Gençler niçin evlenmiyor ya da evlenemiyor?

  • GİRİŞ06.11.2025 09:23
  • GÜNCELLEME06.11.2025 09:23

MİLAT’IN AA’dan Koray Taşdemir imzalı “Milli Bir Mesele” manşeti, memleketimizin karşı karışa bulunduğu en büyük tehdide, en büyük tehlikeye vurgu yapıyor.

Nice yıllardır ifade ettiğimiz gibi;

“Anadolu Ailesi” çöküyor!

Nüfusumuz hızla yaşlanıyor!

Gençlerimiz ya evlenmek istemiyor ya da evlenemiyor!

Boşanmaların ve boşanma sürecinde olanların sayısı hızla artıyor!

Çocuk artık “külfet” olarak görülüyor!

Birçok insan, kalbindeki çocuk arzusunu “köpeklerle-kedilerle” avutmaya çalışıyor.

MİLAT’ın haberinde altı çizildiği gibi,

“Dayısı, teyzesi, halası olmayan” bir nesil ortaya çıkıyor.

***

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı “enflasyon oranları” tartışılıyor ama “Aile Meselesi” hakkındaki rakamları tartışmaya kapalı.

Zira sepete girenler belli.

Evlenme ve boşanma istatistikleri, cinsiyete göre ilk evlenme yaşı, boşanmalardan etkilenen çocuk sayısı, yaşlı nüfus oranı, yaşlı bağımlılık oranı, tek başına yaşayan yaşlı sayısı…

Bütün veriler, sağlam, tartışmasız ve hepsi de minibüsün hızla duvara yaklaştığını gösteriyor!

Bu gidiş fren tutar mı?

Çok zor ama İnşaAllah tutar.

Yetkililerin açıklamaları, “tehlikenin farkında olduklarını” gösteriyor…

Gösteriyor ama bu farkındalık ne yazık ki icraata yansımıyor.

Meseleyi, “aile yılı, aile on yılı ilan etmekle”, “ufak tefek maddi desteklerde bulunmakla” çözebilir misiniz?

Mümkün değil!

Günü birlik ve daha çok da “haberlik” adımlarla, meseleyi asla ve kata çözemezsiniz.

Paradigmanız, bakış açınız yanlış zira…

Öncelikle…

Çocuklarımızın gençlerimizin yıllarını heba eden eğitim sistemini değiştireceksiniz.

Bunu yapmadıktan sonra, kesinlikle mesafe alamazsınız, işler her geçen gün daha kötüye gider.

Çocuğu 6 yaşında okula al, 18’i bitirene kadar gidilmesi mecburi olan okullarda tut…

Yüzde 80’ini mesleksiz lise mezunu olarak dışarı çıkart…

Üniversitelerin kapısını ardına kadar aç, lise mezunlarının kahir ekseriyeti üniversiteye gitsin…

Bunların kahir ekseriyetini de mesleksiz üniversite mezunu olarak dışarıya çıkart.

Yaşları bir mesleği öğrenebilmelerini neredeyse imkânsız hale gelecek kadar ilerlemiş olsun…

Sonra da…

“Nüfusumuz niçin böyle yaşlanıyor!” diye düşün!

Genç, mesleksiz üniversite mezunu olarak evlenebilmesine imkân veren bir işi bulacak da, orada yer edinecek de toparlanıp evlenecek…

TÜİK rakamlarına bakın, evlenme yaşının nasıl da arttığını gösteriyor…

Dünya evine 30 yaşından sonra giren insanlar kaç çocuk yapacaklar?

Neredeyse her 10 kişiden birinin üniversiteli olduğu bir ülkede, işler nasıl rayına oturacak?

Dert bir değil ki…

Elvan elvan…

Mesela…

Piyasa, usta, kalfa ihtiyacını nereden karşılayacak?

Bizim zamanımızda okul sıralarında ilerlemek istemeyenler, kendilerinde bu kapasiteyi ya da hevesi görmeyenler, bir mesleği öğrenmeye yönelirdi.

En geç 20 yaşında usta olur, ekmeğini iyice eline alır ve genç yaşta çoluk çocuğa karışırdı.

Ya şimdi?

Okulları, üniversiteleri bitirecek…

Devlete kapak atabilirse atacak!

Elinde mesleği yok, yaşı da hayli geçmiş…

Ne yapsın bu vatan evlâdı?

***

Boşanma sayıları hızla artınca, başka başka neler neler olur?

İşte, caddelerde sokaklarda birbirlerinin kafalarını gözlerini patlatan insanlar…

İşte, AVM’lerde birbirlerini bıçaklayan gençler…

İşte her yerde sıra sıra “tas kafalı” denyolar!

Kızlar bile kafa göz patlatıyor, öyle manzaralar var karşımızda!

Konuya dair bilimsel araştırmaların tamamı, boşanmış ya da boşanmakta olan ebeveynlerin çocuklarının suça sürüklenme oranlarının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Yani…

Boşanmalar arttıkça sokak güvenliğinin azalması da kaçınılmaz.

İşte size güvenlik açığı!..

Nice dertlerimiz var…

En büyüklerinden biri de, kanunlarımızın “batının” bakış açısıyla hazırlanmış olması…

Batı ailesini batıran bakış açısı, bizi de batırmaz İnşaAllah.

HHH

Dur bakalım, birçok genci evlenmekten vazgeçiren “süresiz nafaka” konusunda bir takım adımlar atılacakmış…

Süresizlik ortadan kalkacakmış!

Bu daha evvel çok söylendi ama olmadı maalesef…

Bu sefer “adalete uygun” bir çözüm gelirse…

Bir miktar ümitlenebiliriz…

Hele bir de, şu “bazı” televizyonlardaki yuva yıkıcı programlara bir “ayar” verilebilirse…

Ne iyi olur!

Ümit fakirin ekmeği, malûm!

Milat Gazetesi

Yorumlar1

  • Osman bey 1 saat önce Şikayet Et
    Dilinize,kaleminize sağlık.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat