Muhteşem halvet damgasını vurdu

  • GİRİŞ06.12.2012 09:31
  • GÜNCELLEME06.12.2012 09:31

Şimdi heryerde Muhteşem Yüzyıl ve tepkiler...

Medyadan yıllardır ekmek nasiplenen bir fert olarak; gidişatın hayırlara vesile olmadığını gördüm göreli sağolsun izin verdiler, sessiz çığlıklarımı birkaç defa haber sitemizden savurdum. Elbette vücut buldu bu sayede.

Çoğu eleştiriler ‘Sen kendine bak' diye gelmiş olsa da; amaç belli sonuç acil alınması gereken önlemlerle değişecek gibi olduğundan çok içselleştirmedim.

Mesleki kariyerimle ilgili konularda yeri geldiğinde, ki hiç ihtiyaç duyulmaz umarım  sizler de beni asın, kesin inanın boynum kıldan ince...Daha da derlenir toparlanır ve malik sunumlar için elimden geleni yaparım evelAllah... Netice de bizler menfii ve müspet anlamda üç beş kişiye ön ayak oluruz ancak...

Lakin toplu katliamlar için büyük bütçeler lazımdır... Büyük kastlar ve kallavi yatırımlar gerekmektedir.Aynı şekilde iyi örnek olabilecek görsel yayınlar için de yine bu saydıklarıma ihtiyaç duyulur.

Amaç; izleyicileri ekranda tutabilmektir. Seyrettiği şey her ne ise ona kilitlenen izleyici reklam firmalarının potansiyel alıcıları olarak tanımlanır. Bu da demek olur ki; ne kadar çok izlenilirse o kadar çok reklam kuşağına yer verilir.

Reklam eşittir para gerçeği tüm ahlaki değerleri altüst edebildiği gibi, bir anda eksilmiş değerleri de yerine koyabilir. Zira belirtmek isterim ki; eksilen değerlerin yerine konması için yapılan yapıtların sayıları izleyici sayısı ile doğru orantılı olarak fevkalade azdır.

Ecdadımın zihinlerde ‘Halvet' kelimesi ile çağrıştırılmasını hedefleyen zümre bunu bilinçli mi yoksa sadece reyting sebepli mi yapıyor bilemiyorum. Fakat amaçlarının koskoca Osmanlı'nın uçkuruna düşkün padişahlarla anılmasını sağlamak olmadığına inanmak istiyorum. Çünkü bu türlüsü ‘Vatan hainliği' demektir. Bana kalırsa bu tip yayınlar, cehalet kurbanı beyinlerin, reyting hırslarının tezahüründen başka birşey değildir.

İşte burası çok mühimdir ki; izleyici neyi seyretmesi gerekli ise onları değil; merak uyandıran, genel hayatında karşılaşması ender olan ve bir bakıma her anlamda zıtlıklar teşkil eden şeyleri izlemek istiyor.

Ahlaki değerlerin yıkıldığı sahneleri  izlemek durumunda kalan kitle neredeyse genel izleyicinin yüzde yetmişini kapsıyor.

Araştıramalarını bu istatistiklere göre yapan yapımcılar ve televizyon kanalları da sözünü ettiğim reyting unsurlarını senaryolarının ve kuşaklarının içinde barındırmaya gayret gösteriyor. Peki başarılı oluyorlar mı? Elbette...

Bu anlamda TRT'ye çok iş düşüyor. Gerekli olan yatırımlar doğru projelerle taçlandırılırsa şayet memleketin geleceğini düşünen devletimizin kanalı TRT'de sorumluluğunu yerine getirmiş olur.

Biz yaydan çıktık. Fütursuzca havada hedefsizliğe doğru yol alıyoruz. Birileri buna dur diyecek ise şayet ilk adım TRT'den gelmeli diye düşünüyorum. Pahalı bütçelerin ve büyük kastların yer aldığı projelerin tam zamanıdır artık.

İzleyicilere gelince; Dallas'ın bile yerli dizilerden daha masum olduğunu kabul edeceği günler yakındır. Tohumlar ekiliyor ve öğrenciler dahil çoğumuz Kanuni Sultan Süleymankadınlara düşkünlüğü ile anmaya başlıyoruz.

Şu an için yanlış bilgiler, asılsız örnekler vs derken sallan yuvarlan bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete... Kök hücrelerimiz ile oynadıkları için isyan etmenin tam zamanıdır aslında ama kimse yumuşak koltuğundan kalkıp, çekirdekleri çıtlamayı bırakıp, bu yalan yanlış dizileri izlemeyi terketmez gibime geliyor. Ama ben medyanın gücü ile değerlerimizi yaşatmanın gayet mümkün olduğuna inanıyorum.

Ne büyük ve doğru yapıtlar pire oldu bu reyting savaşında... İzleyicilerin bir çoğunun ilgisini çekmiyor malesef bu tip diziler ve filmler... Haliyle arz talep meselesi işin içine giriyor.

İlla bir entrika illa bir cinsellik ve illa yalan dolan olması şart mı yani?

Ekranlarda en çok reyting alan dizilerin konularına az çok hepimiz istemesek de aşina oluyoruz. Gerekçe malum, sonuç çok hazin ama izleyici memnun. İzlenme oranları söylüyor bunu ben değil.

Acaba diyorum; reklam firmaları sosyal sorumluluk bilici ile izlensin izlenmesin memleketim insanının dimalarına yararlı ve doğru bilgiler veren dizi, film ya da belgeseller için ısrarcı olsa ve kanala para kazandırmak  için reyting sıralamasını kaile almadan destekte bulunsa nasıl olur?

Mesela  Kanuni'yi gerçekte olduğu gibi anlatan bir dizi yapılsa kimler izler sorusuna cevap arıyorum... Ya da aile bağlarının kuvvetinin gösterildiği sade ama örnek teşkil edecek bir filmi kimler seyreder merak ediyorum.

Bu yazının son paragrafı okuyucularımızdan olsun istiyorum....Benden bu kadar artık sıra da söz de sizde;

Şimdiden hayırlı bir iş yapacağınızdan emin olun.

Saygılar...

Serdem Coşkun - Haber7

Serdemcoskun@gmail.com

Yorumlar2

  • İbrahim Pişkin 13 yıl önce Şikayet Et
    yalan yanlış senaryolarla tarihi dizi olmaz!. elinize sağlık güzel yazı olmuş. benim naçizane fikrim, adına sanat dedikleri bu senaryoları yapmaya devam etsinler. yoksa yıllarca trt'den ekmek yemiş sözüm ona sanatçılar, bizleri gerici, sanat düşmanı(!) olarak ilan edebilir. bir düzenleme ile anayasaya "senaryolarla tarihi dizi yapılmaz, ille de bir şey yapılacaksa belgelerle desteklenen tarihi belgesel yapılır!" diye kanun maddesi konulmalıdır. bu sayede geçmişimizi koruyabiliriz. selam ve dua ile...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • asr_i_saadet 13 yıl önce Şikayet Et
    eksik kaldığımız. dikkat edilmesi gereken önemli bir konu. faydalı bir yazı olmuş.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat