Soykırımcı İsrail’in ambargosunu delmek için yola çıkan kıymetli Sumud yolcularının kaçı Türk’tü?

Gözaltına alınıp hapishaneye atıldıktan sonra Türkiye’nin girişimleri sonucu memleketimize getirilenlerden kaçı Türk’tü?

Haberlerini takip ettik,

Aralarında şu kadar Türk’ün bulunduğu…

Hep böyle verildi haberler değil mi?

O Türkler içinde elbette başka etnik kökenlerden vatandaşlarımız da vardı.

Biz haberlerimizde bunu ayırt etmedik, edemezdik de zaten.

Bizim vatandaşımız olanların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kimlik Numarası olanların tamamını “Türk” olarak nitelendirdik.

Aksi takdirde işin içinden çıkabilir miydik?

Futbol kulüplerimiz yabancılarla maç yaptıklarında ne diyoruz ve yabancılar ne diyor?

“Türk takımlarının başarısı!”

“Türk takımlarının başarısızlığı.”

“Türk takımlarının alacağı puanlar çok önemli.”

“Avrupa’da oynayan Türk futbolcularımız…”

Bizim takımlarımızda oynayan Türkler içinde, elbette farklı etnik mensubiyetleri olan gençler de var ama bizim vatandaşlarımızın hepsine “Türk” diyoruz.

İçlerinde birçok yabancının olduğu takımlarımıza da “Türk” takımı.

Milli Takımımız, “Türk” Milli Takımı.

“Türk” Milli Takımı galibiyet elde ettiğinde, bütün vatanseverler, Türk Bayrağı’nın altında toplanan milyonlar hep birlikte sevinmiyor mu?

Bir futbolcumuz gol attığında, etnik kökenine bakıyor muyuz?

Yok…

Golü atan bizim takımımız, “Türk” Takımı.

Bizim için Türklük, etnik-ırkî değil, “tarihi medeni ve kültürel bir kimlik”tir!

Kız alıp vermelerle kurulmuş ve geriye döndürülmesi, yok sayılması mümkün olmayan derin akrabalıklar vardır.

İsteyen istediği dili elbette konuşabilir ve konuşabilmektedir.

İstediği dili öğrenebilir ve öğretebilir, bunların yolları sonuna kadar açıktır.

Bu memlekette farklı dillerde yayın yapan birçok televizyon kanalı, radyo istasyonu vardır.

Engeller ortadan kaldırılmıştır.

Türkçemize gelince…

Merhum Mustafa Çalık’ın dediği gibi,

Türkçe, bu memlekette yaşayan Türklerin de, Kürtlerin de, Arapların, Çerkezlerin, Lâzların da, gayrimüslim azınlıkların da ortak ‘medeniyet dili’dir.

*

Bu memlekette yaşayan herkesin, güzel bir şekilde öğrenmeye, kullanmaya gayret etmesi gereken dilimiz, ortak dilimizdir Türkçe.

Bu dil ile dünyanın neresine giderseniz gidin, rahat edersiniz.

Türkçe konuşan birini mutlaka ama mutlaka bulursunuz.

Ben bir etnik grubun dilinin yasaklanmasına her zaman karşı oldum.

Bu konuda “ırkçı” anlayışlara sahip bazı insanlarla sert tartışmalara girmişliğim de vardır.

Sosyal medyada sık sık karşıma çıkan bazı simalar, Türkçe dışında da resmi dillerin olması gerektiğini söylüyorlar…

İşte bu olmaz.

Bugün Türkçe, yarın ise başka “etnik” dilleri resmiyetleştirme söylemleri ayrılık, bölünme fikrini vurgulamaktan başka hangi amaca hizmet edecektir?

Bir büyük medeniyetin neredeyse bütün kayıtları Türkçe’dir.

Türkler, kelime ırkçılığı yapmamışlardır.

Yabancı kelimelerden bünyesine uyanları almış ve Türkçeleştirerek kullanmışlardır.

Türk Mutfağı, bütün “etnik” mutfaklardan çok daha zengindir çünkü birçok kültürden beslenmiş, farklı lezzetleri bir araya getirerek muhteşem bir zenginlik oluşturmuştur.

Biz yüzyıllar boyunca dünyanın bir numaralı devleti olduk.

İstesek, yönetimimiz altındaki bütün kültürel unsurları “aynılaştırmak” gibi bir yola tevessül edebilirdik.

Bunu yapmadık.

Herkesi inancında, dilinde serbest bıraktık.

Bugün de o noktadayız.

Bu memlekette isteyen istediği etnik dili öğrenebilmekte ve öğretebilmektedir.

Her etnik kökenden insanımız en yüksek makamlara gelebilmektedir.

Bizim “etnik” kavramlarla ifade edilebilecek bir sorunumuz yoktur.

Bizim insan hakları sorunlarımız vardır, gelir adaleti sorunumuz vardır ama “etnik” sorunumuz yoktur.

Devletimiz, “Terörsüz Türkiye” başlığı altında bir çıkış yolu açmıştır.

Bu yolda “süreci zehirleyecek” taleplerde, çıkışlarda bulunmamak herkesin yararınadır!

Milat Gazetesi