Bir İslâm âlimini itibarsızlaştırma

  • GİRİŞ25.12.2014 10:05
  • GÜNCELLEME26.12.2014 08:44

Acaba diyorum el-Karadavî çapında Hıristiyan veya Yahudi bir din âlimi hakkında böyle bir karar çıkartılabilir miydi? Veya INTERPOL halkını katleden Esed ve Sisi gibi diktatörler hakkında bir karar alır mıydı?

Bu kararın bölgesel olduğu gibi küresel sebepleri de var. Şeyh el-Karadavî’nin bölge diktatörlerini ne kadar rahatsız ettiğini biliyoruz. Bir de küresel hegemonları rahatsız ettiğini söylemeliyiz. Zira Amerika’nın terörü destekleyenler listesine girmiş bir âlimden bahsediyoruz. Onun suçu onların yaptığı zulümleri Ümmet’e duyurup yüksek sesle tenkit etmektir.   

2006 yılında CIA’in eski patronu Porter Goss tehdit gördükleri Müslümanlarla savaşlarında neler yapacaklarını şöyle deklare etmişti: 

“CIA yeniden yapılandırıldı ve artık bütün dünyada operasyonlar yapacağız, ‘müttefik ülke’ istihbarat teşkilatları ile ortak iş yapmak yerine, bundan böyle biz CIA olarak doğrudan kendi elemanlarımızı kullanarak, dünya genelinde, istediğimiz ülkede, tek taraflı operasyonlar yapacağız. Öyle yerlerde olacağız ki, öyle operasyonlar yapacağız ki kimse hayal bile edemeyecek.”

Bunu fiilen yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Dünyanın birçok bölgesinde, müttefik birçok ülkede, havada, karada, denizde ve hatta deniz altında işkence merkezleri kurarak hukuksuzluğa, sözde egemen kabul edilen Müslüman ülkelerde havadan pilotsuz uçaklarla yargısız infazlara imza attılar. İşte el-Karadavî bu uygulamalara risk alarak açıktan isyan eden bir âlimdi. Şimdi güya onu Mısır eliyle susturacaklar...

Tutuklama kararının akabinde dünyanın çeşitli ülkelerinden 300 din âlimi, akademisyen ve düşünür tutuklama kararını kınayan bildiri yayımlayarak el-Karadavî hakkında şu şahitliği yaptılar:

“Ömrünü Kur’an-ı Kerim’e, Sünnet’e, İslâm hukuku ve İslâm davetine adamış el-Karadavî, tüm gücüyle mutedil metodu yaymaya çalıştı. Şiddete, radikalizme ve teröre karşıtlığı eserlerinde, hutbelerinde, verdiği derslerde, fetvalarında ve açıklamalarında sabittir. Hayatını İslâm Ümmeti’nin sorunlarına hizmet ederek, ilmî çalışmalarla geçiren, İslâm dünyasının önde gelen âlimlerinden el-Karadavî, bu asrın önemli müceddidlerinden, bilim ile düşüncenin sembolü ılımlı bir imamdır.”

Şimdi başka bir hatırlatmada bulunalım. Bangladeş hükümeti, 2010 yılında başlattığı İslâm’ı azaltma operasyonu sonrası meşru zeminde siyaset yapan Cemaati İslâmi’nin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’yı idam etti ve arkasından peş peşe birçok yeni idam kararları aldı. 

Demokrasi içi mücadele veren bu parti üyelerine karşı alınan idam kararları Batı’yı rahatsız etmedi. Son olarak da73 yaşındaki eski devlet bakanlarından Seyid Muhammed Kayser’i idama mahkûm edildi. Bu meselelerde hep çifte standart sergilediler. 

El-Karadavî gibi bir İslâm âlimine tahammül edemeyen Batı, işbirlikçilerine ise kucak açmakta, İslâm tenkitçilerini ödüllere boğmaktadır ama. 

Meselâ 2008 yılında Hz. Peygamber’e (sas), mü’minlerin annelerinin hatırasına dil uzatan “Şeytan Âyetleri” kitabının yazarı Selman Rüşdi’ye İngiltere Kraliçe’nin eliyle “edebiyat ve fikir hürriyeti”ne katkıları sebebiyle Buckingham Sarayı’nda “Sir” unvanı verdi. 

yazının devamı için tıklayınız

Yorumlar1

  • mehmet yılmaz 10 yıl önce Şikayet Et
    zamanın büyük alimlerinden biri olan Yusuf el karadavi'nin Türkiye davet edilmesi lazım
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat