Aç star... Ya da aç, ol star!

  • GİRİŞ23.02.2012 09:59
  • GÜNCELLEME23.02.2012 09:59

‘Merhaba Serdem Hanım’ diye başlayan bir elektronik posta aldım dün akşam. Sandım ki yine sizlerden gelen o fena eleştirilerden biri...  Yok öyle değilmiş.

Filanca tarihte, filanca kanallardan birinde yapılan o malum ‘Filanca Staryarışmalarından birinde derece almış bir kardeşimiz içini dökmüş yazısında...

Benden yardım istiyordu açıkçası... Nerden bilsin ki, benim yardım edecek, ne maddi ne manevi bir gücüm söz konusu değil bu anlamda. Hele ki bu yarışmalarla ilgili şahsi fikirlerimi biliyor olsa, sanırım yardım bekleyeceği en son kişi bile olmazdım ben...

O garibanların bir suçu yok aslında!..

Reytingleri altüst etmek için yapılan, memlekete star kazandırma yarışmalarının büyüsüne kapılıp, evi köyü satıp gelenlerin yarışma sonrası hüsran dolu hayatlarını yayınlayacak bir televizyon programı yapsalar nasıl olurdu acaba?

Koca sanat devlerinin seçmenliğini yaptıkları bu yarışmalardan, derece alarak hayatlarının değişeceklerini düşünen insanların, daha sonralarını kaçınız tahmin edebilir?

Yurtdışında da yapılıyor böyle yarışmalar, zaten bizimkiler hep onları taklitten mütevellit ekranlardalar amma velakin oralarda düstur başka...

Altına pantolonunu, üzerine gömleğini giyip sadece yetenekleri ile şanslarını zorluyor onlar ve derece alanların her birine sahip çıkıyor bu yarışmaları düzenleyenler...

Yüzlerinde neredeyse sıfır makyaj ve hallerinde sıfır seksapalite ile yarışanlar en çok alkışı alırken, seslerinin muazzamlığı su götürmeyen bir gerçek oluyor.

Bizimkiler gibi, reyting için kimseyi harcamıyorlar maalesef.

Özel yaşantılarının çarşaf gibi ekrana taşıttırıldığı yarışmacıların, giyimlerinden kuşamlarına kadar en uçlarda dolaştırılmalarına hepimiz tanık oluyoruz zaten. Star olmak için maymun oluyorlar evvela... Sonrasında hemen hemen çoğu helak oluyor.

Olan bu yani...

Şahsen ben; televizyon programıma gelen ve Filanca Star’da derece aldım diyen isimlerin çoğunun içler acısı haline üzülüyorum. Yahu kardeşim ne işin vardı senin orda da diyemiyorum.

Ama bugün artık yeter dedim kendi kendime... Madem mağdur çok. Bari kalemimizden dökülenler bundan sonrakilerine ibret olsun.

Ha köyden kaçıp meşhur olmak için bu büyük şehre gelmişsin, ha bu yarışma programları sana ön ayak olmuş.

Her biri, yarışma sonunda hayatlarının değişeceğini düşünüp geliyor ve çoğu ağzının payını aldıktan sonra bir daha geri de dönemiyor. Yolda tanınmanın verdiği kıvanç, zamanla ‘cepte para yok, ne yapayım ben böyle aç şöhreti’ gibilerinden iç hesaplaşma ile utanca dönüşüyor.

Aslında sadece star arayışı yarışmalarında değil, kaynanalar, gelinler, gözetlemeler, vesaireler yurtdışından alıntı bütün programlar da var bu hazin sonuç.

Gerçek olmayan bir hayata özentiden ibaret hepsi. Onca şaşa bir anda püf uçuverince, yarışmacılarda neye uğradıklarını şaşırıyor. Birkaç hafta, ekranların en çok izlenen programlarına konuk ediliyorlar tabii reyting almak amaçlı fakat sonrasında her yer kapı duvar oluveriyor onlara...

Vampir gibiyiz evvelallah

ŞÖHRET ve PARA

Yahu o kadar kolay mı bu işler? Hadi kolay diyelim peki ya bunu kaldıracak birikim, eğitim var mı bu bünyelerde?

İsimlerini say say bitmez hepsinin... Hikâyeleri de akılda kalıcı çoğunun lakin kalıcı olmak için seçilen yolun sonunda, birlikte yola çıktıkları insanlar sahip çıkmazken o kişilere, bu Allah’ın gariban kulu ne yapsın?

Üzülüyorum...Çünkü olanı biteni net görebilenlerdenim çok şükür...

Kimin eline mikrofon verseniz başlıyor şarkı söylemeye... Haydi bakalım.

Ne enteresan bir şeklimiz şemailimiz var böyle...

Git kardeşim gelme... Köyünü, işini gücünü, azıcık katığını bırakıp neden koşarsın bir yalanın peşinden?

Seni o gün kucaklayanlar da, oy verip alkışlayanlar da  çoktan unuttu!...

Şöhret yüzünü gösterdi ama iç yüzünü değil!...

Üzülüyorum...

Kimisi dobraymış... Kimisi kapıcı... Bir diğeri öğretmen…  Star olmak için hepsi yarışmacı oluveriyor bir anda, aman ne etkileyici...

Siz aslında birer reyting maşası olduğunuzu ancak, el ayak çekilince idrak ediyorsunuz.

Sonra...

Peki ya sonra?

Ben söyleyeyim... Bölük pörçük hayatlar yaşanmaya başlıyor. Kimlik arayışları ve en derin bunalımlar geliyor peşin sıra...

Kimse de demiyor, gel kardeşim elini ver bana...

O şarkıyı söyleyen olmuyor.

Çünkü yarışma bitmiş ve sizinle de işleri bitmiştir.

Ama... Ama onca alkışı alan, oyları toplayan sizdiniz. Ne oldu da bir anda yıkıldı tahtınız, çöktü saltanatınız?

Ha bir yol var aslında... Tekrar ekranlarda, sahnelerde boy göstermeniz için ama bilmem bu size cazip gelir mi?

Magazine bir maymunluk kâfidir kanımca ama ya en hazininden ya da en hadsizinden!...

Hak edene helal... Hak edemeye zıkkımdır bu meret... Ama her iki durumda da; ateşten gömlektir şöhret.

Olup da ne yapacaksın be kardeşim?

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar4

  • BAYRAM ERSEN 13 yıl önce Şikayet Et
    ŞÖHRET RİYADIR... Editörün Notu: Lütfen yorumunuzun tamamını büyük harflerle yazmayınız. Teşekkürler...
    Cevapla
  • turgut1 13 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Ljiljane. Şöhret kavramsal olarak ün demektir ancak yorumumda kelimeyi lokalize ederek kullandım..bahsettiğim yeşilçam şöhreti ve bedeli anlamındaki..yoksa islam peygamberinin şöhreti şöhretler içerisinde en şefeflisidir..Şöhret aslında Şahitliği beraberinde getiriyor..bir kişi şöhretse şahit olanlar var..Abdurrahman Önül şöhreti, hem dünyevi hem uhrevi anlamda şahitliğimiz müspettir isim yazmadan yeşilçamın bedelli şöhretlilerine şahitliğe bakın..bu anlamda şirretli şöhretten izzetli şöhrete sığınmak gerekir..ulul elbab içinde şöhretimizin artması duamızdır..ülkemizin medeniyletler içerisinde hak ettiği şöhrete ulaşabilmesi için bilimsel ilimsel şöhret sayılabilecek gayretli gençliğe o gayretlilerin şöhretine de ihtiyaç var.lüzümsuz bir şöhret değil devleti milleti onuruze edecek şöhretleri tanımak temennisle
    Cevapla
  • MURAT KARAKUŞ 13 yıl önce Şikayet Et
    Vay beee.... Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz dedikten sonra icraatlarına bak yazı yazmayı bırak derim sana...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • turgut1 13 yıl önce Şikayet Et
    Şöhretten Şirrete. kimisi takla atar,kimisi rap yapar,kimisi ses taklidi kimisi hokkabaz..eğer takla atanlar servet sahibi olsaydı spor salonlarının usta öğreticileri köşeyi dönmüştü tatilden taklaya zamanı bile kalmazdı..rape gelince hangimiz para veripte beni bu rap ağlatıyor alıp dinleyim bir daha ağlayım diye kuyrukta..hangi hokkabaz keza öyle yada ses taklitçileri, yarışmalarda ki yetenekimsi takılan görüntülerden bahsediyorum..şöhret olunca para mı yağıyor..şöhret sevdalısı olmakta başka bir dert..dert diyorum yani bir hastalık..asıl şöhret hayat içindeki görevini unutmadan insan gibi çevrediki diğer insanlardan biri olarak yaşamaya çalışmak hayata tutunmaktır..yerim şöhreti şöhrette neymiş..şöhret dillere destan bir ölümdür,yok oluştur..ekrana çıkan kişi asgari ücret çalışmayı kabul edemez..benim imajım var falan..yerim imajını..kabuğundan çık..söhrette iken sen,sen değilsin...o hipnozdan kurtar kendini kendine dön.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat