En son model 3D Tsunami

  • GİRİŞ17.03.2011 06:52
  • GÜNCELLEME17.03.2011 06:52

Annem anlatır hep; rahmetli anneannem televizyonla tanıştığı ilk gün, 'tövbe tövbe, başımıza taş yağacak”, demiş ve sonrasında bu kara kutuyu her gördüğünde de pehpehlemiş.

Uzak köylerin birinde yaşayan Döndü nine de geçen ay, cep telefonundan, torununun 5 aylık bebeğini, elini kolunu oynatırken gördüğünde, korkuyla yerinden sıçramış ve  'abooo'  şeklinde bir şaşkınlık çığlığı atmış.

Bizim için çok ehemmiyet taşımasa da bizden önceki nesiller için birçok şey, akıllara durgunluk verici olabiliyor.

Yıllar önce Almanya'ya işçi olarak giden Saffet amca ile şimdiki gurbetçiler arasındaki farkları saymama bile gerek yok. Lakin bir kaçını hatırlatmak isterim.

THY'nın ilk dış hat seferini 1947 yılında düzenlediğini hesaba katarsak ve bu uçuşun da Almanya'ya olmadığını hatırlatırsak, demek ki dedeniz karayoluyla  en az 3 günde varmıştır o gurbet şehrine. Hasret dolu mektubunu yazıp yolladığında ise ,o mektup sizin şehre bilmem kaç zamanda kavuşmuştur?

Dedenizin resmini ,  yeleğinin iç gözüne iğnelediği kesesinde saklayan babannenize, şimdi siz gelin bilgisayarınızın hafızasında sakladığınız resimlerinizi gösterin. Koynunda saklardı anneanneniz hatıralarını…  

Samimiyetin kokusu, dokusu el öperek çıkar bayramlarda, seyranlarda... Şimdi bir kuru mesaja talimiz. Bizi bu hallere düşüren biz miyiz yoksa bu teknolojiyi geliştirenler mi?

En son ne zaman, bir zarfa pul yapıştırdınız? Siz hiç mürekkepli kuş tüyü kalem gördünüz mü hayatınızda?

Şimdi, Tahir dedeye internetten şak diye torununun resmini gösterdiğinizde  durup şaşıyorsa , siz  ona şaşırmayın.

Gurbetliği kısaltan bu teknolojik destekler, aradaki bağıda kopartıyor aslında...

Aman ne güzel oldu diye sevinmeyin. İnternet çıktı çıkalı, mail adresleri sayesinde, el yazısıyla emek verilmiş mektuplar antika değeri görmeye başladı. Hard diskiniz çökünce, maazallah belkemiğiniz kırılmışçasına bükülüyorsunuz. Eyvahlar başlıyor, 'gitti belgelerim, resimlerim' diye...

Bu küçük elektrikli, pilli, şarjlı çiplerin, çupların bağımlısı olduk olmasına ama henüz hasta muamelesi görmüyoruz. Çünkü, burun kıvırsak da alayımız bu haldeyiz.

Sizin anlayacağınız, gelişen teknolojik aletleri kimileri için kıyamet alameti, kimileri için ise hayatı kolaylaştıran şeyler oluyor.

Japonlar bu anlamda teknoloji ile en iç içe insanlardır. Çin malı, ucuz ve sağlam olmaz iken, Japonların el attığı hemen hemen her şey, dalında en iyi olan ülkelere rakip olmuştur. Arabadan tutun da elektronik  aletlere kadar, aklın ufkunun şekillenip cisimleştirilebildiği yerdir Japonya...

Birçok ilktir Japonya... Bu ülke ile ilgili haber başlıklarına bakacak olursak, bugüne kadar çoğu haberin teknolojik ilklerle ilintili olduğunu göreceksiniz. Hemen hemen her şeye kolay yol ve çare arayıp bulmaya çalışan Japon bilim adamları, bu uğurda çok ivmeler katediyorlar.

Bakınız, o haberlerden bazılarını beraber okuyalım.

Japon teknolojisi, bu defa vücut şekillendirme sektöründe harikalar yaratıyor: Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) yalnızlıktan bunalan astronotlara yakında Japon bir robot arkadaşlık edecek. Japonların,  Geminoid adını verdikleri bu robot türü insansı derisi ve davranışlarıyla dikkat çekiyor.

Yaş ve cinsiyet tespit eden kamera geliştirildi:  Japonya, teknolojide sınır tanımıyor. Tokyo'daki güvenlik fuarında sergilenen bir kamera, kişinin cinsiyetini, yaşını ve yüzünü tanıyabiliyor. Yaşını söylemekten hoşlanmayan kadınların kameradan uzak durması bekleniyor...

Amerikalı dahil hepimiz, internette dolaşırken sayfaların üst üste açılması sonucu duran sisteme bön bön bakarken, elin Japon’u alma ve gönderme hatlarının her biri için 1 Gigabit/s hızında internet erişimine sahip.

Valla hiç sevinmiyorum bu haberlere... Genetik şifrelere bağlı ve dengeleri bozucu bunca araştırma, dünyanın sonunun gelmesine alametler midir acaba? Ya da kullanım kılavuzunda manevi bir yanlışlık mı söz konusu?

Adamlar, cep telefonunu yaparken, gün gelsin ve kimse bayramda seyranda birbirinin elini öpmesin, birbirini görmesin, kısa kısa mesajlarla tebrikleri geçiştirsin  demedi herhalde... Dememiştir herhalde...

Bir uçağın, füze olarak kullanılması ya da gece görüşlü silahların hayatları karartması yazmıyor bu kullanım kılavuzlarında... Bunlar bizim başımızın altından çıkıyor.Ha o zaman onlarda bunları insanlığa sunmasınlar diyebilirsiniz. Hay Hay!

Kim ne düşünürse düşünsün... Allah ol demeden olmuyor. Bizler, unuttuğumuz an unutuluyoruz.

Japonya kıyılarında, ne var ne yoksa oyuncak gibi toplayıp savuran bu Tsunami, insanoğlunun ne kadar aciz olduğunu ortaya çıkarttı.

Koca koca demir blokları kağıt gibi ayrılıp, büzüldü, şekilden şekle girdi. Beynim uyuştu görüntüleri izlerken, Allah dedim defalarca, Allah dedim. “Sen büyüksün Allah'ım dedim. Biz neyiz ki dedim? Allah'ım” dedim, Allah dedim, Allah mütemadiyen.

Teknolojik olarak çağ atlamış bu ülkenin, hazin çaresizliği üzerine kim ne diyebilirdi? Hangi silah, bu afeti durdurabilir? Hangi mucit, bir daha olmaması için bakın şu elimdeki aleti geliştirdim diyebilir ?

BU, İNSANOĞLUNA BİR UYARI MIDIR?

Bazen işaretleri görmek, almak lazımdır. Niyesiz, nedensiz idrak etmek lazımdır.  İşte, inanç burada görevini yapmaya başlar.

Birkaç kıyamet alametini sizle paylaştıktan sonra, yazımı sonlandıracağım. Ben çok dersler çıkardım, sizler de nasiplenirsiniz inşallah.

Allah'ım bizi sensiz bırakma!

(Kötü iyi, iyi kötü gösterilmedikçe kıyamet kopmaz.) [Harâitî]

(Zelzele fitne katillik artmadıkça kıyamet kopmaz.) [Buhârî]

(Ehli olmayana iş verilir.) [Buhârî]

(Şerliler dünyaya hâkim olmadıkça kıyamet kopmaz.) [İbni Mâce]

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar4

  • Kamil 14 yıl önce Şikayet Et
    kıyametten önce bu dünya. asıl bu dünyayı düşünün,Allah ın emir ve yasaklarına mümkün olduğunca uymaya çalışalım,kıyamet gerçektir ve bir gün mutlaka kıyamet günü olacaktır,müslüman ölümden değil kıyamet günü hesap verememekten korkar,sonra japonların bulduğu dediğimiz cihazlarıda aslında Allah yaratıyor,niye biz değilde japonlar diyorsanız çok basit onlar çalışkan biz tembeliz,Allah çalışana verir bütün ömrünü tespih çekerek geçirene değil
    Cevapla
  • Tahsin YIGIT 14 yıl önce Şikayet Et
    Allahin izni olmadan hiç bir sey olmaz. Allah izin veriyorki insan oglu teknolojide ilerliyor. Ama bu ilerleme bize Allahi unutturursa, o zaman bu teknoloji bizim lehimize ola bilr. Misal, bicak mutfak için çok lazim bir sey, ama biçak yaralarda yapar. Bunu iyiye kullanirsak, iyi olur, kötüye kullanirsak, kötü olur. Biçagi icad etme firsatini Allah verdi. Eger isteseydi, bu firsati vermezdi. Eger yolda yuruyorsak, buda Allahin sayesinde. Aslinda bizde hiç bir guç ve yetenek yok. Allah bize katindan guç lutuf ediyorda biz iki ayak üstündeyiz.
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet Et
    Üstün teknolojik gelişmeler, insanlığı unuttur du mu?-1. İnsanoğlunun ulaştığı üstün teknolojik gelişmeler neticesi başıdönmüş, insani/islami değerleri unutturacak sahnelere kapı açılmıştır. Bu durumda yaptıkları gelişmeler yine kendisini mahvedecek şekilde insanı vurmaya başlamıştır.Kıyamet kopmadan ,insan kendi kıyametini hazırlayıcı olaylara şahit olmaktayız.Büyük kıyamet elbette ki ,şüphesiz kopacaktır.Fakat ondan önce Ademoğluda iyice azıp insanlık rayından çıkacağını hadisler haber vermektedir.Bunlar zina ve servet yarışındaki ahlaksızlıklar vb...VesSELAM
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ahmet çırak 14 yıl önce Şikayet Et
    Katılıyorum. Herkesin kendi payına dersler çıkarması gerekiyor. Nasrettin hocaya sormuşlar kıyamet ne zaman kopacak diye.. Küçük kıyamet mi demiş büyük kıyamet mi? O nasıl oluyor hocam demişler.. Hanım ölünce küçük kıyametim kopacak ben ölünce ise büyük kıyametim kopacak demiş. Hepimizin ölümümüze hazırlanmalıyız
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat