Ne musafahası kasket şapkalı köylüler!

  • GİRİŞ01.09.2014 09:28
  • GÜNCELLEME01.09.2014 10:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan olarak son konuşması 77 milyonu kapsayıcı ve bir o kadar da samimi. Ne diyordu Erdoğan " Başbakan olarak

son günümde, AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son dakikalarımda, buradan, bizi sevsin ya da sevmesin 77 milyonun her ferdine bir kez  daha musafaha için elimi uzatıyorum"

Bu konuşmanın hemen akabinde yemin için Meclis'e geldiğinde CHP'lilerin neler yaptığını ve Kılıçdaroğlu'nun Meclis'e gelmediğini hatırlayalım.

Cumhurbaşkanın ilk töreni, tüm devlet erkanı orada ana muhalefetin başkanı da protokoldeki yerini almış vaziyette.

Başkomutan hazirunun tek tek elini sıkıyor. Başbakan Davutoğlu'nun ardından sıra Kemal Bey’e geliyor, Cumhurbaşkanı yapılan tüm her şeye rağmen musafaha ediyor ama eli havada kalıyor.

Dünyanın hiçbir yerinde siyaset bu kadar bayağı şekilde yapılmıyor. Kendine artı puan kazandırdığını zanneden Kılıçdaroğlu bu hareketinle ancak Y.Ozdil tadında ulusal bir coşku verebilirsin Kordon'da çiğdem çitleyen seçmenine.

Ne diyordu rakibin İnce "Kılıçdaroğlu diktatör" hiçbir kararda bizim görüşümüzü almaz. Kendi ne istiyorsa onu yapar.  Milletvekilliği, belediye ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde böyle yaptı.

"Diktatör Kılıçdaroğlu"nun yanında bir de şimdiye kadar her işini istişareyle yapmış bir Erdoğan'ı kıyaslamak Kamboçya'yla ABD'yi kıyaslamak olur ki böyle bir karşılaştırmaya zaten gerek yok.

Cumhurbaşkanın her daim vurguladığı 23 Nisan 1920 ruhu işte tam da Erdoğan'ın ana felsefesini oluşturuyor. Peygamberimizin bize bıraktığı en büyük miraslardan biri olan istişareyi her daim uygulaması ve hatırlatması bu yüzden.

Musafaha diyor derken bunu da öyle birilerine şirin gözükmek için değil hakiki manada uyguluyor. Maalesef ki karşısından bunu anlayabilecek bir yapı yok.

CHP zihniyetinin değişmesi namümkün. Hala bizim il başkanlarımız neden vali değil. Ah nerde o eski günler. Boğazdaki yalımızdan vali, belediye başkanı atar, bu köylü halkı Ankara'dan öteye geçirmezdik. Yalı demişken o yalıların da hikayesi vardır. Nasıl iç edildiği malumdur. Bir ara onu da burada yazar Osmanlı Paşalarının sayfiye yerlerinin nasıl devletleştirildiğini anlatırım.

CHP başkanına tavsiyemdir; bu tür rüyaları gören partililerinizle laik bir belediyenizde 1940'lar partisi yapabilirsiniz. Golf pantolonu, çizgili süveter ve fötr şapka ile tatlı hülyalara dalabilir hatta ruh dahi çağırabilirsiniz.

"Musafaha mı dediniz? Aman bu eski Türkçe kelimenin yerine başka bir şey kullanın. Biz bir gecede alimleri cahil yapıp zaten bu kelimeyi

ortadan kaldırdık. Biz de musafaha yerine ülkeyi ayrıştırma var. Hem sizden daha mı iyi bileceksiniz kasket şapkalı köylüler" 

serkan.ustuner@haber7.com

@sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat