Yuh sana bikinili hanım teyze!

Nerden başlasam? Nasıl anlatsam vallahi bilmiyorum. Hala çok öfkeliyim desem yeridir... Yaşlı maşlı bakmayıp, şöyle kolundan tutup ‘yıkıl karşımdan densiz’ diye kenara itmek vardı amma... Ya sabır çektim.

Yahu ne biçim insanlar var. İçlerinde besledikleri canavarlar ağızlarından, burunlarından fışkırıyor artık. Zehirli ve iğrençler kanımca!...

Dünden beri, her gördüğüme anlatıyorum. Sinirimi alamadım bir türlü. Düşündükçe beynime kan sıçrıyor. Yaşından utan be kadın!

Ben senin karşına geçip; ne işin var burada git Hacca diyor muyum? Demiyorum. Sen ne hakla bana dün bu çirkin tacizde bulunabiliyorsun? Kimsin sen?

Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz? Söyledim çünkü... ‘Seni meşhur edeceğim, Perşembe günü Haber 7’ de Serdem Coşkun yazısını muhakkak oku senden bahsedeceğim’ dedim. Ne aşağılık bir kadın olduğunu tüm okurlarımla paylaşacağım dedim.

Seni kendini bilmez, modernliği bikini, mayo ile ölçen gudubet seni!

Sakinleşmeyi beklersem şayet daha çok beklerim gibime geliyor. En iyisi olanı biteni anlatmaya başlayayım.

Ben ve oğlum için iyi olacağına kanaat edip, bir spor salonuna yazılmaya karar verdim. Okul çıkışlarında yüzmesi hem sağlığı için hem de alerjik astımı için iyi bir fikirdi. Kendim zaten yıllardır sporla içiçe olduğumdan bu aktiviteyi evladımla aynı anda yapmak bana da eğlenceli göründü. An paylaşacak ve birlikte vakit geçirecektik hem.

Dün, oğlumun o çekinceli bakışları aklıma geldikçe, o yaşından başından utanmayan kadının ismini soyadını afişe edesim var ama neyse...

Efendim, ben oraya yüzmeye gidiyorum. Şov yapmaya değil! Defile yapmaya hiç değil... Ne mayo giydim ne de bikini... Diz altı bir sörf şortu ve üstüne yine sörf tişörtü uygun gördüm kendime.

Yani şunu yazarken bile utanıyorum. Ama kusura bakmayın, ‘bize ne’ ne giydiğinden demeyin bir dinleyin, okuyun lütfen.

Ufaklıkla yüzüyoruz, yanımıza bir kadın geldi. Sanırım havuzdaki hijyen kontrolünden sorumlu...

- "Pardon... O üstünüzdeki mayo mu?"

- "Evet... Sörf mayosu"

- "Hımm demek mayo..."

- "Evet..."

Devam ettik yüzmeye... Her şey güzel gidiyor diye düşünürken. Az önce havuzda dik dik bakışını, yok bana değildir diye üzerime alınmadığım kadının, bir başka havuz görevlisi ile beni çekiştirdiklerine şahit oldum.

Müzisyen olmanın verdiği avantajla kulaklarım diğer insanlara nazaran daha iyi duyuyor ve aldığım eğitimden dolayı da dudak okuyabiliyorum.

Konuşma şöyle geçiyor. Yaşlı kadın, “ne işi var bunun burada?” diye soruyor yanındakine. Diğeri ise, “bunlar her yerde” diyor ve “sanki milletin işi gücü yok ona bakacak” diye de ekliyor. Gülüşüyorlar.

Tam yarım saat, işini gücünü bir kenara bırakıp beni seyretti o yaşlı kadın. Oğlumla birlikte havuzdan çıkarken, patlattı bombayı.

- "Nerden aldın mayonu?"

- "Amerika’dan..."

- "Ben 3 hafta önce oradaydım. Orda böyle mayo yok!"

- "Teyzeciğim, sörfçüler kullanır bunu ha bir de güneşin kanser yaptığını bilen herkes yeni yeni rağbet etmeye başladı"

- "Bu ne biçim mayo böyle?"

- "Nesi varmış?"

- "Her tarafı kapalı!"

- "Sana ne teyze!... Sen kendi işine baksana!..."

Peşimden soyunma odasına kadar gelirken bir yandan da “böyle havuza mı girilir” deyip, mırıl mırıl söyleniyordu. Oğlum, elimden çekip ‘anne bu mayo değil mi?’ diye sorunca, bende şalter attı.

Teyze, senin derdin ne? Sana ne benim ne giydiğimden? Neden benim mayo ya da bikini giymediğim seni bu kadar rahatsız etti!...

Soyunma odasında, herkes bana bakarken, beni düşürdüğü durumdan gayet memnun olan bu tehlikeli kadın, hala öyle havuza mı girilir demekten bıkmıyordu.

Beni rezil etmeye çalışırken, kendi düştüğü durumun farkında bile değildi. Kurallar varmış... Havuza mayo ya da bikini ile girilirmiş. Sörf mayosu bu teyze desem de nafile.

Yardımcım koluma girip, “Serdem Hanım hadi lütfen gidelim, oğlunuz korktu” deyince, toparlandım biraz. Onları arabaya yolladım ve yetkili birinin benimle konuşmasını talep ettim.

Bu yaşlı teyze, uzun yıllardır üyeymiş benim yeni üye olduğum bu yere. Dedim ki;

"Ben anlamam!... Üyenize sahip çıkın. Bu sapıklık başka bir şey değil. İster ahlak yargımdan dolayı bu şekilde girerim havuzunuza ister sağlık sorunumdan dolayı!..."

Beni kimse, modernlik başlığı altında sorgulayamaz!

Burnumdan getirdi yahu. Çocuğumla şöyle bir adam gibi yarım saat vakit geçiremedik. O’nu da tedirgin etti. Ben mecbur muyum mayo ya da bikini giymeye kardeşim!...’

Bana terörist muamelesi yapmadığı kaldı yaşlı kadının... Elinde bir tek zehirli elması eksikti!

Biriktirmiş, biriktirmiş... Geldi bana çattı. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Ben sana yahu kadın!... Ölecek gideceksin, bırak bu işleri git Hacca diyor muyum! Hayır... Sen neyin bekçiliğini yapıp da bana ders vermeye çalışıyorsun?

Bak ummadığın taş baş yardı. Sen beni bastırabileceğin, dalga geçebileceğin biri sandın amma... Kazın ayağı başka çıktı. Açık-kapalı savaşı bitmediği müddetçe halimiz yaman.

Eli maşalı yaşlı teyzem, bikinisi ile salına dursun... Haşeması ile denize giren de ruhunu ferahlatsın. Karışmayın kardeşim, kimse kimseye vücudunu teşhir etmek durumunda değil!

Ben ikisinin ortası bir şey tercih etmişim... Sana ne be yaşlı teyze sana ne?

Yarın görüşürüz havuzda... Bu kez balık adam kıyafeti ile geliyorummmmm.

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com