Katil müteahhitler, korkudan müminler!

  • GİRİŞ18.08.2011 06:45
  • GÜNCELLEME18.08.2011 06:45

İlk dakikalarda yükselen seslerdi bunlar...

- "Orda kimse var mı?"

- "Aman Allah'ım, aman Allah'ım!"

- "Beni duyabiliyor musunuz?"

- "Yardım edin..."

Binlerce kişi, uykunun verdiği sersemlikle açtı gözlerini o kâbus dolu geceye ve çocuk oldu hepsi birer birer... Çaresiz halde bakındılar etraflarına, korkarak ve ürpererek...

Hangi yana baksalar harabe, hangi yana koşsalar derbeder. Eller gökyüzüne açılmış, kıyameti bekler gibilerdi.  Mahşer günüydü sanki onlar için o gece...

1 dakika 45 saniye... Ölümün en acı halini, acizliğin en derinini, şaşkınlığın en büyüğünü, korkuların en dehşetini yaşadı binlerce can... Kimisi toprak altında canlı canlı, kurbanlık koyun misali debelenerek yardım istediler ölümü beklerken, kimisi en yakınını ölü buldu yanı başında...

Toprak altından seslenenler ölümü beklerken yardım istiyorlardı ama bedenleri görünmüyordu bir türlü... Kopuk kollar, bacaklar, yanmış et kokuları sarmıştı etrafı. “Anne, anne” diye ağlayan çocuklar ve çocuğum diye feryat eden anneler vardı gecenin o karanlığında sokaklarda koşuşan...

Üç beş yerinden sanki, kağıt yırtığı gibi bölünmüş yollarda, yalınayak, karga tulumbaydı insanlar ve gafil avlandılar o büyük afette...

Faturası resmi kayıtlara göre 17.480 ölüm, 23.281 yaralı oldu. 285.211 konut, 42.902 işyeri hasar gördü.

Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır.

Aradan tam 12 yıl geçmiş... Derin bir nefes aldım, gözlerim de daldı o derinlere.

San Francisco 14/08/1999 13:00

İnternet üzerinden basın danışmanımla yazışıyorum. Nilüfer diyor ki; “Serdem Hanım, Yalova'da  konser tarihi 16 Ağustos ve siz 15'inde burada olsanız, hazırlıklar için bir gün kafi bize... Ödemenin yarısını hemen alacaz, geri kalanı konser anında. Var mısınız?

Diyorum ki; “ Nilüferciğim benim oraya gelmem çok uzun iş şu an için... Zaten 1 günümü alıyor uçak yolculuğu, gel istersen bir başka güne ayarlayalım. Sen bu organizasyonda bir başka sanatçıyla anlaş

Biraz ısrarın ardından “peki” diyor.

San Francisco 16/08/1999 13:02

İnternet Türkiye sitelerinden birinde, bir anda hepsinde büyük harflerle DEPREM yazmaya başladı. Ne oluyor, neler oluyor demeye kalmadı. Allah'ım kıyamet günü, Mahşer günü gibi yorumlar belirmeye başladı. İmdat yazanlar, ölüyoruz yazanlar...

Anında telefona sarıldım. Annem, babam, ablam... Arayıp seslerini duymalıydım!

İş yerinde televizyon yoktu ve ben korkulu gözlerle bilgisayar ekranından olanları okumaya çabalıyordum.

Telefon çalıyordu.

-“Anne, anne...

-“Kızım, seni çok seviyoruz. Şu an her yer sallanıyor. Baban yatak odasından yanıma doğru geliyor. Kızım, evladım, seni çok seviyoruz

Depremin 1. dakikasında annem telefonunu açmıştı. Çoğu insan hatları düşürememiş olabilirdi ama ben o anda annemle konuşuyordum. Aslında ağlıyordum!

Kızım, bu çok büyük bir felaket diyordu” annem. Bir anda kesildi. Kalp atışlarım boğazımı tıkıyordu. Uğraştım, en az beş dakika uğraştım. Düşmedi! ... Düşüremedim telefonu!

Hıçkırıklara boğulduğum sıra annemin telefonu ile kendime geldim.

Kızım biz iyiyiz, ablanda iyi... Dışarda bahçedeyiz. Heryer karanlık.

İstanbul'un Ortaköy'ünde bitişik nizamlı binaların birinin 9. Katında oturuyorlardı ve annemin anlattığına gore, balkon bahçeyle bir olmuştu sanki bir an için.

Aradan yarım saat geçmişti ki, bizim kız ne yapıyordu acaba deyip, Nilüferi aradım. Hayret telefonu kapalıydı. Olacak şey değil. Neden kapatmıştı ki? Yoksa çekmiyor muydu? Birkaç saat üst üste denedim ama ulaşamadım.

İş yerinden çıkıp, Türk televizyonu olan bir kafede buluştuk tüm arkadaşlar. Canlı yayından izliyorduk olanı biteni ağlaya ağlaya ...

Amerikan kanalları da veriyordu bu dehşeti saniye saniye... Diyorlar ki, son zamanların en büyük depremi Türkiye'yi vurdu.

Uyku tutmadı beni hiç... Ertesi gün olmuştu ve benim gibi birçok kişi gözünü haberlerden alamıyordu. Tekrar arayayım dedim Nilüfer'i...

“Hah çalıyor” dedim:  "Alo... Alo... Nilüfer?"

"Kızım, ben annesiyim. Nilüfer'i dün depremde kaybettik!"

Dondu nefesim, ne kadar üzgün olduğumu söylüyordum ki, Nilüfer'in annesi başladı hıçkırarak ağlamaya:  “Serdem'im iyi ki gelmemişsin kızım... Ekmek parasına kaybettik evladımı... Gel dedim, kalma orda konserden sonra, eve gel dedim. Yok anne, çok yorgunum sabah gelirim dedi. Sen iyi ki gelmemişsin kızım...

Allah biliyor... Hayatımdaki en cümlesiz, kelimesiz kaldığım anlardan biriydi. Ne desem boştu. Nilüferi o depremde kaybetmiştik.

Aradan tam 12 yıl geçti... Deldi de geçti... Unutanlarımız da oldu o dehşeti, unutturanlarımız da... Her an halen o anal yaşayanlarımız da...

Deprem öldürmedi onca insanı, binalar öldürdü bu bir gerçek... Lakin ders aldık mı bilemiyorum?

Japonya deprem bölgesinde diye okutuyorlardı geçtiğimiz yıllarda okulda derslerde... Hâlbuki kendimizden örneklesek işimiz daha kolay olacak gibime geliyor.

Malzemeden kaçırarak yapılan binalar mezar oldu insanlarımıza... O binaları yapanlarda cezalarını çektiler ve tekrar gün yüzü gördüler.

Alınlarında yazmıyor onca insanın katili diye elbette ama fişlenmelerini çok isterdim. Ya da alınlarında küçük bir işaretle salınmalarını hapishanelerden...

Deprem bölgesinde, malzemeden çalarak bina yapmak büyük bir katliamın ilk adımıdır. Hala sürüyor bu tip yapıların konutlandırılması ve hala içlerine taşınan taşınana...

Okullarda okutulsun istiyorum 17 Ağustos depremi... Sebebi, sonuçları ve sonrası... Hiç unutmamak adına, kulaklara küpe olması için…

DİP NOT:

Depremden sonra, memleketçe pek bir maneviyat yüklü üç beş ay geçirdiğimizi de hatırlatmak isterim. O korkuyla Hac'ca gidenlerin sayısında da patlama olmuştu, tesettüre girenlerin de... İnşallahsız bir cümleye başlanmıyordu hatta... Fani dünya diyebilmek için, doğal afetlere mi ihtiyacımız olacak hep? Allah'ım sen koru beterinden ne olur! Sen koru bizleri bizlerden!

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar1

  • İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet Et
    DEPREM !..Tevekkül ve tedbir!...Ve de biz!-1. -Kula bela gelmez HAK cc yazmadıkça;HAK cc bela yazmaz, kul azmadıkça- mı demek istiyorsunuz?!Ramazanı şerifin hayırlara vesile olması dileğiyle..Takdir Allah tan (cc) ,TEDBİR ise bizim GÖREVİMİZ..Tedbirde kusur etmeyelim!..Ve işimizi doğru,dürüst ve sağlam yapalım!Olur mu?Hoşçakalınız!VesSELAM
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat