Oruç tutmak yasak, bira içmek zorunlu
- GİRİŞ26.06.2015 10:57
- GÜNCELLEME28.06.2015 09:31
Sabah bakkala çıkarken yürüyüşünüzü beğenmeyen Çinli bir polis çok rahat sizi gözaltına alıp anında infaz edebilir. Hak, hukuk yok!
Eğer hakkınızı ararsanız önce ailenizle beraber terörist ilan ediliyorsunuz sonra bir kamyonun arkasına elleriniz ayaklarınız bağlı bir şekilde atılıyorsunuz sonra stadyumda idam ediliyorsunuz. Bütün suçunuz: Müslüman olmak.
Kaldırımda yürürken bile herhangi bir yetkili tarafından ayağınız tökezlediği için ölebilirsiniz. Sistematik bir şekilde 1940’tan bu yana 60 milyon Müslüman öldürüldü. Son 25 yıldır oruç tutmayı da yasakladılar ama bununla yetinmeyip her yıl insanlık dışı ne kadar şeytani fikir varsa uyguluyorlar.
Çin yönetimi 5 Nisan 1990'daki ramazanda gerçekleşen büyük bir ayaklanmadan dolayı özellikle her yıl ramazanda Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanların oruç ibadetlerini yasakladı.
Son olarak Komünist Parti ve yerel yönetim ortaklaşa bir genelge yayınladı ve bu genelgeye göre tüm memurların, öğrencilerin, öğretmenlerin, Komünist Parti'ye üye olanların ve onların birinci dereceden yakınlarının da oruç tutmalarını yasakladı.
Oradaki insanlar bu genelgeyi uygulamak zorunda kalıyor. Uygulamayanlara yönelik hapis cezaları, işkence ya da para cezası var.
Çin yönetiminin Müslümanların yaşadığı bölgelerde faaliyette olan lokanta, aşevi gibi yerlerin ramazanda özellikle gündüz saatlerinde hizmet vermesini zorunlu kılıyor.
Bu yıl yeni bir uygulama başlatıldı. 'Bira içme festivali' adı altında.
Müslüman bölgelerde insanları toplayarak bira içme yarışması yapıyorlar. Bununla da halkın orucunu bozmaya çalışıyorlar.
Hoten vilayetinin Niya ilçesinde Uygurları meydana toplayarak zorla bira içme yarışması yaptıklarını bunun adına da 'Mutluluk, bira içme yarışması' olarak adlandırdıklarını biliyoruz.
Şimdi bu yasalara uymadın mı anında yargısız infaz. Daha iki gün önce 18 kişi oruç tuttukları için kurşuna dizildi.
Köpek yeme festivali için köpeklerin öldürülmesi için ayağa kalkanlar 70 yıldır buradaki vahşeti, zulmü görmezden geliyorlar.
Her yıl işkence yöntemlerini daha da ileri dereceye taşıyan bu sadist ruhlular ordusuna ne BM’den ne Avrupa Birliği’nden çıkan tek bir ses yok.
5 Temmuz 2009'da yaşanan Urumçi katliamı sırasında, o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu soykırımdır, soykırımı durdurun' demişti, hatta bu olayı Birleşmiş Milletler'e götüreceğini açıklamıştı, bu açıklamalardan sonra Çin oradaki askerlerini geri çekmişti.
Hatırlatmakta fayda var Gazze’nin hamisi, Türkistan’ın da tek sahip çıkanı.
Şimdi “17 saat oruç tutuyoruz. Çok uzun” diye söylenenlerin aklına oruç tuttukları için öldürülen kardeşleri gelsin. Belki o zaman 17 saatin bir kıymeti kalmaz.
serkan.ustuner@haber7.com
Yorumlar5