Yaşları da içleri de geçmiş gençler!

  • GİRİŞ24.08.2025 10:27
  • GÜNCELLEME24.08.2025 10:27

Adamın oğlu Anadolu’nun bir üniversitesindeki “iktisat” bölümünü bitirmiş.

“Devlete kapak atma sınavı”ndan yüksek bir puan çıkartamamış…

Şimdi işsizmiş.

Bu işleri bileceğimizi düşünerek bana soruyor Adamcağız:

“Bu çocuğu ne yapsak şimdi?

Elinde meslek yok.

Bir mesleğe versek, yaşı geçti.

Ev genci olarak yaşamak ağırına gidiyor ama biraz da alıştı galiba, hayattan bezmiş gibi.”

Bu adamcağız, bu genci ne yapsın?

Bu genç bu yaştan sonra ne yapsın?

Buna benzer bir vak’a için bizim otomobilin bakımlarını yapan Usta ile görüşmemi hatırladım.

Demiştim ki bizim ustaya;

“Sana bir genç getireceğim. Üniversite mezunu bir işsiz. Meslek edinsin istiyoruz, onun için sana getireceğim. İki sene boyunca tek kuruş para vermeyeceksin. Maaşını, sigorta parasını da babası gönderecek sana. Senden istediğim, bu çocuğu meslek sahibi yapman.”

*

Bizim Usta, “Yok, o iş öyle olmaz Serdar Bey!” diye karşılık vermişti bu talebime:

“Seni sever sayarım ama bu iş olmaz. O yaştaki mesleksiz ve üniversite mezunu genç burada çalışamaz. Sözümüzü dinleyemez, lâfımıza gelemez. Günün birinde karşı karşıya geliriz. O genç ya benimle takışır ya da müşteriyle. Ona da yazık olur bize de!”

Evet.

Böyle olur.

Genç üniversite okumuş.

Ona göre davranılsın ister kendisine.

İş hayatı öyle değildir oysa, her çeşit adam vardır.

Orada “îdare” etmesini de bileceksin.

Bir mesleği öğrenmek istiyorsan çilesini çekeceksin.

Sabredeceksin!

*

Şimdiki gençlerin çoğu “kafesteki muhabbet kuşu” gibi.

Hazıra alışmışlar…

Rahata alışmışlar…

Liseyi bitirene kadar, 12 yıl boyunca mecburen okula gitmişler.

Sonra üniversiteyi “tutturmuş”lar.

Orada da dört beş yıl, “kantin-kafeterya eğitimi” almışlar…

Top ile pop arasında sıkışıp kalmışlar.

Sonra da hayatla yüzleşmişler.

Hayat “kafeslerdeki” gibi değil.

Orada bin bir türlü zorluk var, idare edilmesi gereken bir sürü insan.

Bir dolu zorlu engel.

Çekilmesi gereken nice çile...

*

Yazının başına dönelim.

İktisat mezunu oğlu ile ne yapacağını düşünen Adam, çaresizlik içinde “Bizde de hata var!” dedi hüzünle bakarak:

“Zamanında bir mesleğe yönlendirseydik, şimdi altın bileziğini koluna takmıştı çocuk. İlle de okusun, ille de üniversite okusun dedik. Başından belliydi doğru dürüst okumayacağı. Biz inat ettik, ısrar ettik, böyle oldu. Bu çocuğu hiç olmazsa yaz tatillerinde bir ustanın yanına göndermek varmış, Öyle bile yapsak geliştirebileceği bir mesleği olurdu elinde!”

*

Olan olmuş…

Bu çocuk için ne yapılabilir ki?

Güzel bir kalp eğitimi.

Üniversite mezunu olduğunu unutacak.

Hayata sıfırdan başlayacak.

Nefsini dizginleyecek ve bir mesleği bu yaştan sonra da olsa öğrenecek.

Ya da, devlete kapak atma sınavına iyice hazırlanacak…

Çok iyi bir puan çıkartacak…

Babası da ona bir “torpil” arayacak… (Ki bunu kimseye tavsiye etmem!)

Devlete kapak atacak…

*

Ne zor işler…

Bizde, neredeyse her on kişiden biri üniversiteli.

Bunların çoğu da mesleksiz üniversite mezunu.

Ev genci!

*

İş bulacak, evlenebilmesine ve ailesini geçindirebilmesine yetecek kadar para kazanacak…

Evlenecek…

Hayatını düzene sokacak genç!

*

Milyonlarca hayat…

Gençleri bu yollara biz ittik, şimdi de “Nüfus artış hızı çakıldı, gençler evlenmek istemiyor artık!” diye şikâyet eder olduk.

Ev gençlerinin sayısının gittikçe artması bir yana...

Bir büyük endişemiz de...

Boşluktaki gençliğin şer odaklarının ellerine düşmesi...

Allah muhafaza!

Ben “büyük meselelerin” peşini bıraktım hayli zamandır.

Böyle “küçük” meselelerle ilgileniyorum.

Anneler, babalar, okullardaki hocalar...

Milli Eğitim…

Ve oranın üstündekiler…

Bir tek, “Çocukların kabiliyet alanlarının baştan keşfedilmesi ve oralara yönlendirmelerin yapılması” işini halledebilsek…

Bu “küçük” işin üstesinden gelebilsek…

Memleketin o kadar çok “büyük” meselesi kendiliğinden yoluna girecek ki!..

Olmuyor işte olmuyor!

Milyonlarca çocuğumuza, ülkemize, istikbalimize yazık ediyoruz…

“İsraf haramdır!” diye diye…

Milyonları israf ediyoruz!


Serdar Arseven / Milat Gazetesi

Yorumlar8

  • Zemman 2 gün önce Şikayet Et
    Bu gençlere yönelik meslek edindirme kursları açılması en doğru karar olabilir. Kurs boyunca asgari ücret ayarında maaş verilirse katılım çok olur.
    Cevapla
  • MÜCAHİT 2 gün önce Şikayet Et
    Askerde subay olarak kalsın. üzmanlığa başvursun.
    Cevapla
  • Mustafa 2 gün önce Şikayet Et
    Ithal kanunları terkedelim her iş hallolur. Medeni çağdaşlık yolunda nesilleri feda ettik. Uygar dünyanın! Maatı bize uymadı! Şöhretiyle, ünlüler, örnek olmamalı! Onlar örnek değil, yanılttı toplumu… Multi medya beyinler taklitçi geriden gelenler…
    Cevapla
  • Cevheri29 2 gün önce Şikayet Et
    MEB özellikle ilkokulda bir sürü boş bilgi vermektense, öncelikle çocukların hangi mesleğe yatkın olduğunu, yeteneklerini, özelliklerini bulmaya çalışmalı, bunu da en iyi yapabilecek olan ilkokul öğretmeni aracılığıyla 4 yıl boyunca rahatlıkla yapabilir.
    Cevapla
  • Volkan Savaş 3 gün önce Şikayet Et
    'Orada da dört beş yıl, “kantin-kafeterya eğitimi” almışlar' sözünüze şapka çıkartıyorum. İnanın üniversiteli gençlerimizin yüzde 80'i 90'ı aynen dediğiniz gibi. Sonrası boş bir gelecek.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat