'Güzele Bakmak' sevap değildir...
- GİRİŞ12.05.2011 06:56
- GÜNCELLEME12.05.2011 06:56
Kulaktan kulağa oynadınız mı hiç? Döşek dersiniz , şimşek duyar sessizce kulağına fısıldadığınız... Şimşek, bir diğerinin kulağına eşşek olarak gider... Döşek olur eşşek... Bu aslında biraz da, ne
anlamak istediğimizle doğru orantılıdır. Kulaktan kulağa oynarken sessiz fısıltılarla özünü, şeklini kaybeden kelimelerin benzeridir günlük hayatımızda kullandığımız; halimizi benzettiğimiz cümleler...
GÜZELE BAKMAK SEVAP DEĞİLDİR ...!
Aslında koca bir yalandır. Bazen espri bazen ciddi yolla söylediğimiz bu sözün ,aslı astarı yoktur. O söz böyle, sallan yuvarlan geldiği için günümüze , güzel de güzelliğini esirgemez olmuştur kimseden.
Halbuki o na öyle demezler. Peynir ekmek yemezler.
GÜZEL BAKMAKTIR SEVAP OLAN...
Girişim, küçük bir hatırlatma ile başlasın istedim. Evet, bugün ki konumuz 4 harften oluşuyor. Güzel baktığına, size dokunmasa da canına sardığına emin olduğunuz, sağınızı solunuzu kollamadığınız, tarafından sırtınızdan vurulmayacağınızı bildiğiniz, genelde kan bağınızın olmadığı, biridir o... Çok rastlanmayan bir insan cinsi olup, sayıları gün geçtikçe tükenmekte olan bu türün, parayla satın alınmayacak bir hatrı vardır... Bu paha biçilemez şeyin adı DOST'tur.
Önce, dost olmayan genelin, toplumumuzdaki davranışlarını inceleyelim. En köşeye sıkışmıs halinizi, gafil avlanarak, suya anlatmak yerine o na anlatırsınız. Bıkmaz, olanı biteni duymak istemekten... Vah vah der, sonra kendi başına gelmediği için sevinir ama hikayenin sonraki günlere yayılan kısmını duymak için de, ne olmuş ne bitmiş sorar, nezaket maskesiyle. Başkalarının acılarından beslenen bu varlık, siz arkanızı döner dönmez kaynatır kazanın içinde tüm saflığınızla anlattıklarınızı... O'nun gözünde siz enayisinizdir. Ve anlatacakları kişiler gözünde de...
Arkadaşlık ve dostluk arasındaki derin çizgiyi önemsemediğimiz için başımıza gelir bu haller. Dedikodu denir buna ve beslenme şekli dostluk bahanesiyledir. Gıybetle de yakın akrabadır. Sizi sırtınızdan vurma ihtimalini getirir beraberinde..
Dost ise, ne nimetli kelimedir ama hakkını veren hani, nerededir? Yargısız ve sorgusuz sizi dinleyecek, yaralarınızı saracak , en az sizin kadar endişelenecek biri var mı hayatınızda? Sizin hiç dostunuz var mı?
Güvensiz hisler ve samimetsiz gülüşler sarmışken etrafınızı, sizi sadece siz olmanızdan dolayı önemseyen birileri var ise şayet, ne kadar şanslı olduğunuzu unutmamanız gerekmektedir. Ben insanları, manevi yakınlıklarına göre sıralandırırım. Allah korkusu var ise bir kişinin içinde, tırnaklarını batıramaz sizin kalbinize kanatana kadar. Bunu bilir bunu söylerim. Bu sebeptendir ki, azdır dostlarımın sayısı ama cihana bedeldir benim için.
Eyvah'ınızı illahlah duymaya meyilli kalplere, açık ve samimi yaklaşmanız sizi maskara eder kısaca... Elalemin dilinde sakız eder. Elektrik faturanızı ödemeyediğinizin ezikliğini paylaşan karşı taraf,
aslında sizin tüm itibarınızı beş paralık yapabilme kozuna da sahiptir.
Kime ne söylediğinizi bileceksiniz. Medet umduğunuz yürek, beş para etmeyebilir. O halde medeti Hak'tan, sohbeti dosttan dileyeceksiniz... Dost, öyle kolay sahip olunacak bir şey değildir ayrıca... Kişi kendini gözden geçirecek evvela...Ben insan gibi insan mıyım diye soracak kendine... Mertebelerine eriştiğinde, var olma sebebini anlayacak. Kendine yapılmasını istemediği hiç birşeyi başkasına yapmayacak. İşte o zaman, hak ediyor kendi gibi birini ya da birilerini... İlahi adalet
bu olsa gerek... Nasıl bakarsan öyle görürsün... Güzele bakarsan, ne görürsün bilmiyorum ama..Nasıl bakarsan öyle görürsün...Güzel bak ki, güzel gör.. İnanın çok zor... Nefsi kaygıyı bir kenara bırakıp, dert dinlemek her babayiğitin yapacağı iş değildir. Demek ki, önce kendimizi o hal içine sokmalıyız. Sonrasında, dost var mı yok mu bir ertafa bakmalıyız. Aksi halde, bu dost türünün nesli tükenecek. Dost aramak yerine dost olmak, herkeze dost bakmak diyorum ben... Dost eşittir güzel benim için... Dost bakmak sevaptır, dost bakarsan öyle görürsün... Yalnızlıktan yakınan insanoğluna bir reçete yazdım ben şimdi... İster kullanırsınız, ister buruşturup kendinizi çöpe atarsınız... Siz bilirsiniz...Sizler bilirsiniz...
Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com
Yorumlar4