırken kendilerini şehirde bulmayı ümit etmesinler.    

Kadın, başka bir kadın yüzünden "kocamı kaybederim korkusu" ile eşine karşı şüphe ve kızgınlıkla o kadar yanlış bir yol izliyor ki çoğu zaman başka bir kadına gerek kalmıyor; kendi elleriyle kocasını kaybediyor.

Sema Maraşlı - Haber 7
semamarasli@gmail.com

Yorumlar30

  • Kenan alkan 5 yıl önce Şikayet Et
    Sözün bittiği yer....
    Cevapla
  • Şeddee 12 yıl önce Şikayet Et
    Lütfen Edacığım ifrat ve tefrite dikkat!. Ha bir erkek, ikinci evlilik yerine bir öğrenciyi okutsa, bir hastaya yardımcı olsa, bir fakirin elinden tutsa nasıl olur? Bunlar tartışılabilir ama ayetin hükmünü değiştirmez. İkinci evliliğe ihtiyaç duyan birine Rabbimiz ruhsat vermişse bize "işittik, itaat ettik" demekten başka ne düşer? Bugün resmen serbest yapsanız Türkiye de kaç kişi bu yola başvurur? Bu konudaki yasağın, gizli ilişkileri, dost hayatı vs.leri patlattığıda ayrı bir vaka! Rabbimiz bir konuda hüküm vermişse, toplumsal ve bireysel olarak bunda bir hikmet, bir incelik olduğu unutulmamalı ve kişilerin şahsını ilgilendiren işler, kişilerin tercihine bırakılmalı... Herkes kendi hayatını ayetler ışığında dilediği gibi düzenleme hakkına sahiptir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Şeddee 12 yıl önce Şikayet Et
    Lütfen Eda'cığım ifrat ve tefrite dikkat!. Birden çok kadınla evli olmak, bir adamın birkaç hanımından biri olmaktan çok daha ağır imtihandır. Çünkü Rabbimiz bu durumda erkeğe "Adalet" şartını koşmuştur ki bu hiçte kolay değildir. Zaten çağdaş! dünya 2. evliliğe resmi onay vermeyerek, çok evlilikte adalet mekanizmasına ağır bir darbe vurmuştur. Üstelik 2. evliliği yapacak erkek, çocuklarından başlayarak, ilk eşine, onun ailesine kendi ailesine, arkadaşlarına vs.vs. bu evliliği izah etmekte buhran yaşayacaktır. Aynı şeyi sırasıyla ikinci eş olmayı kabul eden bayanda yaşayacaktır. Yani çok evlilik resmi makamlardan tutunda, tanıdığınız her bireye izah noktasına kadar dikenli tellerle kuşatılmıştır. Fakat bu her ne kadar nefsimize ağır gelsede apaçık bir ayeti görmezden gelmemizi gerektirmez. "Cennetin yolu nefse hoş gelmeyen şeylerle doludur" düstürü unutulmamalı... Allah korusun Kitap'tan bir hüküm eksiltmekte, eklemekte aynı derece korkunçtur.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • emiirrhan 12 yıl önce Şikayet Et
    Okuduğunu anlamak istemeyenler var..... Şu yazıda aile müessesinin ayakta kalması, devam edebilmesi için kadınların boş yere veseveselere kapılmaması gerektiği ve sonuçları anlatılmaya çalışılmış. Kimileri hiç okumadan sadece yazara takıntılı olduğu için muhalif yorumda bulunmuş. Yazı 4X4 lük yazı okuyana, okuduğunu anlayana...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mesut ILICA 12 yıl önce Şikayet Et
    Allah Razı olsun çok güzel gerçekleri dile getirmişsiniz... Aynı sorunlar benimde başımda hatta diyebilirim ki yaşadığım sorunların hepsi bu yazıda var..Yok seni takip edecem yok oraya gitme yanımdan ayrılma biraz geciktin nerdeydin vs...Yani aldatmayacaksan da zorla kafana sokuyor sanki..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat