Hadi yine iyisiniz iyi...

Hey sana diyorum ‘Filanca marka’ bayram şekeri satan amca!. Ohh yine doldurdun cebini. Vallahi gözümüz  yok. Lakin bu kadar duygu ucuzlatması da  ‘Yuhh’ dedirtiyor insana...

Sen neden o boyalı şekerlerini bayramda çektiğin reklam filmi ile  vatandaşı ağlatarak satmayı ticaretin adabından ve ahlakından saydın? Sana yalnış öğretmişler be amca...

Reklamında, dedemle ninemi pencerede torun torba beklerken görüntüledin. Ardından saatlerce beklettin. Birbirlerine sarılarak ağlattın. Gelmeyecekler havası verdirip sonra da kapının zilini, toruna torbaya ellerinde senin şekerlemen ile çaldırttın. Yaşlı çift gözlerindeki yaşı silerken senin şekerlemeleri de millete hop hop yutturttun.

İzleyenin duygusal zaafına paha biçtin ve amacına ulaştın. Aferin sana... Ye bakalım o paraları huzurla şekerci amca...

Şimdi sıra sende muftak robotuna kadar bu işi çirkinleştiren ‘Falanca marka’nın sahibi değerli büyüğüm;

Senin robotunla bayramın arasındaki bağı anlat bana vallahi özür dileyecek ve utancımdan yerin dibine gireceğim. Bayramı bahane edip, bayram konulu bir reklam çekip, bayram da mutfak robotu satmaya çalışmak... Bir tek ben olamam buna tepki gösteren öyle değil mi?

Aile kavramı değil… En çok yaşlılarımız konu ediliyor bu reklamlarda. Onlar üzerinden duygu sömürüsü yapılıyor. Bayram mayram hikaye...

Onlar üzerinden paralarına para katıyorlar.

Siz malınızı satacaksınız diye milleti ağlatmaya ne hakkınız var!.

İnsani duyguları hiçe sayıp, insansız kutlanması mümkün olmayan ‘Bayram’ olgusunu neden böyle sömürüyorsunuz?

Reklam filminde bizi ağlatan o yaşlı insanlarımızın gerçek hayatı hiç de öyle kapının zili çalınca değişmiyor.
Elinde şekerlemeler ile gelen bayram ziyaretçileri de ufak ve ucuz işler peşinde olabiliyor.

Yıllar önce yine bir bayram vesilesi ile gittiğimiz kimsesizler evinde gözümün önünde o yılların çok popüler bir sanatçısı ‘Kameralar geldi mi ?’ deyip geldiğinden emin olunca bayılma numarası yapmıştı.

Bazı hali vakti yerinde şahısların da göstere göstere hediye dağıttıklarına şahit olmuştum.
Sömürü hala devam ediyor...

Yine bu bayram da aleme gösteriş olsun diye birçok ‘Düşkün evlerine’ ziyaretler yapılacak. Ünlüsü ünsüzü neredeyse vatandaşın hepsi akın ediyormuş gibi gösterilecek bu ihtiyaç sahibi insanlarımızın yalnızlıkları ile başbaşa yaşadıkları yerlere...

Yetim ve muhtaç çocukların, kimsesiz bebelerin barındığı bu mekanlar bayram vesilesi ile şenlenecek birkaç günlüğüne olsa da... Malesef yine kameraların görüntü almasına izin verilecek.

Siz tam da bayram şekerinizi ağzınıza atarken, ekranda ‘Duygu sömürüsü reklamların ardından!’ izleyeceksiniz o yorgun gözlerin kimsesizliklerine akıttıkları yaşları... Bitlendiği için kesilmiş kısacık saçlarıyla kirli yüzlü  kız çocuğunun eline, göz alıcı entarisi ve sapsarı saçlarıyla oyuncak bir bebek tutuşturulurken şahit olacaksınız. Geçen hafta haberlerde izlediğiniz camii avlusuna bırakılan ‘Umut’ bebeğin ilk bayramına hastahane görevlilerinin gösterdiği sevgi seli ile nasıl girdiğinin anosunu duyacaksınız.

Bizler, bedenleri ikibüklüm olmuş bu yaşlılarımızı seyrederken bir an için ‘Acep benim halim nicedir?’ diyecek miyiz?

O yetimlerin gözlerindeki iç yırtan sevgi arayışını fark edebilecek miyiz?
.....

Kimbilir belki de bu bayram sol elimizden habersiz sağ elimizle vereceğimiz gönlümüzden kopacak sadakalarımız ve gerçek ihtiyaç sahiplerine yapacağımız yardımlarımız yaşlılığımız da yalnız kalmayışımızın teminatı olacaktır.

Sahte değil sahici bayramlar için... Şekerci amca ile robotçu ağbi sizler  seneye reklama harcayacağınız bütçeyi, üzerinden para kazandığınız düşkünlere yardım etmek için ayırın bi zahmet...
Ben dahil vatandaşıma gelince... Başımıza gelmez demeyelim ve muhakkak bu bayram israftan kaçınıp ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunalım. Ama maddi ama manevi...

Bayramınız bayram ola...

(Anası ve babası hayatta iken onları düşkünler evine bırakıp görmezden gelen evlatlara ve yeni doğmuş bebelerini yol kenarına bırakan anne ve babalara şeker ikram etmek yerine ‘Yaptığınızın farkına varıp pişman olanlardan olursunuz inşAllah’ diye dua ikram etmek isteyenler el kaldırsın lütfen...)
 
Serdem Coşkun / Haber 7
serdemcoskun@gmail.com