Namaz taklidi, yoga ve pilates
- GİRİŞ06.09.2012 11:01
- GÜNCELLEME06.09.2012 12:51
Suni... Artık hemen hemen herşey suni yolardan geçiyor. Doğumlar da öyle... Vücudun rahatlamak için seçtiği yöntemler de ...
Geçtiğimiz haftalarda elime tutuşturulan bir kağat parçasında Pilates ve Yogonun faydalarını okudum.
Yetkililer broşürün bir kenarına ‘Sağlık için şart’ ibaresini kondurmuşlar.
Günde 30 dakikasını bu spor dallarından birine ayıran için hayat tekrar başlıyormuş. Mesela Pilates; zinde ve sağlıklı bir yaşam için yapmamız gereken şeylerden biriymiş. Vücuttaki negatif enerjiden arındırdığı gibi hamile bayanlar üzerinde doğum öncesi, esnası ve sonrasında gayet olumlu sonuçlar alınmasına sebep veriyormuş. Bir rabet bir rabet ki sormayın gitsin...
İşte buna çok benzer bir anlatımı ben geçen hafta, bir televizyon programında Emekli İstanbul Merkez vaizlerinden İlahiyatçı Hüseyin Toprak Hoca’dan dinledim. Sanki aynı şeylerden bahsediyordu ama Pilates ya da Yogodan söz etmiyordu.
Konusu Namaz’dı... Sunilikten uzaklaşmak için tutunulacak en kuvvetli dalın ‘Namaz’ olduğundan söz ediyordu.
Bu hafta sizleri farklı Hüseyin Toprak Hoca ile buluşturmak istedim. İşte kendisinin ağzından ‘Namaz’ ile ilgili son derece dikkat çekeceğine kaanat getirdiğim açıklamalar.
Cenab-ı Mevla’nın bizlere yapın diye emrettiği ibadetleri anlamak için üçe ayırıyoruz.
Dini yönü : Allah’ın emrettiği biçimde ifa edilir.
Tıbbi Yünü: Bu ibadetleri yaptığımız zaman bedenimize ve ruhumuza bir takım şifalar verdiği müspet ilimce de tesbit edilmiştir. Peygamber Efendimizin de bu konuda bir hayli emir ve tavsiyeleri vardır. Bütün bunlar‘Tıbbi Nebi’ olarak adlandırılan kitapda toplanmıştır.
Riyazi Yönü: Buna halk dilinde spor ile igili yanı da diyebiliriz. (İşte ben konuşmanın tam da burasında ekrana kilitlenmiştim.)
İslam dininde ilim iki kısma ayrılır. Birincisi; beden ilmi yani sağlık ilmi olup ikincisi de dini ilimlerdir. İslam dini sağlam bedende sağlam düşünce olacağını vurgulamaktadır.
Namazı bu sözünü ettiğimiz 3 yönde ele alacak olursak;
Namaz dinin temel direği olup Allah ile kul arasında iletişim temin eden nurdan bir merdiven gibidir. Allah ile konuşmak isteyen namaz vasıtası ile konuşabilir. Namaz; günde beş vakitte 40 rekat olarak kılınır. Bunun 17 sini farz yani Allah emri, 3 ü vacip, 20 si sünnetdir.
Bunu her müslüman bizzat kılmak mecburiyetindedir. İnsan vücudunda 208 kemik 360 ana kas bulunmaktadır. Namaz esnasında bu kaslar ve eklemler hareket ettiği için vucüdümüzda ki toksinler zararlı maddeler hepsi atılmakta ve bedenimize sıhat gelmektedir. Çağımız insanın kullandığı elektronik aletler ve iletişim cihazları insan vücudunda eloktromanyetik dalgalar biriktirmektedir. Biriken bu dalgalar strese maal vermektedir. Bunların atılabilmesi için topraklamak( yere temas) şartır.
Namaz 7 azanın yere irtibatı ile kılınan bir ibadettir. 2 diz iki ayak iki el ve bir de alın olmak koşulu ile...
Müslümanlar için dünyanın merkezi Beytullah yani Kabedir. Ve bu secde hali ancak ve ancak Beytullah’a dönülerek yapıldığında vucuttaki elektromananyetik dalgalar çözülebilir ve insan rahatlar.
Öyle olduğu savunulsa da aslında Yoga ve buna benzer spor dallarında merkeze yönelme sağlanamadığından bu nötrleşme gerçekleşmez.
Bu düşünce Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan Ulusal Işın Teknolojisi Merkezinde yapılan bilimsel araştırma sonucunda Profesör Ziyaeddin tarafından kanıtlanmıştır.
Secde esnasında iken vücudumuzdaki kanın beynimize daha çok gittiği ve beyin hücrelerinin daha iyi beslendiği de tesbit edilmiştir. Aynı zamanda’Secde hali’ manevi açıdan da ele alındığında kullun Allah’a en yakın olduğu yerdir.
Secde etmenin insanı kanserden koruduğu da tesbit edilmiştir. Araştırmacı ayrıca secde etmenin hamile kadınlar için de oldukça yararlı olduğunu, anne karnında ceninin şekil bozukluğuna uğramadığını kanıtlamıştır.
Günümüzde hamile hanımlar doğum öncesi namazdaki hareketlere benzer ‘Spor’ adı altında bir takım beden çalışmaları uygularlar. Bütün amaç doğuma en sağlıklı şekilde bedeni hazırlamak olup anne ve bebek sağlığını tehlikeye atmadan bu süreci tamamlamaktır.
Namaz kılan hanımın bu hareketlerden dolayı doğumunda sezeryana muhtaç olmadan tabii doğumu kolaylaşacaktır.
Sezeryan ile gerçekleşen doğumlarda bebeğin akciğer gelişimi ile normal doğum ile hayata kavuşmuş bebeğin gelişiminde farklar tesbit edilmiştir.
Geleceğin anne adayları eğer ki küçük yaştan itibaren Allah’ın emri olan bu görevi yerine getirseler doğum esnasında yaşayacaları elem duygusu korkuya korku ise vucuttaki suyun erken kaybına yol açmayacaktır. Çünkü beden erken yaştan itibaren gerekli olan esnekliği kazanacaktır. Sezeryana ihtiyaç duyulmadan normal yollardan doğumun gerçekleşmesine yol açacaklardır.
Bu da namazın hanımlara ayrı bir lütfü, Allah’ın ayrı bir ikramıdır.
Ayrıca Namaz’ın beş vakit eda edilmesinin insanın beynine çok büyük faydaları vardır. Beynimiz için son derece önemli olan yoğun oksijen, ozon tabakasından seher vaktinde akmaya başlar. Seher vaktinde yani sabah namazı saatinde uyanık olan kimsenin beyni bu oksijenden istifade eder.
Namaz’ın tıbben ve ruhen insan bünyesine iyi geldiği söyleniyor. Tabii biz bunları faydası için değil Allah emri olduğu için ifa ederiz. Cenab-ı Mevla’da bize bu faydaları ikramda bulunur.
(Farzedin ki bu yazı da benim sizin elinize bu yolda müşteri değil de gönüllü kazanmak için tutuşturduğum bir broşürdü... İster okursunuz ister okumaz ama sakın buruşturup atmayın, darılırım.)
serdemcoskun@gmail.com
Yorumlar5