Siyasi kanadı “Barajı geçmezsek barış süreci sekteye uğrar” diyordu. Silahlı kanadı da “Bu barajları yakıp yıkacağız. Bunlara malzeme taşıyan tırları, kamyonları patlatacağız” diyor.

Baraja neden karşılarmış gerekçesi de çok ilginç. Dinleyelim bakın ne diyor konsey:

“Türkiye’de derin devlet denilen yapılar ve Milli Güvenlik Kurulu bu barajların yapımını Kürdistan’ı insansızlaştırmak, tarihi-kültürel değerleri yok etmek ve gerillanın hareket alanının daraltılmasını sağlamak için yapılmasını istediği ve planladığı bir gerçektir. Barajların Kürdistan’ı insansızlaştırmak, bu temelde kültürel soykırımı tamamlamak için yapıldığı açıktır. İnsanlığın ve insanlık kültürünün kendini var ettiği Fırat-Dicle boyları böylece insanlığın ve kök kültürünün mezarı haline getirilmektedir. Bu nedenle şu anda bir referandum yapılsa Kürdistan halkının yüzde 90’ı Kürt halkı için mezar haline getirilen barajlara hayır diyecektir. Kürt Özgürlük Hareketi de bu halkın siyasi iradesi ve gücü olarak bu barajlara hayır demektedir.”

Geçtim baraj için referandum yapmayı, elinizdeki silahı bıraktığınız an Kürt halkı sizi geldiğiniz yere kadar kovalar. Bütün korkunuz baskı ve şiddetle kurduğunuz hegemonyanızın yıkılacak olması.

Bölgede silahlar susup, ticari yatırımları artsa, İpek ve Baharat yolu asıl kimliğine rücu etse kim kaybeder? Şimdiye kadar bu topraklara zarardan başka bir şey vermemiş kan emiciler elbette.

Peki KCK’nın neden etekleri tutuştu?

Silvan Barajı, yıllık 681 milyon kilovat saat enerji üretecek, ön yüzü beton kaplama olacak 174,5 metre yüksekliğiyle bu tipte Avrupa'nın en yüksek barajı olacak.

Şimdi soruyoruz KCK bir anda neden Silvan barajını hedef aldı? Çünkü baraj istihdam demek. İşsizliğe vurulan en büyük sekte demek. Silvan barajı Diyarbakır’da 200 bin kişiye iş imkanı sağlayacak. 2,5 milyon dönüm araziyi suyla buluşturacak.

2.5 milyon dönüm suyla buluşunca tarladaki kazanacak, aracı olan tüccar kazanacak, nakliyeci kazanacak, haldeki esnaf, pazarcı kazanacak, mahsulü ucuza alan millet kazanacak. Milletin kazanmasını istemeyen KCK sırf bu yüzden barajı hedef göstererek barışa nişan alıyor.

PKK’nın diğer en büyük endişesi de barajların su tutmaya başlamasının ardından geçiş güzergahlarıyla, kullandıkları mağara ve sığınakların su altında kalacak olması.

Ne kadar güzel değil mi? Geçişlerin kapatılmasıyla masum insanları öldürecek fırsatı da artık bulamayacaklar.

Şimdi barajların kapakları açıldığı o güzel günü bekleyelim: İnanıyoruz ki, gürül gürül akan suların ardından bu zihniyette yok olup gidecek. 

serkan.ustuner@haber7.com