İnsan mıydı, hayvan mıydı?

  • GİRİŞ07.04.2011 07:21
  • GÜNCELLEME07.04.2011 07:21

Her anımız bir macera... Her günümüz film gibi... Algıları açık her insan  etrafındaki hızlı evrimin farkındadır diye düşünüyorum. Neye benzedik, hangi canavarlara bilmiyorum ama cürümünden daha çok yeri yakıyor ateşimiz. Öfke nöbetlerimizi kaçıracak sakin temaslarımız kalmadı artık. Yanına gidip,elini eteğini öpebileceğin büyüklerin sayısı da azaldı. Gerçi biz zaten onların değerlerini anca kaybettikten sonra anlıyoruz ya o da ayrı.

Telkin konularımız, şekil değiştirdi. 'Hayat kısa”, “boşver”ler ağızlardan dökülmeye başladığından beri hoş görümüz katledildi. Kendine yapılmasını istemediğin her şeyi başkaların yapar oldu insanımız. Elini sallasan asabiyet duvarına çarpıyor, suratsızlık diz boyu, küfürler havalarda uçuşuyor. Bize hangi ara yaptılar bunu? Kim yaptı? Neden yaptı?

2 Nisan sabahı, doktordaki randevuma yetişmek için besmeleyle çıktım evimden. Yeni kesilmiş çimen kokusunu burnuma dolayıp, İstanbul'un hâlâ mis gibi koktuğuna inandırdım kendimi. Pembe gözlüklerimi takıp, kapıdaki güvenliğe günaydın diyerek başladım güne. İstinye'den Mecidiyeköy'e 1 saatte varabileceğim ihtimali bile kaçıramadı keyfimi. Renklerin hakkını verecektim yolda aheste aheste giderken… Gökyüzünü daha çok sevecektim… Korna sesleri arasında hayata gülümseyecektim inadına... Kendi kendime karar almıştım.

Radyoda haberleri dinliyor bir yandan da simit yiyordum. Zaten çok yaklaşmıştım gideceğim yere. Sağlı sollu park yerlerine bakıyor, tek yön yolda olması gereken süratle seyir ediyordum. Arkamdan, ısrarla basılan korna sesini çıkaran araç sahibine izin tanıdım belki vazgeçer diye... Zaten o tıkanıklık ta beni geçse bile önü hala araç doluydu, nereye gidebilecekti ki? Kendime söz vermemiş miydim? Hayata daha ılımlı bakmayacak mıydım?

Korna sesi daha da kronikleşmeye başlayınca, dikiz aynamdan baktım, tanıdık mı acaba deyip? Yoksa bu kadar ısrarla, deli gibi kimse kornasını meşgul etmezdi. “Arabada hasta vardır belki” diye düşündüm ama baktım ki sürücüden başka kimse yok araçta.

Yoldan geçenler, geçmeyenler, o dakika bizimle aynı havayı soluyan herkes yerinde kalakalmış, olanı biteni izliyordu. Adam, camını indirip önce dışarıya sövdü ardında bana ağza alınmayacak hakaretler etmeye başladı. Küfürler havada uçuşuyor ve hala kornasına durmaksızın basıyordu.

Elim ayağım birbirine girdi, ağzından köpükler çıkan bir canlı bana bağırıyor, bununla da yetinmeyip tehditler ediyordu. Bir ara sağa nereye çekebilirim de yanımdan geçer gider diye etrafıma bakındım ama yoktu öyle bir yer.

Birileri 155 Polis İmdat’ı aramış mıydı acaba? Ya da çok mu alışık olduğumuz bir cinnet sahnesi miydi ki bu, herkes “birazdan geçer” diye düşünüyordu. Daha dün akşam, haberlerde adamın biri kadını öldüresiye dövmüyor muydu? Ve herkes uzaktan izlemiyor muydu sanki?

Oğlum okulda... O güvende diye düşündüm. O da benimle birlikte olabilirdi. Kafamdan, saniyede bin tane düşünce geçiyordu ama korkmuştum, arabada sinmiştim, kımıldayamıyordum bile.

 Aman Allah'ım... Adam arabadan inmiş ve bana doğru gelmeye başlamıştı. Kapım kilitliydi ama camı kırabilirdi. Gözü dönmüştü ama neden, neden?

Yoldan bir kaç kişi adama doğru yürümeye başladı. Ben “arabadan çıksam mı çıkmasam mı” diye panik halde çırpınırken, eşkıya gelenlere doğru bağırdı ve belindeki o soğuk metal can alıcı şeyi gösterdi! 

Başkalarına zarar vereceğini düşünüp, istem dışı çıktım arabadan. “Ne var? Neyin var, senin!” derken adamın üstüne doğru yürüyordum.

Adam belki de  elini beline doğru götürecekken, bir siren sesi duyuldu ve 2 polis güneş gibi doğdu üstümüze adeta.

Şehir hayvanı, yörüngesini değiştirmeye kalktı ama artık çok geçti. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdı. Arabasına doğru bir hamle yapacaktı sanki...

Oracıkta , yere çömdüm. Dizlerim titriyor, kalbim boğazımda atıyordu. Ağlamaya başladım.

Ne gereği vardı sabah sabah tüm bunların? Hani çimen kokusu ile renklerin tadını çıkaracaktım! Hastane çok yakında idi. Aldılar götürdüler beni. Doktor arkadaşım beni acilde görünce şaşırdı kaldı. Nabzım 125 atıyordu ve nefes alamıyordum.

 Sakinleştirmeye çalıştılar, etrafta uçuştular. Sağ olsunlar.

Bir an gözüm daldı...Ve kendimi  kanlar içinde acil kapısından sedye ile getirilirken düşündüm. 'Oğlum! Oğlumun bana ihtiyacı var o daha çok küçük!' Silkelendim ve bu kadarla kurtulduğuma şükrettim.

Beterin beteri vardı ve gelip beni bulabilirdi. Ölmesem bile, sakat kalabilirdim. Peki ne için? Orada bulunan herkese teşekkür edip, bir bardak çay rica ettim. 

Netice;

-“Şikayetçi olmalı mıydım?”

- “Olmamalı mıydım?”

Yorum yapmayacağım. Size bırakıyorum. Siz olsaydınız ne yapardınız?

 Hayvan demekle iltifat mı ettim dersiniz?

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar4

  • İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet Et
    İNSAN MIYDI?YOKSA HAYVAN MI?İKİLEMİ-2. İnsanlığın zirvesine ulaşmayı amaçlayıp bu yolda çaba harcayanda var.İçindeki iblise ve onun oyuncağı nefsine teslim olup,aşağıların aşağısına aday olanda.Kimin ne olduğu ve kimin nasıl hareket edeceğini enn iyi Allah cc bilir.Bazan insan eliyle beklenmedik lütuflara ererken, yine insan eliyle terör,gasp ve tecavüz gibi saldırılara uğramanız mümkün..Allah cc size;hastanede doktor eliyle ,eczanede ilaç vesilesiyle şifa verirken memnun olursunuz,teşekkür edesiniz.Öyleyse;bütün bunlar, -insanı, insan yapan-ona yapılan/aşılanan aşı ,verilen eğitim,öğretimle ilgili !.Eğitilmeyen insan hayvandan beter!Eğitilip- insan-ı kamil- olan insan ise dünyaları değer. VesSELAM
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet Et
    İNSAN MIYDI?YOKSA HAYVAN MI?İKİLEMİ-2. İnsanlığın zirvesine ulaşmayı amaçlayıp bu yolda çaba harcayan da var.İçindeki iblise ve onun oyuncağı nefsine teslim olup,aşağıların aşağısına aday olanda.Kimin ne olduğu ve kimin nasıl hareket edeceğini ennn iyi Allah cc bilir.Bazan insan eliyle beklenmedik lütuflara ererken, yine insan eliyle terör,gasp ve tecavüz gibi saldırılara uğramanız,hayvandan beklenmeyen davranışlarla karşılaşmanızda mümkün..Allah cc size;hastanede doktor eliyle ,eczanede ilaç vesilesiyle şifa verirken memnun olursunuz,teşekkür edesiniz.Öyleyse;bütün bunlar, -insanı, insan yapan-ona yapılan/aşılanan aşı ,verilen eğitim,öğretimle ilgili !.Eğitilmeyen insan hayvandan beter!Eğitilip- insan-ı kamil- olan insan ise, dünyaları değer. VesSELAM
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet Et
    İNSAN MIYDI?YOKSA HAYVAN MI?İKİLEMİ-1. Önce hayvanlardan başlayalım,sonra insanlara gelelim.Hayvanlar;hayatın vazgeçilmezlerinden.Türlü türlü renkleri ve dilleri..Dili mi?Evet!Onlarında dilleri var şüphesiz.Siz konuşmalarını anlamıyor olsanızda..Fakat her türün, ne yapacağını az çok kestirirsiniz.Mesela bir tavuğun,ineğin,eşeğin,koyunun ,atın ne yağacağını az çok tahmin edebilirsiniz.Bir ineğin insanı ısırdığı görülmüş mü?Yine bir tavuğun insana saldırdığı?Fakat köpekten köpeklik beklemeniz normal.Bilirsiniz ki o saldırabilir ve tedbirinizi almak zorundasınız Gelelim,insana..İnsan hayatın enn karmaşık yaratığı.Kimin ne olduğu belirsiz olduğu gibi .kimin ne yapacağı da yine öyle.Ne zaman kimden ne gibi hareket geleceğini tahmin etmeniz, çok zor.En kritik anında Hızır gibi yardımınıza gelen olduğu gibi ,yine en kritik ve beklemediğiniz anda saldırıya uğramanızda mümkün.Dedik ya!Deliside var,velisi de.Alimide var,cahilide.VesSELAM
    Cevapla
  • genuine genuine 14 yıl önce Şikayet Et
    BENCE SEN İYİSİMİ ARABA SÜRME.!!!!!. Editörün Notu: Lütfen yorumunuzun tamamını büyük harflerle yazmayınız. Teşekkürler...
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat