Suça sürüklediğimiz çocuklarımız!

  • GİRİŞ11.09.2025 08:36
  • GÜNCELLEME11.09.2025 08:36

Bizdeki alışkanlık:

Problemi küçükken çözme, hatta ileride çözümsüzlüğe yol açacak bir şeyler yap…

Sonra sıkıntı iyice büyüyünce, içinden çıkılamaz hale gelince…

Şikâyetler ayyuka çıkınca…

İş artık siyasiler için büyük oy kayıplarına sebep olacak kadar sıkıntılı hale gelince bir takım adımlar atmaya çalış…

Kanunlar çıkart…

Sert tedbirler alma yoluna git…

Karşı tepkiler gelsin…

İşler iyice çözümsüz hale gelsin!

Şu başıboş köpekler meselesinde öyle olmadı mı?

Zamanında, ülke genelindeki başıboş köpek sayısı belki 50 binken…

Bir kanun çıkartıldı, sözde hayvanları koruma adına…

Başıboş köpekleri yerinden almak, parselledikleri yerlerden uzaklaştırıp, millet için de kendileri için de güvenli yerlere sabitlemek engellenince….

Başıboş köpeklerin sayısı arttı da arttı…

Arttı da arttı…

Bir milyona, beş milyona, on milyona çıktı…

Caddelerde sokaklarda bebeler, nineler parçalandı…

Tepkiler büyüdü…

Karşı tepkiler büyüdü…

Sonra…

Görev bir grup başkanvekiline verildi.

Grup başkanvekili iletişim diplomasisi yürüttü…

Bir şeyler yaptı…

Bir düzenleme çıkartıldı filan…

Bir şeyler oldu ama olan derde deva olmadı, olamadı…

Çünkü yırtık yamanın kapatılamayacağı kadar büyümüştü…

*

Şiddet meselesi de böyle…

Şimdilerde “suça sürüklenmiş çocuklar” meselesini tartışıyoruz…

Niçin tartışıyoruz?

Sosyal medyada, konvansiyonel medyada ha bire suç işleyen çocuk(!)lar, onu bunu bıçaklayan “çocuk”lar, polisi bile bıçaklayan çocuk()lar haberlerini görüyoruz…

Akran zorbalığı haberlerini görüyoruz…

Sokaklarda huzur kalmıyor, okullarda huzur kalmıyor, AVM’lerde huzur kalmıyor…

Kendi çocuklarımız bizi parçalıyor!

Bunlar nasıl oldu, bu noktalara nasıl geldik?

Televizyonlardaki şiddet, israf, zina propagandalarına göz yumduk mu yummadık mı?

Herkese 12 yıl mecburi eğitim uygulamasının sonuçları üzerinde bizden başka kaç yazar durdu?

Yetkililer, Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, “Bu 12 yıl mecburi eğitim meselesine bir düzenleme getireceğiz!” muhtevalı açıklamayı yapıncaya kadar konu üzerinde durmadılar mı?

Okul idarecilerinin, öğretmenlerin, velilerin feryatlarını işitmediler mi?

Ailenin yıkılmasına sebep olan kanunların revize edilmesi işi ne oldu?

Bu konularda birçok sivil toplum örgütü çalışmalar yaptı, teklifler sundu…

Şikâyetler ayyuka çıktı…

Çıktı da ne oldu?

Nüfus artış hızı birden bire dibe çıkılmadı ya…

İş bu noktaya gelinceye kadar niçin gerekli tedbirler alınmadı?

Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi?

*

Suça sürüklenmiş çocuklar meselesiyle ilgili olarak şu anda ortaya konulan çözüm modeli ne?

İndirimlerin azaltılması…

Yani…

Suçun çocukluk çağında işlenmesinden dolayı yapılan indirimlerde kesintiye gidilmesi!

Bu konuda toplumdan talep var.

Elbette kanuni düzenlemeler önemli..

Lâkin meselenin esası, çözümün adresi bu değil ki!

Esas olan çocukları “Manevi Vatan” bilinciyle yetiştirmek.

Esas olan çocukları sevgi saygı ikliminde büyütmek…

Hangi iklimde büyüyor çocuklarımız?

Evlerde birbirine giren karı-koca sayısının patladığı, boşanma davalarının patladığı, boşanmaların patladığı bir iklimde…

Koca koca adamların, hatta kadınların birbirlerini sokak ortasında öldüresiye dövdüğü bir iklimde…

Televizyonlardan, sosyal medyadan habire şiddet, nefret propagandasının yapıldığı bir iklimde!

Gidin lise öğretmenleriyle konuşun…

Anne babalarla konuşun…

İktidar, muhalefet milletvekilleriyle konuşun…

Onların çocukları ne hallerdeymiş, sorun…

Evet…

Bu muhafazakârıyla laikiyle, şeriatçısıyla Kemalistiyle…

Kapalısıyla açığıyla…

Çember sakallısıyla, top sakallısıyla…

Zenginiyle fakiriyle herkesi kuşatan bir sorun!..

Ve kısa yoldan çözümü yok bunun…

Şimdilerde, atılan bazı adımlar var…

Meseleyi sadece “kanun meselesi” olarak görmeyen, çocukları gençleri suça iten faktörleri azaltmayı hedefleyen çalışmalar var…

Var ama…

Bakalım yeterli olacak mı?

Bakalım, “MANEVİ VATAN” bilinciyle, “MANEVİ VATAN” seferberliği ruhuyla hareket edebilecek miyiz?

Yoksa çok geç mi kaldık?

Yoksa…

Gösterilen çalışmalar “göstermelik” mi olacak ?

Bakacağız!

Durum net:

Ya kendimizi düzelteceğiz ya da çocuk dediklerimize kızıp duracağız!

Milat Gazetesi

Yorumlar5

  • Murat 3 gün önce Şikayet Et
    Allah sizden razı olsun serdar bey. Kaleminize ve canınıza sağlık.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Köylü 3 gün önce Şikayet Et
    İster istemez Risalei nurun doğrudan doğruya Kurandan aldığı manevi terbiye metodu olan iman hakikatlerinin anlatılmasına teslim olacaksınız budur yol, başka çıkar yol yok....
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • BURHANEDDİNRABBANİ 3 gün önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç MARKSİST,LENİNİST,STALİNİST,MAOİST inkılab olmuş YA RAB! Ne din kalmış ne iman, din harab, iman da türab(TOPRAK)olmuş YA RAB!
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Öğretmen 3 gün önce Şikayet Et
    Anasınıfından itibaren Allah, peygamber sevgisi anlatilmadikca cani nesiller devam edecek. Başka çaresi yok.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • yasin 3 gün önce Şikayet Et
    Ağzınıza sağlık hocam tespitleriniz çok yerinde. ALLAH cümlemizin basiretini ve ferasetini artırsın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat