Hepimiz biraz ruh hastasıyız... Hepimiz az insan...

  • GİRİŞ13.10.2011 09:00
  • GÜNCELLEME13.10.2011 09:00

Ne kadar iyi araba kullanırsanız kullanın, şayet kafanızda bin bir
tane düşünce sizi rahat bırakmıyor ve dalıp dalıp gidiyorsanız kaza
yapma ihtimaliniz genele oranla çok daha yüksek oluyor(muş)...
Tecrübeyle sabit olup, dersim alınmıştır.
Yoğun geçen bir haftanın ardından, evine gitmek için sabırsızlanan
bendeniz Allah'ın aciz kulu, kendimi bir anda kazanın içinde buldum.
Arabadan inip, kim haklı kim haksız bakacakken en az 6 adam ve
arabadaki 2 tanesini de saymıyorum, öfkeyle söylenmeye başladı. Tek
başıma, yolun ortasında, her bir yandan gelen kocakarı bağırışları
arasında olanı biteni anlamaya çalıştım ama olmadı.
Sola dönüş tabelasının bulunmadığı bir yerde, sola dönmeye çalışan
aracın sağ kapısını sıyıran araç sahibi olarak, özür dilemeye fırsat
da bulamadım.
Bir anda olay yerine toplanan esnafın tepkisinden ve konuşmalarından
anladım ki, kazaya maruz kalan araç, yolun karşı tarafındaki çiçekçiye
ait.
Yavaş çekim izlemeye başlamıştım her şeyi... Ağızlarda kelimeler
büyüyor, el kol hareketleri ile karşımdaki adamlar bana efelik
taslıyordu. Hele biri vardı ki, sanki kazazede o!
Siz kimsiniz diye sordum birine 'yandaki kahveden' cevabını aldım. Bir
diğeri ise, taksi durağında çekirdek çitleyip telefonlara bakan bir
ağabeymiş.
Uzun bir müddet anlayamadım şoför kim? Kalabalık çoğalıyor ve ortalık
iyice karışıyordu. Trafikteki araçlar meraklarından durup, ne var ne
yok diye bakıyorlar ve olanı biteni anlamaya çalışıyorlardı.
Tabii ama herkes muhtar!
Komik olan, aradan on dakika geçmişti ve ben hala şoför kim
çözememiştim. Herkes şofördü sanki... Bağırmak, çağırmak için gün
doğmuştu ahaliye.
Can kaybının olmadığı hatta kazanın sebebinin bile belli olmadığı bu
durumun sevinilecek yanı çoktu aslında ama kavga etmek için hem de
karşılarında bir bayan olmasına rağmen eşkıyalık yapacak erkeğin
fazlalığı içler acısıydı.
Çaresizce, aracı kullanan şoförü arıyordu gözlerim o kalabalığın arasında.
Bir ara uzaklardan gelen bir adamcağız gördüm. Yolunu değiştirip bana
doğru geldiğini fark edince, yetkili biri bile sandım bir an için.
Gayet rahat, elini kolunu sallayarak yaklaştı olay mahalline ve iki
aracın arasına sokuverdi kendisini...
Önce "Vah vah" sonra da "Hımm yokmuş bişey" deyip gerisin geri döndü.
Millete eğlence, olay gerekmiş meğerse.
Aracımın yanında beklerken, bir başka adam geldi. 'Sus yalan söyleme,
sen suçlusun!' diye bağırdı ve gitti. Utanmadılar da hallerinden ve
demediler ki "Kadıncağızın ağzını bıçak açmıyor, garibimin sesi
çıkmıyor peki biz niye kocakarılar gibi bağırıyoruz?"

O kadar kaptırmışlardı ki kendilerini, taksi durağına gelen müşteri
bile film izler gibi seyre dalmışken, hiç kimse "Yahu bu şoför nerde?"
diye sormadı.
Hazin, komik bir durumdu yaşayan...
Baktım ki kimsenin susacağı yok ve beyler iyice kendilerini milli
maçta sanıyorlar. Dayak yeme pahasına, "Yeter susun!" diye çıktı
benden bir avaz ses.  Hem de en kalaylısından.
Kimseden çıt çıkmadı o andan itibaren. Çil yavruları gibi dağıldılar.
Ne ilginciz biz...
Kaza esnasında ve sonrasında, en hasarsızında dahi her iki tarafta şok
yaşar bir müddet. Ortamı ve kişileri sakinleştirmek ahaliye düşer çoğu
zaman. Ya da eskiden mi demem gerekirdi?
Şimdilerde herkesin elinde bir maşa, sobaya odun atar gibi
ateşliyorlar mevzuyu. Sapasağlam çıktığım kaza sonrası, şoktan çok
gözümü hastanede açacağım korkusu sarstı beni.
Maçlardaki insan selinin içindeki dehşetin, sahalardan sokaklara
taşınmış olmasına şahit olmak içimi ürpertiyor.
Adım başı aynalarla donatalım sokaklarımızı... Trafik dâhil artık her
ortamda kurt adama dönüşen erkek ve kadınlarımızın kendilerini bir an
bile aynada görmeleri belki insafa gelmelerine sebep olabilir diye
düşünüyorum...
Kalplerimiz yavaş yavaş bizleri terk ediyor... Allah'ım, ne olur,
insan kalalım...

Serdem Coşkun / Haber 7

serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar3

  • Turgut İşleyen 14 yıl önce Şikayet Et
    Eşimin arabasını sattım. En büyük arzusu araç kullanma idi. Yerli malı ikinci el küçük bir araba aldım. Uzun süre kapının önünde kaldı. Kardeşinin ilk cesaret gazı ile sürmeye başladı. Aynı gün kaza yaptı. Kaza yaptığı için değil yukarıdaki saydığınız nedenlerden dolayı o ay sonunda arabasını sattım. Kendisine saygısı olmayan kimseden başkasına saygıyı bekleyemiyorsunuz.
    Cevapla
  • Turgut İşleyen 14 yıl önce Şikayet Et
    Eşimin arabasını sattım. En büyük isteği bir araba idi. Küçük yerli ikinci el bir araba aldım.
    Cevapla
  • HANİFİ ÇAĞLAR 14 yıl önce Şikayet Et
    DÜNYA MALI SEVDASI. Peygamberimizin ahir zamanda ümmetimden en çok korktuğum şey dünya malına olan sevgileri demiş ya.Adam canına aldırış etmeden arabasına bakıyor çok masraf varmı diye.O kadar dünya malına tapıyoruzki mala geleceğine cana gelsin diyoruz.Malınız başınızı yesin nedir bu dünya malı sevgisi anlayamadım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat