Muhtar değil Başkomutan

  • GİRİŞ02.07.2014 09:10
  • GÜNCELLEME02.07.2014 11:19

Siirt'te okunan şiirin ardından verilen hukuk dışı ceza sonrası Alman bandıralı amiral gemi ve onun kapanan mavi teknesi "Muhtar bile olamaz Tayyip'e şok ceza" manşetleriyle zafer çığlıkları atıyorlardı.

Aradan yıllar geçti 2002 seçimlerinde uyduruk siyasi yasağa rağmen Erdoğan, Meclis dışında kalırken AK Parti Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarını araladı. Sonrasında malum Siirt seçimlerinin ardından kaptan dümene geçti ve 2014'e kadar geçen sürede yapılan tüm seçimlerin uzak ara tek galibi oldu.

AK Parti hiç kuşkusuz lider odaklı siyasi bir oluşum. Başbakan 12 yılda en çok bunun üzerinde durdu. Tayyip Erdoğan'ın fani, davanın ebedi olduğundan bahsetti. Tüm teşkilata bunu aşılamaya gayret etti. Dünkü başlangıç konuşmasının kodları arasında da vurguladığı önemli konular arasında bu mevzu vardı.

HATME DEĞİL FATİHA...

Başbakan bunun bir veda değil başlangıç konuşması olduğundan bahsetti.

Başbakan AK Parti'nin artık bir kitle partisi olduğundan emin. Eski merkez sağ partilerin başına gelen tüm eksikleri görüp ona göre tedbirini almış. Zaten Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile görünen bir şey var ki, tıpkı ABD'deki Cumhuriyetçi ve Demokratlar gibi Türkiye'de siyaset, demokrat muhafazakârlar (AK Parti), laik cumhuriyetçiler (CHP-MHP) ve Kürtler. (HDP) olarak yaşantısına devam edecek.

İlerleyen süreçte işler biraz daha ileri gidip MHP ve CHP tek bir çatı haline gelecek.

Dünkü konuşmanın kodlarına gelirsek; Başbakan kendinden her zamanki gibi emin ve tevazu içindeydi. Konuşmanın her satırında Allah'a hamd ve şükür vardı. Zaferin tek sahibinin yaradan olduğunu vurguladı sık sık. Erdoğan'ı neden bu milletin bağrına bastığının en büyük nedenini açıkladı bir kez daha. "Biz siyaseti mazlumlar için yaptık" bu cümle Erdoğan algoritmasının anlaşılması için yeter de artar bir cümle.

Uzun uzadıya Erdoğan ve AK Parti'nin başarısını analiz etmeye gerek yok. Mazlumun yanındaysan kazanmışsındır.

BİLİNMEDİK BİR HİKAYE: İKİ BİLEZİK

İstanbul işgal edildiği zaman sofralarında yiyecek ekmeği olmamasına rağmen kolundaki bilezikleri, alyansını bu milletin kurtuluşu için veren kardeş Pakistan halkının yaptıkları tarihimizin altın sayfalarında kendine yer bulurken hafızlarımızdaki tazeliğini de korumakta.

Başbakan'ın dünkü konuşmasında öyle bir olay anlattı ki, dinleyenler Türkiye'nin kaderini nasıl değiştiğini işte o an anladılar.

 "İstanbul'un fakir bir semtinde dolaşıyorduk. 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu geldi. Elinde bir şey vardı. Gelip elime tutuşturdu. Annem dedi ki: 'Bizi unutmasın' baktım iki adet bilezik. Sonra kendisi de kolundaki plastik bilezikleri de çıkarıp bana verdi. O kalabalık içerisinde gözden kaybolup gitti."

O masum çocuğun bakışlarını hiç unutmayan Erdoğan tüm masumlar için siyaset yaptı. O küçük kız çocuğu Türkiye'nin bugünlere gelmesinde bilmeden büyük bir rol oynadı. Kendi deyimiyle "O bakışlar gece gündüz hiç aklımdan çıkmadı."

Allah bu milletin yakın zamandaki kurtuluşuna masum bakışları ve bilezikleri sakladı. Sonrasında yeni bir dönem açıldı.

Muhtar mı olamaz demiştiniz! Muhtar değil Başkomutan...

serkan.ustuner@haber7.com

 

 

 

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat