Kürtaj, tecavüz ve akli denge
- GİRİŞ07.06.2012 09:38
- GÜNCELLEME07.06.2012 11:36
Akli dengesi bozuk olduğu için, sokak ortasında attığı çığlıklarına ve kendi kendine konuşup, öfkelenmelerine herkes alışmıştı.
Karşıdan karşıya geçerken mahallelinin yüreğini ağzına getirir ama o, ne yapar ne eder trafiği durdurmadan kaldırıma ulaşırdı. Yakınları onu ‘Mavi’ diye çağırırdı.
Birgün, okul çıkışı Mavi’ye rastlamıştım. Benim yaş 10 , Mavi’nin ki 14 bilemedin 15. Çantamı elimden kaptığı gibi ‘Okul, okul’ diye bağırarak, sağa sola çarpa çarpa, yorulana kadar koşmuştu.
Çantamı elinden alana kadar neler çektim. Bir tokat atmıştı ama Allah’tan canım yanmamıştı. Mavi, yavaş yavaş daha saldırgan hale gelmeye başlamıştı sanki.
Annem arada sırada, ‘bu çocuğa araba çarpacak diye korkuyorum’ der, kendi kendine hayırflanırdı.
Ve hiç unutmuyorum bir yaz tatili sonrası, Beşiktaş ile Ortaköy arası sahil yolunda, caddeleri sarı yapraklar istila etmiş, Eylül yerini hafiften kışa bırakırken Mavi’yi gördüm. Hamileydi. Karnı burnunda, avucunda mendiliyle, şen şakrak, kendisine ne olduğundan habersiz koşup oynuyordu.
Eve geldiğimde ‘Mavi hamile’ dedim. Annem bir müddet duraksayıp sonra ‘Ne güzel demek evlenmiş, yuva kurmuş’ demişti. ‘Ama çok küçük’ dedim, yine ustalıkla dikkatimi başka yere çekmeyi başarmıştı. Neden ve niçin sorularımın önünü kesen annemin ne yapmaya çalıştığını sonra sonra anladım. Bana nasıl söylebilirdi ki?
Ne güzeldi, Mavi oyuncak bebeklerle oynamak yerine kendi bebeği ile oynayacaktı (aklımca)...
Yıllar geçti ve ben taşları yerine oturttuğumda, inanın ki çok ağlamış ve çok ızdırap duymuştum.
Hangi insanlıktan bihaber vicdansız, akli dengesi bozuk 15 yaşındaki bir kız çocuğuna bunu yapabilirdi? Yoksa bunu yapan kişinin de akli dengesi yok muydu?
Kimileri Mavi’nin ailesini suçlayıp, ‘Olacağı buydu’ deyip, tüm gün sokaklarda gezerken, başına böyle bişey gelmesinin süpriz olmadığını savundu, kimileri tıpkı annem gibi göğüslerine saplanan hançeri çıkartamadan sustu.
Mavi’nin başına birşey gelmedi !. Düşüp dizini kanatmadı, araba çarpmadı Mavi’ye...
Akli dengesi’ olmayan Mavi, tecavüze uğradı ve hamile kaldı. Olan buydu. Tecavüz eden bulunamadı ve olay kapandı gitti...
Çirkinliğe örnek çok...
BARIŞ mesajı vermek için gelinliğiyle Milano’dan yola çıkan İtalyan sanatçı Pippa Bacca (33), 12 gün önce kaybolduğu Gebze’de ölü bulundu.
Bu trajik olay için haber başlıkları hemen hemen hep aynı idi. ‘Gelinlikli turiste tecavüz’!.
Mail’ime yolladığınız ve benim değinmemi istediğiniz birçok konu var. ‘Kürtaj’ da bunlardan biri elbette... Ama tecavüz ve sınırsız cinsellik arzusu, bu mühim meseleyi beslendiğinden, bahsetmeden geçemez idim.
Kürtaj yasaklansın mı ?
Bu konu gündem oluşturduğundan beri, yazan yazana şu sıralar... Enkaz masaya yatırılınca, bu duruma her kafadan bir yorum çıkması da gayet doğal. Bilen bilmeyen, ağzı olan olmayan herkes konuşacak malesef.
Kürtajı yasaklamak doğru mudur? Tecavüze uğrayan kadın hamile kalsa o çocuğu doğuracak mı? 9 çocuklu ailenin bir sonraki çocuğunun adı ‘Yeter’ mi olacak? Anne karnındaki bebek ya özürlü ise? Peki ya ensest sonucu kalınan hamilelik?
Bu soruların ardı arkası kesilmez.
Ve ben, sen, o yazarak da çözülmez..
En doğrusu ‘Problem’ henüz bir kar topu iken müdahale edebilmekti. Şimdi çığ olmuş, kaplamış tüm memleketi... Elbette sancılı olacak yeni kararlar. Elbette çoğumuzun rahatı bozulacak. Lakin terazi belli... Kriter belli...
Başımıza bu çorapları eğitimsizlikten örüyoruz. Manevi yaklaşımlardan uzak, yan yan yürüdüğümüz için çamura batıyoruz. Öğretmedikleri için, helak oluyoruz. Öğretmedikleri için helak ediyoruz.
‘Kürtaj’ Dünya’daki bir çok ülkede zaten yasak. Dünya Sağlık Örgütü, her yıl 68 bin kadının sağlıksız kürtaj nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekiyor.
Çoğu ülke de belirli kriterler doğrultusunda yasaklanan kürtaj için, İstanbul İl vaizi, değerli din adamı Alaaddin Özkan Hocamız şöyle diyor;
‘‘İnsan öldürmek, can almak dinimizce büyük günahlar arasında gösterilir. Dinen ve sağlık açısından geçerli bir sebebi olmaksızın, keyfi bir tasarruf ile can almak insan öldürmek ile eş değerdir.
Tıbbın henüz bugün ki kadar ileri olmadığı dönemlerde, ‘Canlının’ anne rahminde 40 günde oluştuğu ve 40 gün öncesi varlık sürdürmediği söylendiğinden, kürtajın canlının hayatına son vermek sayılmayacağı savunuluyordu... Buna dayanarak da bazı din adamlarının, hallere bağlı olarak 40 gün öncesi ‘Kürtaj caizdir’ diye fetva verdiği de olmuştu. Lakin tıbbın şu an ki tesbiti, embriyonun yumurtalıkta döllenmesi ile birlikte canlının teşekkül ettiği ve onun bir hayat taşıdığı doğrultusundadır. O halde ‘Kürtaj’ o canlının hayatına bir başkası tarafından son verilmesi manasına gelir.’’
İnsan, yaşadığının sonucuna katlanmadan ‘İnsanlık’ mertebesine erişemez diyorlar. Ya bir anlık hevesine dur de... Ya da al önlemini... Önlem almasını bilmeyen cahil kesim için devletimiz elbet bir eğitim planı hazırlayacaktır.
Diyeceklerim bu kadar lakin bir sorum var.
KONU: HAYAT BİLGİSİ
Soru : Sizce aşağıdaki şıklardan hangisi/ hangileri doğrudur?
a- Tecavüz suçundan yargılanmış ve akli dengesi bozuk olan kişilerin üreme imkanları kısırlaştırılsın. Cinsiyetsizlik seçeneği uygulansın.
b-Vücutlarına monte edilecek minik bir sistem ile bulundukları yerler takibe alınsın.
c-Mayası bozuk olanlar teste tabi tutulsun. Hamurunda arıza sinyali verenler eğitime mecbur kılınsın.
Haydi buyrun meydan! Diğer sorular ve şıklar sizden...
serdemcoskun@gmail.com
Yorumlar3