Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı!

  • GİRİŞ19.06.2025 08:50
  • GÜNCELLEME19.06.2025 08:50

Evet,

Kemal Kılıçdaroğlu: Cumhurbaşkanı,

Meral Akşener: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Ahmet Davutoğlu: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Temel Karamollaoğlu: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Ali Babacan: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Gültekin Uysal: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Ekrem İmamoğlu: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Mansur Yavaş: Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

Ümit Özdağ:  (Gizli protokol gereği) Cumhurbaşkanı Yardımcısı (Ya da İçişleri Bakanı, artı iki bakanlık kendisine tahsisli, bir de Milli İstihbarat Teşkilâtı, MİT!)

*

Dünya böyle bir dünya…

Etrafımız yine yanıyor, her zamankinden daha fazla yanıyor ve bu ekip iş başında.

Nasıl olurdu durumlar acaba?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye hava savunma sistemine niçin ihtiyaç duysun ki, ne yani, birileri tutup da Türkiye’yi mi vuracaklar, ne münasebet efendim!” yollu lâflarını hatırlıyorum.

Meral Akşener’in “Bana , 'S-400'lerle ilgili bana bir duyum geldi, sarayı korumak için almışlar!” diyebildiğini hatırlıyorum.

Ahmet Davutoğlu’nun “Masadan çıkacak Cumhurbaşkanı elbette bütün kritik konularda bizim de onayımızı almak zorunda olacak!” muhtevalı söylemini hatırlıyorum.

Ali Babacan’ın Vatikan Ritüeli “Beyaz Duman” vurgusunu hatırlıyorum.

Ümit Özdağ’ın yaptıklarını hatırlıyorum.

Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın hallerini hatırlıyorum.

Gültekin Uysal’ın hiçbir şeyini hatırlamıyorum…

Bugünlere bakıp bakıp,  “Ya sahiden de 6’lı masa kazanmış olsaydı, bugün ne durumda olurduk?” diye düşünüyorum.

Birileri…

“Yok, mümkün değildi, boş lâf seninkisi! diyebilir.

Çok bilmişlerin sayısı haddinden fazla bu memlekette.

Malûm;

Sayın Erdoğan’ın ikinci turda kazanabildiği seçim öncesinde emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi çıkartıldı, milyonlar emekli edildi.

Kesenin ağzı iyice açıldı ki biraz oy katkısı gelsin.

Artı, Yeniden Refah Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi için desteği alındı ki oradan da katkı sağlansın.

Bir de müthiş bir medya çalışması yürütüldü ki vatandaş maceraya girmesin, ülkeyi de maceraya atmasın.

Bütün bunlar yapılsa da iş ilk turda bitmedi,

ikinci tura kaldı.

Ve seçimin Sayın Erdoğan lehine olan sonucu ancak o aşamada ortaya çıkabildi.

Bir yayında, iktidara tam destek veren yazarlardan biri, “Görmüyor musunuz, iki puan daha gitseydi, Kemal Kılıçdaroğlu kazanabilrdi!” diyerek açıklamıştı sürekli olarak CHP’ye yüklenmesinin sebebini.

Yani, vatandaşı ikaz ediyordu…

“Hâlâ böyle bir tehlike var!” demeye getiriyordu.

*

İnce hesaplar içinde olanlar, farklı tablolar çiziyor...

Kimileri, CHP’nin çok öne geçtiğini ve tıpkı geçen seçim öncesinde iddia ettikleri gibi “Bu işin artık bittiğini” söylüyor.

Kimileri de, bu CHP’nin asla ve kat’a seçim kazanamayacağını iddia ediyor.

Bu ikisi de gerçek değil, bizim memlekette her şey olabilir.

Biliyorsunuz, 7 Haziran seçiminde İktidar Partisi vekil sayısı bakımından yarının altına düşmüştü.

Sonra..

1 Kasım’da İktidar işi toparladı ama ondan sonra da hep “bıçak sırtı” durumlarını gördük.

Dahası yerel seçimlerde bıçak sırtı da olmadı işler, İktidar Partisi’nin kalelerinde bile CHP kazandı.

Bazı yerlerde Ak Parti’ye feci oy farkı atarak kazandı.

Üst üste kazandı, 5 yıl arayla yine, pekçok yerde kazandı.

Bunlar CHP için artılar.

Bununla birlikte, CHP’nin kendisine yerel seçim galibiyetlerini getiren oyları “kalıcı hale getirebildiği” de söylenemez.

İktidar Partisi’nden kaçan oylar var.

“Bir daha mı asla!” diyenler var ama bunların belirli bir adresleri yok.

Bakarsınız İktidar’a geri dönerler, bakarsınız CHP’de ya da bir başka partide karar kılarlar.

Ya da “hiçbiri” demeyi tercih ederler!

Bugün,  herkesin görmesi gereken  gerçek, seçmen  oylarının çantada keklik olmadığıdır.

En azından yüzde 50’nin oyları her yere gidebilir mahiyettedir!

*

Ne yazık ki siyasetin taraflarına baktığımda, sanki seçimi şimdiden kazanmışlar gibi bir hava var.

Muhalefet partileri, büyüğü ile küçüğü ile karmakarışık…

İktidar Partisi, muhalefetteki bu karışıklık ve dahi üretimsizlik halinin de etkisiyle, bazı mühim konularda vatandaşın tepkilerine, taleplerine adeta duyarsız kalıyor gibi.

Her şeyin değilse de  pek çok şeyin Sayın Erdoğan’dan beklenmesi de, değişmez gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

*

Birçok vesileyle ifade etmeye çalıştığım  gibi…

Türkiye’nin önündeki en büyük tehlikelerden biri de vatandaşın siyasetten ümit kesmesidir!

Siyasetin tıkandığı dönemlerde kimlerin, hangi güçlerin emriyle harekete geçtiğini ve bu memleketin başına nelerin geldiğini bilmeyen var mıdır?

Milat Gazetesi

Yorumlar3

  • Doğrucu Davud 6 gün önce Şikayet Et
    Ne olacak kurduğumuz on yedinci devletin geri gelmemek üzere sonu olurdu, kendilerinin itirafına göre ALLAHÜ TEALA ülkeyi bunlardan korudu !..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Doğrucu Davud 6 gün önce Şikayet Et
    Ne olacak kurduğumuz on yedinci devletin geri gelmemek üzere sonu olurdu, kendilerinin itirafına göre ALLAHÜ TEALA ülkeyi bunlardan korudu !..
    Cevapla
  • Yörük GURD 6 gün önce Şikayet Et
    Sayın yazar, bu yazınızı iktidardaki yetkili organlara tek tek postalayınız lütfen ; zira bu uyarıya, derse ihtiyaçları var. Size de teşekkürler.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat