12 Yıl mecburi eğitime son mu?

  • GİRİŞ11.05.2025 10:18
  • GÜNCELLEME11.05.2025 10:18

Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr. Yusuf Tekin, iş başına geldiği günden bu yana büyük atılımlara imza atmayı çalışıyor.

Memleketin başına sekiz yıl kesintisiz mecburi eğitim ve katsayı haksızlığı uygulamalarını getiren zihniyetin Yusuf Hoca’ya  saldırıp durmasının en önemli sebebi, ekibiyle birlikte ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” tefekkür eden, araştıran, soruşturan, “ezberlere” kapılıp gitmeyen nesiller yetiştirmeyi amaçlaması.

Bu nesiller, geçmişten bugüne kadar bütün anlatılanları, öğretilenleri sorgulayacak…

Aydınlık yarınlara yürümemize vesile olacak öyle ümit ediyorum ki…

Ümitlerim var ve elbette endişelerim de yok değil.

Sistemin derinliklerindeki “zinde” oluşumların Sayın Tekin’den ne kadar rahatsız olduklarını biliyorum.

Bu çok zorlu bir süreç.

İşi elbette çok zor Sayın Bakan’ın.

Çok zor ama imkânsız değil elbet.

Biz, elimizden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyoruz işte hayırlı işlere.

Bu yazı da o çerçevede.

Efendim;

Bizim zamanımızda mecburi eğitimin süresi 5 yıldı, 28 Şubatçılar İmam Hatip ortaokullarını kapatmak ve meslek eğitimini yok etmek için kesintisiz sekiz yıla çıkarttı, bir de katsayı adaletsizliğini getirdi.

Böylece, imam hatip okulu ve meslek okulu öğrencilerinin üniversite imtihanını kazanmasını iyice zorlaştırdı.

İmam Hatiplerden, meslek okullarından mezun olanların, avukat, doktor, mühendis, mimar vesaire olmalarını istemiyorlardı.

Bunun için önlerine engeller koydular.

Koydular ama, o engeller aşıldı.

Bunun remzi olarak da, bir İmam Hatipli, önce Başbakan, sonra da Cumhurbaşkanı oldu.

İddialı takılan birçok ismi, 23 yıl boyunca sandıkta “telef” eden Cumhurbaşkanı.

AK Parti iktidarı bu zorlu süreçte,  4 artı 4 artı 4 formülünü getirerek artı katsayı haksızlığına son vererek  imam hatiplerin ve meslek okullarının önünü açtı ama nasıl olduysa, niçin yaptıysa, mecburi eğitimin süresini 12 yıla çıkartarak çok büyük bir yanlışa imza attı.

Bunun üzerine, üniversiteleşme, üniversiteleştirme işini iyice abartınca…

Üniversite imtihanından üç beş net çıkartabilene bile kapıları ardına kadar açınca, iş çığırından çıktı.

Bu iki yanlış, birçok olumsuzluğa sebep oldu.

Bu süreçte, çocukların, velilerin, öğretmenlerin, okul idarecilerinin, piyasanın, memleketin, memleket ekonomisinin ne büyük hasarlara uğradığına dair nice yazımız var.

Bu hasarların tafsilatına girip yazıyı uzatmayalım…

Biz olumlu işleri destekleyen, olumsuzluklara da işaret ederek "uyaran" bir noktada duruyoruz.

Bu konuya da hep böyle baktık, “memleket meselesi” dedik.

Oradan ilerledik.

Neyse ki…

Galiba bir takım olumlu adımların atılmasına da kendi çapımızda vesile olduk.

Eğitim dünyasını, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışmalarını yakından takip eden Aybars Atlı kardeşimizin paylaştığı bilgi notları bunu gösteriyor.

O bilgi notlarını hep birlikte okuyalım:

Türkiye’de lise eğitimi kökten değişiyor.

MEB, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile eğitimi dönüştürüyor.

Bu kapsamda, 3 yeni lise modeli üzerinde çalışılıyor.

Öncelikle, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli nedir?

Eğitimi çağdaş, esnek ve öğrenci odaklı hale getiren bu vizyon, bireylerin potansiyelini açığa çıkartıyor.

1-5 ve 9’ncu sınıflarda müfredat bu yıl uygulamaya konuldu.

Sahadan ve kamuoyundan gelen 12 yıllık zorunlu eğitimin yerine düşünülen alternatifler ve detaylarını bakalım:

3 artı1 sistemi, üniversiteye hazırlık!

Lise 3 yıla iniyor.

11. Sınıfta diploma verilebilecek.

12. Sınıf, üniversite sınavına hazırlık için isteğe bağlı bir fırsat sunuyor.

2 artı iki 2 Sistemi:

 

Sadece 2 yıl zorunlu lise eğitimi. 10. Sınıfta diploma alanlar, 2  yıl daha akademik veya mesleki eğitim seçebilecek. Diğerleri meslek liseleri veya iş hayatına yönlendirilecek.

Amaç, isteyenlerin yaşları daha fazla ilerlemeden mesleğe ağırlık vermelerine imkân sağlamak.

(Bu modelin erken diploma almak, iş dünyasına gecikmeden dahil olmak, yeteneğe göre zamanında yol çizmek gibi avantajları var. Ama liseyi iki yılda bitirmenin müfredatı sulandıracağını söyleyenler de bulunuyor.)

Yaş Temelli Model:

Zorunlu lise eğitimi, yaş sınırı temel alınarak yapılandırılacak. Öğrenciler, 16 yaşını doldurduklarında lise diploması alabilecek ve zorunlu eğitimden muaf tutulacak.

Daha radikal bir öneri olarak lisenin tamamen zorunlu olmaktan çıkarılma ihtimali üzerinde de duruluyor.

- Lise eğitimin bir bölümünün isteğe bağlı hale gelmesi durumunda, öğrenciler akademik veya mesleki yolları tamamen kendi tercihlerine göre belirleyecek.

-Bu model, zorunlu eğitimin süresini kısaltarak bireysel özgürlüğü arttırmayı ve eğitimi, (mevcuttaki halinden geriye çekilmiş bir yaştan sonra) isteğe bağlı bir süreç hale getirmeyi hedefliyor.

Amaç:

- Akademik ɓaşarısı düşük veya okula isteksiz olmakla birlikte mecburen devam eden öğrencilerin zorla tutulmasının yol açtığı disiplin, devamsızlık ve akademik başarısızlık sorunlarını çözmek,

- Gençlerin erken yaşta iş gücü piyasasına katılmasına imkan tanıyarak, ekonomik katkıyı arttırmak,

-  Zorunlu eğitim süresini kısaltarak, devlet bütçesindeki eğitim yükünü, daha efektif biçimde değerlendirmek.

Evet, dostlar, bugün de eğitim meselemize dair bir yazı.

Sayın Aybars Atlı ya katkıları için teşekkürler.

Kıymetli okuyucum, bu yazdıklarımızın, çözüm tekliflerimizin “beka meselesi” olduğunu çok iyi bilirler.

“Piyasada iş yapan eleman kalmadı, usta kalmadı, birçok meslek ölüyor, birçok kültürel zenginliğimiz yok olup gidiyor, nüfus artışı dibe çakıldı, evlenme oranları dibe çakıldı, bu işin sonu nereye varacak?” soruları da hep kıymetli okuyucumdan geliyor.

Onlar teşvik etmese, bu kadar ısrarla duramazdık bu meseleler üzerinde.

İyi ki varsın okuyucum.

Eğitimin düzelmesine de birlikte katkı sunmaya devam edeceğiz kısmetse.


Serdar Arseven / Milat Gazetesi

Yorumlar8

  • Cihad 2 ay önce Şikayet Et
    Serdar bey önemli bir konu üzerinde defaatle durduğunuz için teşekkür ediyorum. Kaleminize sağlık...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bayram Akın 2 ay önce Şikayet Et
    Yorumun devamı, İlkokuldan sonra öğrenci grubunun üçte birine örgün eğitim verilmesi, diğer üçte ikilik grubun ise tamamının üretim ve uygulama odaklı bir modele yönlendirilmesi ile sorunun çözüleceğine inanıyorum. Nufusun azalması, ara eleman bulunmaması, SGK sisteminin zarar etmesi, üretimin yeterli düzeyde olmaması, hayat pahalılığı, insanların mutsuzluğu, sebebi zorunlu eğitim
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Bayram Akın 2 ay önce Şikayet Et
    Yorumun devamı, 5-Maddi kaynak meselesi, 25 milyon gencin adeta dört duvar arasına hapsedildiği, zorunlu da olsa eğitilemediği, milyarlarca doların boşuna harcandığı sistem terk edilecek. Bunun yerine erken yaşta, 4-11 yaş aralığında ihtiyaç olan bir dönemde hakkıyla eğitim verilmesi, diğer dönemlerde okumak isteyene eğitim verilmesi, üçte birlik bir öğrenci grubu na denk geliyor.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Bayram Akın 2 ay önce Şikayet Et
    Daha önceki yazımın devamı, 4-Orta öğretim 3 gruba ayrılmalı A- Akademik başarı üzerine eğitim veren okullar. B-Mesleki eğitim veren, gerçek ürün yetiştiren ve bol uygulaması olan, dört duvar arasında değil, sahada yapılan beceri eğitimi. C-Özel eğitime ihtiyacı olan bireylere verilecek epitim modeli. Geniş bir kampüste, spor, sağlık, kültür alanlarının ve derslik lerin olduğu kampüs
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Bayram Akın 2 ay önce Şikayet Et
    Zorunlu eğitimin yol açtığı zararlara sürekli dikkat çekmenizi takdirle karşılıyorum. 37 yıllık bir eğitimci ve eğitim yöneticisi olarak şöyle bir formül öneriyorum. 1-Okul öncesi eğitimi 4,5,6 yaş zorunlu olmalı. 2-İlkokul 5 yıl ve zorunlu olmalı. 3-Orta öğretimin(ortaokul ve lise birleştirilmesi) 4-Orta öğretim 3+3 yıl olmalı, zorunlu değil, isteğe, imkana ve kabiliyete göre olmalı
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Cihad 2 ay önce Şikayet Et
    Kardeşim aklın yolu bir. Dile getirmiş olduğunuz çözüm yolunun aynısını düşünüyordum. Kendim bir eğitimci olarak ayrıca teşekkür ediyorum...
    Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat