Yol mu gösteriyorlar?..

  • GİRİŞ11.01.2015 11:04
  • GÜNCELLEME12.01.2015 09:52

Müslümanların azınlıkta olduğu Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde Müslümanların aleyhine sonuçlar doğuracağını 11 Eylül olaylarından biliyoruz. Ama asıl yansımaları Batı’da ve Batı-Müslüman dünya ilişkilerinde olacaktır. 

2001 yılında gerçekleşen 11 Eylül olayları meydana geldiğinde 10 yaşında olan bir çocuk bugün 24 yaşında. 15 yaşında olan ise 29 yaşında. Batı’da o olaylardan önce de algı yönetim merkezleri tv programları, film endüstrisi, roman ve gazeteler, mizah dergileri üzerinden İslâm karşıtı, nefret içerikli yayınlar yapıyorlardı, ancak bunlar mezkur tarihten sonra çok tehlikeli boyutlara vardı. 

Bu atmosferde 11 Eylül sonrası Batı’da yetişmiş nesillerin zihin kodları önemli ölçüde Müslümanlara karşı önyargılarla şekillendi. Bu sebeple İslâmofobinin hızla yaygınlaşması sadece aşırı sağ örgütlerin faaliyetleriyle izah edilemez. Üst bir aklın planladığı ve icra ettiği derin bir plan sözkonusu.  

Paris saldırısı Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’nin gelecek seçimleri kazanma şansını artırdı denebilir. Çok da başarılı olmayan bir başkanlık döneminin kusurları kararlı ve fakat abartılı icraatlarla kapatılmışa ve halkı hükümetin arkasında birleştirmeye yaramışa benziyor. 

Bundan sonra özelde Fransa’da genelde de bütün Batı Avrupa’da İslâmofobiya azacak ve Müslümanlara karşı bir kurgu olan “mağdur olma psikolojisi”nin sahte meşruiyet gölgesinde ayrımcılık ve tehditler artacaktır. Oradaki Müslümanlar daha fazla tedirgin yaşayacaklar. Bu da bazı gençleri intikam alma duygusuyla radikal yapılara itecektir.

Müslümanlarda ise olayın yansımaları farklı olacaktır ama biz birkaç hususa değinelim.

Türkçe olduğu gibi İngilizce ve Arapça takip edebildiğim sosyal medyada Müslüman gençler daha çok 12 Fransalının hayatının neden yüzbinlerce Filistinli, Iraklı, Arakanlı, Doğu Türkistanlı ve diğer Müslüman halkların hayatlarından değerli olduğunu sorguluyorlar? Dünyanın kimyasal silah ve varil bombaları dahil her türlü vahşi yöntemle katledilen yüzbinlerce Suriyeliye suskun kalırken birkaç Fransız için ayağa kalkmasını öfkeyle eleştiriyorlar.

Bu eleştiriyi anlamadıkları ve gereğini yapmadıkları sürece de soruna hakiki çözümler bulamayacaklardır... 

Dikkat çekmek istediğim bir diğer husus da, bilerek mi yoksa gayri ihtiyarî mi yapıyorlar bilemiyorum, Batıyla hesaplaşmak isteyen öfkeli gençlere yol gösteriyorlar. Nasıl mı?

Batı’da yetişmiş Müslüman gençlerin bir kısmı etnik ve dinî kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları dışlanma, ayrımcılık ve aşağılanmaya karşı öfkeliler. Bu gençler ciddiye alınmak ve saygı duyulmak istiyorlar. Onlara ciddiye alınmanın tehlikeli yolları öğretiliyor. Hem ciddiye alınmak hem de küresel çapta meşhur olmanın ayartıcı yolları..

Bakın bütün dünya televizyonları Fransa’daki olayları 24 saat canlı yayınlarla verdi. Dünyanın önde gelen akademisyen, yazar, siyasetçi ve daha nice kanaat önderi bunları konuştu.  

Bu iki eylemciyi yakalamak için 88 bin anti terör timi alarma geçirildi. Saldırıyı gerçekleştirenler de eylem sonrası çatışmada ölerek eylemlerini kendi ifadeleriyle şehitlikle taçlandırdılar. 

Sonuç olarak Cezayir kökenli Fransız vatandaşı 34 yaşındaki Said Kouachi ve 32 yaşındaki Şerif Kouachi isimli, biri eskiden repçi iki kardeş kendileri gibi dışlanmış, öfkeli Müslüman gençlere rol model olarak sunuldular. Televizyonların onlara terörist demesi bunu değiştirmiyor.

Medyanın gürültülü sunumu, Fransa hükümetinin iki kiş<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat