Acaba bizleri izliyorlar mı?

  • GİRİŞ22.12.2011 10:34
  • GÜNCELLEME22.12.2011 10:34

Bu paranoyaya ilk kez 1998 yılında San Francisco’da kapılmıştım. Türkiyem, internetle daha yeni tanışıyordu o zamanlar...

Bir tık ile o kadar hızlı değişen sayfaları ilk defa Amerika’da keşfetmiştim. Her şey elimin altında idi ve istediğim an istediğim yere gidebiliyordum. Sokağa çıkmadan evin market alışverişini yapabiliyor hatta üstüme başıma giyecek alabiliyordum. Banka ödemelerim bile iki saniye tamamdı. Avrupa ülkelerinde ikamet eden arkadaşlarımla konuşabilip, yazışabiliyordum.

İstanbul’a geldiğim zamanlarda ise bekle Allah bekle ki tıkladığın sayfa açılsın. Ne kadar uzun sürüyordu sayfanın şekillenmesi hatırlayanlarınız iyi bilir. MIRC denilen bir sohbet sitesi çok popülerdi o zamanlar. Google var mıydı hatırlamıyorum. Zaten teknik olarak sorsanız hiç bir bilgim yoktu ve halen de yok ama içimden hep acaba bu bilgisayarların içinde mikroçip mi var diyordum kendi kendime... Ya da bizleri izleyen, ne yaptığımızı takip eden bir kamera falan.

Aradan yıllar geçti ve benim memleketim insanı içinde aynı hızda internet erişimi sağlandı.

‘Adamlar yapmış, peh peh!’ diye diye söylenen büyüklerimiz, uzakta yaşayan torun torbalarına el sallıyorlar şimdilerde bilgisayarlarından hatta cep telefonlarından. Elbette ki harika bir şey bu fakat...

Geçen gün, cep telefonuma şöyle bir mesaj geldi... ‘Serdem, Şehadet Getir’!

Hemen ardından, ‘hala evdesin’ mesajını alınca inanın çok korktum... 

Benim özelimden yani cep telefonumdan, birisi evde olduğumu biliyor ya da belki de görüyor paniği ile kapattım telefonumu. Koskoca Iphone’a virüs mü girmişti? Nasıl yani?

Canım çok sıkıldı ve asabım da bozuldu. Gizli saklı neyim olabilirdi ki? Alnım açık başım dikti elbet amma velakin biri ya da birileri benim nerde olduğumu bulabiliyor, dosyalarımın içine girebiliyor ya da resimlerimi görebiliyor düşüncesi kimyamı değiştirmişti. Hele ki her anımı izleyebiliyorlar mı acaba sorusu tam bir kabustu!...

İçine ne koyulduğunu bilmediğiniz bir içeceği içmek gibiydi sanki...

O gece telefonumu kapalı tuttum. Ertesi gün korka korka açtım ve internet bağlantısını devreden çıkarttım. Kendi aklımca önlemler almaya çalıştım işte. Birkaç gün sonra, yoğun bir is günü ardından eve giderken Maslak yokuşunun ortasında yine cep telefonuma bir mesaj geldi. Önemli mesaj başlığı ile gelen kutucukta ‘Yokuştan İnerken Dikkatli Ol’ yazıyordu.  Beni yine bir panik aldı sormayın gitsin. Otoparka girerken ikinci bir mesaj: Otoparkta yer var mı?

Eve doğru adımlarımı hızlandırırken az kaldı elimdeki telefonu atıyordum benden çok uzaklara. Neredeyse ağlamaya başlayacaktım. Kapıda anahtarı çevirirken gelen son mesaj telefonu elimde sıkıp boğma isteği oluşturdu bende. Sanki bir canlıymış gibi!..

Eve hoş geldin!...

Donakaldım. Etrafıma bakındım... Evde kamera olabilir miydi?

Ama o zaman arabamda da olması gerekti... Yoksa yıllardır düşündüğüm şey başıma mı gelmişti? Aynı zamanda bilgisayar vazifesi de gören cep telefonlarına bir çip mi yerleştirmişlerdi?

Bir anda telefon çaldı ve çok sevdiğim bir arkadaşım bana saka yaptığını ama benim çok korktuğumun farkına varınca artık söylemek zorunda kaldığını itiraf etti. O kadar şaşırmış ve ardından öylesine öfkelenmiştim ki sinirden suratına telefon kapattım. Aslında biraz olsun rahatlamıştım en azından bir sapık tarafından izlenmediğimi biliyordum artık...  Ertesi gün teknik destek alarak Iphone telefonların yeni içeriğinde olan ICloud'un istenildiğinde ne denli tehlikeli olduğunu öğrendim.

‘ICloud’

Iphone’un yeni bir hizmet alanı sözüm ona... Oradaki ayarların ufak bir değişimi ile siz neredesin ne yapıyorsunuz her şeyiniz meydanda... Dosyalarınız, fotoğraflarınız, telefon rehberiniz her şeyiniz ortada!...

Belki de konuşmalarınız bile dinlenebilir kim bilir?

Şu anda bu uygulamadan habersiz yüzlerce telefon kullanıcısının bilgilerine erişmek mümkün dedi teknik servisten arkadaşım ta ki siz onayı ret etmediğiniz müddetçe.

Bana yapılan bir eşşek şakası idi belki ama en azından teknik bilgim olmamasına rağmen, bu yazımı okuyanları bilgilendirebilirim diye işlemek istedim bu konuyu. Diğer marka cep telefonlarında da var mı bilemiyorum ama bu minik aletler istenilirse çok tehlikeli amaçlar için kullanılabiliyor.

Ben, bu bilgisayar türü aletlerin bir takım insani güçler tarafından kontrol edilebileceğini savunuyorum yıllardır ve bir gün ülkelerin batmasında bile etkin görev alacaklarını iddia ediyorum. Fazla ajan filmi izlemişsin diyenlere cevabım yok elbette ama bazen şüphe iyidir.

Bilgide eksik kaldığımız bir durum söz konusu... Elin kötü niyetli adamının ekmeğine yağ sürmemek için her gün kullanmaya müptela olduğumuz cep telefonlarımızın özelliklerini dikkatlice okumakta fayda var. Ya da bilgisayarlarımızın...

Çok masum olduklarını düşünmüyorum. Sanki uzaktan bir sinyal komutu ile imha silahına bile dönüşebilirler gibime geliyor. Tabii bu en kötü ihtimal...

Biraz daha ılımlı örnek ise, çok sevdiğiniz kızınızın filanca erişkin sitesinde fotoğrafını görmeniz olabilir.

Bir arkadaşımın başına gelmiş çoktan... Eşcinsellerin rağbet ettiği bir sitede, kocasının yüz fotoğrafını kullanarak reklamlar yapılıyormuş. Allah'tan dava açmışlar ve kazanmışlar.

Teknoloji düşmanı değilim asla ama bu akıllı aletlerim aklı cinliğe de çalışıyor gibime geliyor!..

Aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Görev tamamlandı...

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar1

  • introati 14 yıl önce Şikayet Et
    Bunları bize neden anlatıyorsun ki..!!. Durup duruken bu bunları neden anlatıyorsun, sırf birşeyler yazmak adına, benimde koskoca I phonum var virus mu bulaştı acaba.., gibime geliyor.. flaln filan..iyice paranoya oldun sen.Bize bilgi vereceğine..neyse.. Sevmiyorum böyle yarım yamalak bilgili insanları hele böyle daldan dala atlayıp mesleği belli olmayanları..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat