AYM kararına dair gerçekleri dile getirmemizden dolayı takdir hislerini iletmek üzere arayan bir okuyucumuz, Hasan Hüseyin Maden ağabeyimizden taltif getiren o yazıyı tekrar neşretmemizi ve özellikle de Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın tefekkürlerine sunmamızı isteyince, “baş üstüne” dedik.

Zühtü Arslan ve “diğerleri”, Cumhuriyet gazetesi ile GYY’si Can Dündar’ın devletimizi, “iftira atmak” suretiyle “Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmakla” suçlamasını “basın özgürlüğü”ne yormuştu hani...

Mesele o mesele...

Dünkü yazımızda “İmam Hatipli” Zühtü Arslan’a seslenmiştik.

Bugün devam edelim...

Şu makaleyi dikkatlerine sunarak...

Okuyunuz ve üzerinde tefekkür ediniz lütfen Sayın Zühtü Arslan:

-Bir “gazete”(!)nin seçime bir hafta kala... 

-Paralel Servis-ten alınma, “İşte MİT TIR’ındaki silahlar” manşetiyle ortaya çıkmasını bir de şu açıdan değerlendirin:

Malûm;

Türk Mukavemet Teşkilâtı, Kıbrıs’ta yaşayan Türkleri korumak üzere kurulmuş bir “gizli” yapı. 

Kıbrıs’taki Rumlar ait EOKA adlı terör örgütüne karşı, Türkleri korumak üzere rahmetli Başbakanımız Adnan Menderes tarafından kuruldu.

Namussuz, alçak, şerefsiz, satılmış, rezil, rüsva, Siyonist uşağı darbeciler tarafından katledilen rahmetli Menderes, bu teşkilâtı, Müslüman Kıbrıs Türkünü terörist Rumlardan korumak için kurdurdu.

¥

Şimdi...

Buradan gelin “paralel örgüte”.

MİT TIR’larına yapılan baskına...

Ve...

“İşte MİT TIR’ındaki silahlar!” yayını yapan “gazete”(!)ye...

¥

Şöyle düşünün:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kıbrıs Türkünü terörist Rumlardan korumak için kurulmuş Teşkilât’a uzun yıllar boyunca her türlü “destek”te bulundu.

Mücahitlere “el altından” her türlü “mühimmat”ı gönderdi.

Bunları haliyle “uygun metotlarla” gönderdi, “gizli”den gönderdi.

O günlerde...

O yıllarda...

“Bizden”(!) birileri, Kıbrıs Türkünü terörist Rum katliamından kurtarmak, korumak için gönderilen bu “mühimmat”ın yüklendiği “gemilere” vesaire baskın yapsaydı...

Ve...

Sonra da...

Bütün dünyaya, “Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kıbrıslı Türk teröristlere(!) silah gönderiyor! İşte yakaladık!” diye jurnalleseydi.

Kritik seçime bir hafta kala da...

Gazetelerden birine “servis” yapıp, “İşte o gemideki silahlar!” dedirtseydi...

Bu tavrı nasıl karşılardık?..

Bunu yapanlara ne derdik?

“Hain” demez miydik?

“Alçak” demez miydik?..

Bu yapılanları “casusluk faaliyetleri” olarak nitelendirmez miydik?..

¥

Bayır-Bucak Türkmenlerine giden yardımları da aynı çerçevede değerlendiriniz...

MİT TIR’larına baskını ve sonrasında yaşadıklarımızı...

Seçime bir hafta kala kurulan yeni “Paralel İhanet Tezgâhı”nı...

Değerlendirin ve siyasi görüşünüz ne olursa olsun, oyunuza aklınızı kullanarak yön verin!..

¥

İşte bu Sayın Zühtü Arslan, bunları yazmıştık o gün...

Bilmem meseleye bu taraftan da baktınız mı hiç?

Bakmadıysanız, bakınız ve görünüz lütfen.

Size “bakmak” ve “görmek” yakışır!

Siz “Yekta Güngör Özden” değilsiniz!..