Tesettürlü ve sözlerini dini yaklaşımlarla süslemesi sebepli dikkatleri uzun zamandır müspet şekilde üzerine çeken o zatın ismini sayfamızda amacına ulaştırmamak amaçlı kullanmayacağım. "Çok eşlilik yasallaştırılsın" diyen herkes için geçerli sözlerim. Sen sevdiğini bir başkası ile nasıl paylaşırsın!? Zorunlu haller dışında bir başka eşe nasıl müsade edersin!? Ki o hallerin de başka hallere bağlı olduğunu düşünürsek sen nasıl bu kadar miğdesiz bir kadın olabilirsin?

Aslında sana o söz hakkını veren ve ‘Burası özgür bir ülke, dileyen istediğini konuşur' düşüncesinin ne anlama geldiğini bilmeyen zihniyetlerin densizliğidir bu.

Birçok değerlerimizi yitirdik ve sürünüyoruz dediysek o kadar da değil. Evliliğin kutsallığına inanan bir zihniyete sahip olduğumuzu düşünüyorum. Kalplere takılan bağlılık yemini halkasını hala birçok şeyin önünde görenlerin sayısının da çok olduğuna inanıyorum.

Konuya bilir kişi görüşü ile yaklaşacağım. Bu hafta; daha çok tesettürlü bayanların okuyucu kitlesi olarak kazandırılması amaçlanmış Tuba Dergisi Editörü aynı zamanda ‘İlahiyatlı Yaşam Koçu' Tuba İnciler ile bir sohbet gerçekleştirdik.

Tuba Hanım bir hayli dertliydi. Yaşam koçluğundan önce bir İlahiyatçı olarak ; "İzin ayeti olan ayet, zorunluluk olmadıkça emir ayeti olarak yorumlanamaz" diyordu.

Sabahları ısrarlı çalan telefon sesleriyle uyanıyorum ardından ağlayan eşler... Kendisini aldatan eşi gazetelerde çıkan haberlerdeki çok eşlilik ile ilgili teşvik ettirici açıklamaları bahane edip, yaptığı rezilliği mazur göstermeye çalışırken, ne üzücüdür ki çaresiz ve aldatılan eş isyanını bizleri arayıp, yardım istemekle bastırıyor.

Tuba Hanım; özellikle İslami camiada çok yanlış anlaşılan ve maalesef genel olarak yanlış yorumlanan ve İslam'a saldırma bahanesi edinilen o Ayet-i Kerime'den ve bunları kendi çıkarları için kullananlardan ve  konuşanlardan dem vurdu...

Hem İlahiyatçı hem yaşam koçu olması sebebiyle, yaklaşımlarının okuyucuya daha cazip geleceğini düşündüğüm Tuba Hanım'a; Teşekkür eder ve sorduğum soruların cevaplarını sizlerle paylaşmak isterim.

Zina ne demektir? Hangi haller zinaya girer?

Bir Müslüman olarak herkesin bilmesi gereken bir sorumluluktur bu konu.  Maalesef bazı konularda normalite (birlikte nikahsız yaşamak gibi) oluşturuluyor. Gençler bilinçsizce yetişiyor...  Birlikte nikahsız aynı evi paylaşmak zinadır. Birde bu şekilde konuşanlara "gerici", "aşırı" denebiliyor, pardon! bu yapılan ahlaksızlığa ahlaksızlık demek garip geliyor bazı kişilere, yani ahlaksızlığı yapan değilde," Bakın ahlaksızlık yapıyorsunuz" diyen suçlu oluyor...

Genel anlamda nikahsız birliktelikler(cinsel) zinadır. Kur'an-ı Kerim'de "Zinaya yaklaşmayın" buyrulmuştur. Yani " Yapmayın" dan önce zinaya götürebilecek ortamlardan, durumlardan, hallerden, kişilerden uzak durun denilmektedir.

2- Aldatan erkeği veya kadını nasıl anlarız?

Aldatan eş öncelikle Allah (CC) 'ı yok saymıştır. Eşinin ve çocuğunun da kul hakkına girmiştir. Aldatmak erkekliğe de sığmaz kadınlığa da sığmaz. İnsan olana yakışmaz. Ama maalesef günümüzde bu durumları duymaktayız. İnsanlar aldatmak yerine önce çözüm bulmaya çalışmalı, yani eşinden ne şikayeti varsa enerjisini, ilgisini eşine verip (başka kadına değil) çözüm aramalı, olmuyorsa boşanmalıdır. Aldatarak çok ciddi bir günaha girmektedirler. Fakat  çözüm aramak ya da boşanmak yerine eşlerini aldatanlar şöyle ip uçları verirler : Eskiden kendisine göstermediği özen ve bakımı bariz ve aşırı bir şekilde gösteriyorsa, sizinle eskisi kadar ilgilenmiyorsa, eve çok geç geliyor ve hafta sonları ortada yok ise, çocukları ile ilgilenmiyorsa, çok fazla yalanı ortaya çıkıyorsa... Genelleme yapmamak lazım ama riskli durumlardır. Tabi bir de bulaşıcı hastalıklar var. Her zamankinden farklı hastalıklar eşlerde ortaya çıkmaya başladıysa bunlar sağlık açısından da yıpratıcıdır...

3-Kişi; sevmediği biriyle evlendirildiği gerçeğini kabullenip evliliğini sürdürürken bir başkasına aşık olsa fakat sosyal baskıdan boşanamasa, eşinin rızası ile ikinci biriyle de dini nikah kıyabilir mi?

Mutsuz bir evliliği sürdürmek çok zor ve acı verici olabilir. Bunu sürdürmek zorunda olmak daha da acıdır.  Bakın evliyken başka bir kişi ile nikahsız yapılan birliktelik zinadır. Zinayı engellemek için boşanma vardır. Bizler katolik değiliz. Dinimizde boşanmak helaldir. ZİNA HARAMDIR. Mümkün ise bu kişi boşanacak değilse eşini razı edip izin alabilirse o zaman uygun olabilir... (Kimse kırılmıyorsa.. .Dinimizde şöyle bir şey yok; birisinin mutluluğu için birilerini feda edemezsiniz.)

4- Bu günlerde gündemde olan çok eşlilik, ikinci bir eş için dinimiz ne diyor Tuba Hanım hangi hallerde ikinci bir eş alınabilir? Çok eşlilik zinaya girer mi?

Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum bir ilahiyatçı olarak da dinimiz çok eşliliği önermez ve önermiyor. Ancak zorunlu durum ve şartlar var. Mesela savaş hallerinde, bayandaki sağlık durumu dolayısıyla, onu incitmeden, izni alınarak olabiliyor. Neslin devamı açısından bahsedilmiş bazı kaynaklarda yine hanımın çocuğu olmuyorsa kırmadan razıysa gibi... Kimse ayetleri zevkleri için kullanamaz. 

Bahsettiğim gibi Kur'an-ı Kerim'de geçen ayet anlam ve yorum açısından bir İZİN ayetidir. Ve zorunlu zamanlarda kimseyi incitmeden, rencide etmeden (Ki dinimizde kalp kırmak büyük günahtır ve yasaklanmıştır) ancak ve ancak eşin izni alınarak olabilir. Fakat ayetin sonunda zaten diyor ki Cenab-ı Hak:" Kadınlar arasında adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir eş edinin." Buyuruyor Nisa suresinde. Ve tüm Ayetler eşler arası ilişkiyi düzenleyen, anlatan bir kadın ve bir erkek üzerine olan ayetlerdir. Yani bir erkek iki kadın, üç kadın diye bir şey yoktur... Ayetler izin içindir zorluk anında kullanılır.  Zengin kişiler veya canı isteyenler  bir zorunluluk yoksa keyifleri için bu ayeti kullanamazlar...

Serdem Coşkun - Haber7

serdemcoskun@gmail.com