Ayasofya'nın zincirlerini kim kırdı?

  • GİRİŞ25.07.2020 11:33
  • GÜNCELLEME25.07.2020 12:36

15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimine karşı millet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde destan yazmasaydı Ayasofya yeniden Camii olarak ibadete açılır mıydı?

 

 

Hadi bu soru üzerinden biraz daha geçmişe gidelim. Ve bir soru daha soralım.

Mareşal Fevzi Çakmak’ın cenazesindeki milli şahlanış olmasaydı ezan yasağı kalkar mıydı?

 

 

Türkçe ezan İnönü liderliğindeki CHP’nin tek parti iktidarında ilk kez 30 Ocak 1932’de okunmuştu. Ezana hasret tam 18 yıl sürdü. Adnan Menderes ile Demokrat Parti iktidara gelince ilk iş olarak 16 Haziran 1950’de ezan yasağını kaldırdı. Ezanın özgürlüğüne kavuşmasında Mareşal Fevzi Çakmak’ın cenazesinde yaşananların etkisi hep konuşulmuştur.

Hatırlayalım.

Mareşal, 10 Nisan 1950’de vefat etti.

İktidarda CHP vardı. Devlet töreni düzenlenmedi. Yas ilan edilmedi.

Aksine radyolarda oyun havaları çalıyordu.

CHP iktidarının saygısızlığı vicdanları kanattı.

Devletin dışladığı komutanın cenazesini millet sahiplendi. Cenaze CHP zulmüne karşı protestoya dönüştü. Tam 18 yıldır yasaklanmış olan ezan olması gerektiği gibi asli haliyle okundu. Cenazeye katılan yaklaşık 100 bin kişi hep bir ağızdan tekbirler getirdi. Tekbir getirenler gözaltına alınıp tutuklandı.

Dönemin Başbakan Yardımcısı CHP’li Nihat Erim yaşananları “Şimdiye kadar görülmemiş bir kalabalık sokaklara dökülmüş. Hafızlar, şeyhler, hocalar, Arapça ezanlar, ilahiler okuyarak Nişantaşı’ndan Beyazıt’a ve oradan da Fatih ve Eyüp’e kadar tabutu götürmüşler. Maalesef bu tezahürlerin önünde üniversite talebeleri yer almış. Hazin bir levha. Otuz yıl sonra laiklik inkılabımızın imtihanı oluyor bu” ifadeleriyle günlüğüne yazdı. Mareşal’in 12 Nisan 1950’deki cenazesinde yaşananlar kıvılcımdı. CHP’nin yasakçı zihniyetini kül edecek asıl yangın sadece bir ay sonra başlayacaktı. Takvimler 14 Mayıs 1950’yi gösterirken millet ilk kez özgürce oy kullandı ve Demokrat Parti iktidar, Adnan Menderes Başbakan oldu. Mareşal’in cenazesinde kendisini gösteren milli şahlanış belki de bir ay sonra yapılan seçimlerin sonucunu tayin etmiş ve o cenazede tutuklanma pahasına tekbir getirip ezan okuyanların cesareti “önüne geçilemez sel” olmuş, yasakların kalkmasını sağlamıştı.

Altında milletin imzası bulunan büyük hadiseler arasındaki bağ bir zincirin halkaları gibi o günlerden bugüne uzanıp geliyor aslında.

Üstad Necip Fazıl “Ayasofya’yı artık önüne geçilmez bu sel açacak” dememiş miydi?

Gelelim bugüne...

Kutlu Fethin imzası Ayasofya yeniden camii olarak ibadete açıldı.

Bu millet 15 Temmuz’daki hain darbe ve işgal girişimine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde canını ortaya koymasaydı, milli cesaret “önüne geçilmez sel” haline gelmeseydi, bugün Ayasofya Camii’nin kırılan zincirlerini mi yoksa boynumuza takılmış yabancı tasmasını mı konuşuyor olurduk?

Hakka açılıp batıla kapanan Ayasofya dün kutlu fethin sembolüyse bugün de Türkiye’nin egemenlik haklarının imzasıdır.

Bu imza Şeref Çağı’nın açılışına vesile olur duasıyla... 

Akşam Gazetesi

Yorumlar1

  • Mizah 3 yıl önce Şikayet Et
    Evet mesele gayet iyi anlaşılıyor. Bizi önce balkan harbinde , sonra 1. dünya harbinde satılmış paşaların komutasında son gencimize kadar kırdılar. Sonra kıçı kırık Yunanlı ile baş başa bırakıp uyduruk bir savaş düzenlediler. Sonrada kurtardık diye ülkemize çöktüler. Zannetiler ki bittik. YOK BİTMEDİK. KIYAMETE KADAR BİTMEYECEĞİZ İNŞALLAH.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat