Tek Türkiye, yok öyle!

  • GİRİŞ18.02.2025 09:09
  • GÜNCELLEME19.02.2025 18:33

Almanya’da doğdum, Türkiye’de büyüdüm.

Ben buralarda büyümeye çalışırken…

Rahmetliler; Babam, Anneannem, Teyzem Almanya’daydı.

Annem, Ablam ve başka birçok Aile Büyüğüm de öyle.

Bizimki “Almancı” denilen bir Aile’ydi.

Büyüklerim,  beni kendilerinden de çok sevdikleri, oralarda “israf” olmamı istemedikleri için Türkiye’ye göndermişler!

Her yaz, birkaç haftalığına gelirlerdi.

Varsa hasretimiz, giderirdik.

Sonra sonra…

Validem, Almanya’dan İsveç’e geçti.

Şimdi çifte vatandaş.

Oraları İsveç’i Annem’den dinliyorum, Almanya’yı da diğer Aile fertlerimden.

Ben burada büyüdüğüm için, kendimi buraya, Türkiye’ye ait hissediyorum.

Onlar, hiçbir yere ait hissetmiyorlar kendilerini.

Türkiye’de de yabancılar, yurt dışında da!

Aynı Aile’den olduğumuz halde, çok farklıyız.

Onlar, ekmek parası için “vatanlarından kopmanın, kopartılmanın” bedelini çok ağır ödemişler.

Aralarında keyifliymiş gibi görünenler var ama, biraz konuştuğunuzda, “sıkıntılarının” çok büyük olduğunu görüyorsunuz.

Kimseye güvenleri kalmamış…

“Doydukları” yerde, “ikinci sınıf insan” olarak görüldükleri hep hissettirilmiş onlara.

Ne yazık ki, bizim buradakilerden bazılarının yanlış işleri, oradan gelenlerden bazılarının da “Alamanya havası” atıp durması, burayla ilişkileri de hasara uğratmış.

Ben, “vatan hasreti”nin ne demek olduğunu onlarda gördüm.

“Yabancılaşmanın” ne demek olduğunu da onlarda gördüm.

Oralarla buraları kıyasladığımda, buraların birçok bakımdan ne kadar üstün olduğunu gördüm.

Bu vatan, çok güzel bir vatan.

 Türk Bayrağı altında yaşayan milyonların güzel vatanı.

Nice memleket bilirim, hiçbirisi Türkiye gibi değil.

Bazı kanalların, “vahşetten, rezillikten reyting devşiren”, Türkiye’yi “berbat insanların memleketiymiş gibi” gösteren kimi “proje” programcılarına bakmayın…

Onlar, önlerine gelen nice örnek arasından, “amaçlarına uygun gördüklerini” seçip seçip önümüze getiriyorlar.

Algı operasyonları yapıyorlar!

Anadolu insanının kahir ekseriyetinin kalbi çok güzeldir.

Bu güzellik hareketlerine de yansır.

Başınız dara düştüğünde, diyelim ki arabanız yolda kaldığında, işlerini güçlerini bırakıp yardım etmeye çalışır buraların insanları.

Buralarda misafire hürmetsizlik en büyük ayıplardandır.

Misafir, bereketiyle gelir.

Misafire ikramda bulunanın rızkı ziyadeleşir.

Buna inanır bizim insanımız.

“Afiyet olsun!” dediğinizde “Buyurun, birlikte olsun!” karşılığını alırsınız buralarda.

Almanya’da, İsveç’te böyle şeyler olmaz.

Avustralya’da da olmaz.

Yıllar evvel Avustralya’ya yerleşmiş bir “çift” anlattı:

İlk gittiklerinde börek yapmışlar, yaprak sarmışlar…

“Kokmuştur, canı çekmiştir” diye, iki tabak da yandaki komşuya götürmüşler..

Kapıyı açan komşu,

“Ellerindeki börek ve sarma dolu tabaklarla”, yüzlerindeki gülümsemeyle karşılarında duran insanlarımızı görünce şaşırmış.

Sert sert konuşmuş, kapıyı da “pat!” diye kapatmış.

Bizimkiler Avustralyalı Adam’ın niçin böyle yaptığını anlamadan dönmüşler evlerine.

Uzun zaman sonra tanıştıkları Avustralyalı Komşu,

“Ben ne bileyim börek, çörek ikram etmek için geldiğinizi. Satıcı sandım, hatta hırsız sandım! Siz şükredin, iyi ki polis çağırmadım!” demiş gülerek.

O zihniyet dünyasının mensubu, kendisine “insanlık eğitimi” vermezseniz,  böyle şeylerden anlayamaz!

Hiç tanımadığın birilerine “ikramda” bulunmana anlam veremez.

Araban çalışmıyorsa, Anadolu’dan olmayan birileri çalışması için itmez.

Bizim için çok normal olan davranışlar, onlar için saçmalıktır.

Gördünüz; bir “pandemi-plândemi” geldi, batının yaşlıları evlerinde öldü, cesetleri koktu da öyle bulundu.

Biz, böyle şeyler yaşamadık çok şükür.

Yaşlılarımızın bütün ihtiyaçlarını karşıladık.

Bizdeki sıkıntılar, binde bir.

Onları da medya, özellikle de sosyal medya, “her yer böyleymiş gibi” abartarak yansıtıyor.

Azınlıktaki kötü örnekleri gözümüzün içine içine sokuyor!

Bazılarına göre de bütün esnaflarımız fırsatçı, herkes birbirini dolandırmak için fırsat kolluyor…

Ne büyük iftira!

Elbette her toplumda “çürükler” olur…

Esnafımızın çoğu “sahtekârmış” gibi bir hava estirmek, büyük haksızlık!

Bu memlekete de büyük kötülük!

Çok şükür; bizim memleketimiz ne güzel bir memleket.

Bir misafirliğe “eli boş gitmeme” hassasiyeti ne kadar güzel, öyle değil mi?

Hâlâ devam eden, “Apartmanda ölüm olmuşsa, müzik çalınmaz!” hassasiyeti çok güzel değil mi?

Evet, değerler erozyonu var…

Evet, bazen bu durum bizi de “karamsarlığa” itiyor ama, bu çok yanlış.

Elimizdekilerin kıymetini bilmek, şükretmek lâzım.

Biz elimizdekiler için şükredeceğiz ve eksiklerimizi tamamlayacak, hasarları onaracağız Allah’ın izniyle.

Bir de aklımızı başımıza alacağız!

Bu güzelim memleketi “bölünmeye” götürecek tartışmalardan, çekişmelerden uzak duracağız.

Son zamanlarda bazı çevreler, “Resmi Dil” tartışmasına giriyor, bölgelerimizi “ırk” isimlerine indirgemeye kalkıyor.

Burası Türkiye’dir!

Batısından Doğusuna, Kuzeyinden Güneyine, Tek Türkiye’dir!

Her santimetrekaresiyle Tek Türkiye’dir!

Türk Bayrağı, hepimizin bayrağıdır!

Onu dünyanın neresinde görürsek görelim, içimizi güzel duygular kaplar.

Yüreğimiz ısınır.

Türkçemiz, bu ülkede yaşayan, dahası bu ülke dışında yaşayan, memleketine bağlı bütün Anadolu İnsanları’nın ortak zenginliğidir!

Yapılması gereken, atalarımızın “kelime ırkçılığından” uzak durarak zenginleştirdikleri Türkçemizi “300 kelimeyle sınırlı fakirleştirilmiş ve yozlaştırılmış dil” olmaktan kurtarmak, medeniyet birikimimizin “bizim olmuş” bütün kelimelerini, kavramlarını yeni nesillere öğretmektir.

Bunu yapmak için de, öncelikle Türkçemizi iyice öğrenmektir!

Türkiye’de isteyen istediği dilin eğitimini alabilmektedir.

Bu husustaki –saçma sapan- engeller ortadan kaldırılmıştır.

İlâve “resmi dil” talepleri, sonu gelmez, sonuç vermez kısır tartışmalara ve  kaosa, hatta -Allah korusun- bölünmeye davetiye çıkartmaktır.

Bizim, Türk, Kürt, Arap, vs. meselemiz yoktur.

Evet, insan hakları alanında sıkıntılarımız vardır ama bunlar “etnisite”yle alâkalı değildir.

Meseleleri, “etnisitelere” bölmek, kaostan başka sonuç getirmez!

Bugün Türkiye’nin önünde “bölücü terör örgütü” meselesi vardır.

Terör Örgütü’nün lağvedilmesi, silâhların Devletimize teslim edilmesi meselesi vardır.

Terör varsa, hayat yoktur!

*

Yazının başında ifade ettiğim gibi, ben, “gurbetçi” bir Aile’nin Türkiye’de büyümüş evlâdıyım.

Oraları da, buraları da iyi bilirim.

İnsanımıza, bu Güçlü Devlet’in vatandaşı olduğu halde, “ikinci sınıf” insan muamelesi yapanlar, Türkiye –Allah korusun- bölündüğünde neler neler yapmazlar! 

Osmanlı’yı yıkmışlar, bölgemizi ufak ufak devletlere bölmüşler.

Şimdilerde daha da bölmeye çalışıyorlar.

“Ayır- buyur!”, “böl- yönet!” modelini uygulamak istiyorlar.

Biz, Üniter Devlet olarak yolumuza devam etmeye, büyümeye çalışıyoruz.

Irak bölünmüş, Suriye bölünme tehlikesinden uzaklaşmak için uğraşıyor…

Birçok ülke bölünmüş durumda.

Bizde mi bölünelim yani?

“Efendim, merak etmeyin bölünmeyiz!”

Hayır,

öyle değil efendim!

İşin içine “farklı resmi diller” tartışmasını sokarsak…

Meselelerimizi bir bütün olarak ele almaz da, “etnisite” meselesine indirgersek…

Memleketimizin bölgelerini “istanlara”lara ayıran kelimeleri gündemde tutmak için uğraşırsak…

-Allah korusun- büyük sıkıntı olur, hepimiz için!

İnsanımıza “ikinci sınıf” muamelesi yapan Almanya, Amerika denilen “federatif devletler” bölünecek, biz bölünmeyeceğiz İnşaAllah.

“Vahdet”i, “tevhid”i, bölüne bölüne pekiştiremeyiz!

Anadolu’dan başka yerimiz yoktur!

Başka yeri istemeyiz!

Kendimize yabancılaşamayız!

Her bir santimetrekaresi eşit, birlik ve beraberlik halinde Türkiye.

Bu arada hemen ifade edelim;

Bizim insanımız “kardeşliğin edebiyatını” yapmaz, “kardeşliği” yaşar ve yaşatır!

Memleketin doğusu, batısı, kuzeyi güneyi, ortası, kenarı, hepsi eşittir ve bir bütündür.

“Kardeşliğin” gereği de, herkesi “Self Determinasyon” tartışmalarını gündeme getirecek hareketlerden uzak durmaya davet etmektir!

Yorumlar36

  • Semendire 2 ay önce Şikayet Et
    Eline kalemine sağlık olsun
    Cevapla
  • Ali Çelik 2 ay önce Şikayet Et
    Serdar Arseven ırkçı değil, dinci değil kemalist değil. Sağduyunun sesi
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 2 ay önce Şikayet Et
    Tek Türkiye yok öyle, alternatifi sarı torba ve mezardır, bu böyle biline !..
    Cevapla
  • Ayarcı 2 ay önce Şikayet Et
    Mükemmel tesbitler...kaleminize yüreğinize sağlık...
    Cevapla
  • Esat Kır 2 ay önce Şikayet Et
    Anadolu’dan başka yerimiz yoktur! Başka yeri istemeyiz! Kendimize yabancılaşamayız! Her bir santimetrekaresi eşit, birlik ve beraberlik halinde Türkiye.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat