Bütün sektörler personel arıyor!
- GİRİŞ05.06.2025 09:46
- GÜNCELLEME05.06.2025 09:46
Başlığı yazar Aziz Aslan'ın Kocatepe Gazetesi'ndeki makalesinden aldım.
Gerçekten de böyle bir durum var; hangi sektöre baksam “vasıflı eleman” sıkıntısını görüyorum.
Usta, neredeyse kalmamış gibi.
Babadan oğla meslek devrini pek görmüyoruz artık.
Ata mesleğini sürdürmek, birçok alandaki usta ihtiyacının karşılanmasını, mesleklerin ölüp gitmemesini sağlardı.
Şimdi bu yok gibi.
Kuşaklar birbirlerinden koptu, gençlerin büyük bir bölümü fazla emek sarf etmeden, “kolayca” bir yerlere gelmenin yollarını arar oldu.
“Bir yerler gelmek” deyince de…
Liseden 12 yıl mecburi eğitim denilen tuhaf uygulamadan dolayı 18 yaşındaki “mesleksiz diplomalı” olarak çıkıp, üniversiteyi de 22-23 yaşında yine “mesleksiz diplomalı” olarak bitiren milyonların ortak gayesi ne?
“Devlet’e kapak atabilmek!..”
Garanti maaş, garanti iş, hafta sonu iki gün garanti izin, garanti yıllık izin, diğer sosyal haklar…
Devlet’e kapak atmak, özel sektörde patronun iki dudağı arasında olmaktan bin kat daha cazip hale geliyor haliyle…
Özel sektörde birikenlerin çoğu “Devlet’e kapak atamayan” gençler.
Bunlar mecburen çalışıyorlar ama bir gözleri de hep “Devlet’e kapak atmakta” oluyor.
İnsan bir işe kendini veremezse, o işi “başkasını buluncaya kadar katlandığı” bir mecburiyet, mahkûmiyet olarak görürse başarılı olamaz.
İşinden memnun olmayan, mecburen çalışan kişi, sürekli olarak şikâyet ve dedikodu üretir.
*
TÜİK 2024 verilerine göre, gençlerin yüzde 30’u ne okur, ne de çalışır durumda.
Çoğu ne okuyor, ne çalışıyor, ne de evleniyor.
Evlenenlerin çoğu da, kısa sürede ya boşanıyor ya da boşanma yoluna giriyor.
Tam mânâsıyla “boşluktaki” nesiller!..
Düşünün; 22 yaşında bir gençsiniz ve ne okuyor, ne de çalışıyorsunuz…
“Boşta”sınız.
Belki bir yandan “Devlet’e kapak atma!” imtihanına hazırlanıyor, diğer yandan da ailenizle birlikte lâzım olduğunda size “torpil” yapabilecek isimlere bakıyorsunuz…
Bana bile geliyor bazen;
“Abi, ellerinizden öper, bizim çocuk KPSS’den şu kadar puan aldı, ayın bilmem kaçında mülâkat var, bizim de torpilimiz yok, yetkili biriyle görüşsen de hayrına!”
Böyle yaparsam dua edeceklermiş…
Bunu söyleyene “Torpil için adam aramam günah değil mi?” diye sorduğumda…
“Abi değil, çünkü bizimki hak etmiş, biz sadece araya güçlü bir torpil girer de elenir diye korkuyoruz!” karşılığı geliyor genellikle.
Devlet’e kapak atma meseleleri böyle…
Özel sektör ise, faiz ve maliyet yükünün iyice arttığı bu süreçte “az ama öz eleman” istiyor.
Devlet’e kapak atmaktan başka “helâl” yollar arayanlar için yapılabilecek tek şey, bir mesleği iyice öğrenmek.
*
Geçen gün, ziyaretler için bizim diyarlara gittiğimde karşılaştığım Beyefendi…
Selamet Bey.
Kendisi, yıllar evvel köyden yanımıza gelmişti.
Babası “Serdar Bey, biz akrabayız, bizim çocuk da böyle kaldı buralarda. Bir elinden tutsan da meslek sahibi olsa” deyince, Selamet Bey’i bir elektrikçi arkadaşın yanına “çırak” olarak vermiştik.
Selamet Bey, büyük gayret gösterip, kısa süre içinde kalfa ve bir süre sonra da usta olunca mesleğini eline almış, iyi de kazanmaya başlamıştı.
Bizim oralarda karşılaştığımız Selamet Bey, elektrikçilik mesleğinin yanına, “su tesisatçılığı”nı da eklemiş…
Hali vakti yerindeymiş çok şükür.
“Serdar Abi, çalışmak isteyen gençler bulsam elimden gelen kadarını yetiştireceğim ama…” diyor…
*
Yok işte…
Çoğu mecburi eğitim yollarında gençlik tüketiyor…
Ne okur ne de çalışır pozisyonda olanlar da, oralı değil.
*
Sizce bu işlerin sonu nereye varır?
Milat Gazetesi
Yorumlar6