3. Abdülhamit Han Yıldız Sarayı’nda
- GİRİŞ09.11.2015 10:49
- GÜNCELLEME10.11.2015 08:49
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara'da bulunan milletin külliyesini İstanbul’a da taşıma kararı aldı ve bu haber anında hem sosyal medyada hem de yazılı ve görsel basında epey bir ses getirdi.
İstanbul’da külliye olarak kullanılacak mekan 2. Abdülhamit Han’ın 33 yıl bir fiil imparatorluğu yönettiği Yıldız Saray’ı olunca yorumların ardı arkası kesilmedi.
Uzun süreden beridir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşadığı süreci cennet mekan 2. Abdülhamit Han’ın dönemiyle karşılaştırıp değerlendirenler çok oldu.
Hem bizim mahalleden hem de gayri milli mahalleden Erdoğan’a bu yakıştırmayı yapanlar oldu.
Misal bu gayri milli mahallenin amiral gemisindeki bir şahıs şöyle bir yazıya imza atmıştı: Ya Abdülhamit gibi gidersin ya istifa edersin.
Zehirli yapının medyasına mensup hoca kılıklı bir zat Amerika'ya Türkiye’yi şikâyet edip " Şeriat geliyor" demişti. 7 Haziran gecesi de Erdoğan fotoğrafını paylaşıp "Abdülhamit düşerken" diyerek ileri zekâsını ortaya koymuştu.
Daha bir hafta önce uzlaşı isteyen Doğan Grubu Hürriyet’te şöyle bir anket yaptı: "Sarayları Devletin kullanmasını doğru buluyor musunuz?" Bak sen şu işe! Misal biz bugün sizin en yakın dostlarınızın Osmanlı şehzadeleri ve sultanlarının yalılarında oturmasını doğru bulmuyoruz. Sürgün edildikten sonra haraç mezat satılan yalılar şahsa ait menkullerdi. Ama Cumhuriyet döneminin şefkati hepimizin malumu. Bir de bir dolandırıcı, sarayın dişçisi Sami Günzberg'i unutmayalım tabii.
Sami Günzberg başlı başına bir yazı konusu bu konuyu burada kapatıp devam edelim.
Cumhurbaşkanı büyük ihtimalle Yıldız Sarayı'nı bilinçli bir şekilde tercih etti.
Necip Fazıl’ın deyimiyle 'Ulu Hakan’ın 33 yıllık saltanatının özeti siyasi bir dehanın bir devre yansımasıdır.
Erdoğan için de bu geçerlidir. Yıldız Sarayı hiç şüphesiz yakın tarihin en önemli yapılarından biridir.
Hepimizin bildiği şu dillere destan olan mektup Yıldız Saray’ında yazılmıştır. Siyonizmin babası sayılan Theodor Herzl’i 4 defa yine bu mekanda tabiri yerindeyse kovmaktan beter etmiştir.
Ulu Hakan’la Theodor Herzl arasında geçen şu olayı bir kez daha hatırlayalım:
Yahudilerin, Filistine yönelik yerleşme, yurt ve bağımsız ülke kurma operasyonları Temmuz 1882'lerde resmen başlamıştır. Önceleri Batılı Yahudi zenginlerin Filistin’den para ile Yahudiler için Osmanlıdan toprak satın alma girişimleri ile başlayan bu operasyonlar, siyonizmin lideri Theodor Herzl’in 1896-1902 yılları arası tam beş defa İstanbul'u ziyaret ederek amacına ulaşmak için yaptığı girişimlerle yeni bir boyut kazanmıştı. 2. Abdülhamid Theodor Herzl’in her teklifini, vaat ettiği para ve medya desteğine rağmen kesin bir dille reddetmiş, padişah, arkadaşı Newlinski aracılığı ile Theodor Herzl’e şu ültimatomu göndermişti:
"Eğer Bay Herzl, senin arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsüldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan, tekrar kanlarımızla örteriz. Benim, Suriye ve Filistin alaylarımın askerleri birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi bile geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmışlardır. Devlet-i Aliyye bana ait değil, Türk milletinindir. Ben onun hiç bir parçasını veremem. Bırakalım Museviler milyonlarını saklasınlar; benim imparatorluğum parçalandığı zaman Filistin’i karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz parçalanarak, bu ülke taksim edilebilir. Ben, canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına asla müsaade edemem."
İşte bu efradın torunlarından biri 100 yıl sonra dünyanın en şımarık ve fiske yememiş çocuğuna ‘One minute’ diyerek unutulmuş olan Osmanlı tokadını dünyaya hatırlattı. O tarihten itibaren her şeyin seyri değişti. Bölgedeki, dünyadaki dengeler alt üst oldu.
Evet Erdoğan’la Abdülhamit Han’ın mücadelesi birbirine benziyor. Şu farkla birbirlerinden ayrılıyorlar. Bu millet de ittihat terakki de Abdülhamit Han’ı çok sonra anladı. Erdoğan ise daha çabuk anlaşıldı.
Bu millet Erdoğan’ı kahramanların yalnızlığında bırakmadı.
100 yıl sonra buldukları Abdülhamit’ten ayrılmaya hiç niyetleri yok.
Eminim Yıldız Saray'ı şimdiden onu ağırlamaktan çok memnun olacak. Abdülhamit Han’ın ruhu yeniden başka bir bedende o masada olacak.
serkan.ustuner@haber7.com
Twitter: sustuner
Yorumlar10
-
osmanli
9 yıl önce
Şikayet Et
Allah rz.olsun serkan bey mukemmel bi r yazi dogrudur devrin Rahmetli abdulhamit hani sn erdogan rabbim onun omtunu uzun bereketli etsin ulkemz daha iyi olacak Allah utandrmasn. akpartimiz ge sn erfiganin yanndan ayrilmayalim
Beğen
Cevapla
-
Kara
10 yıl önce
Şikayet Et
Harika bi yazi
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
KAMURAN ASLAN
10 yıl önce
Şikayet Et
Eline ve yüreğine sağlık
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
putkiran
10 yıl önce
Şikayet Et
Reis, 2.Abdülhamidin öcünü siyonistlerden ve onlarin beslemelerinden alacak.
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
kemal
10 yıl önce
Şikayet Et
Kalemine sağlık Serkan abi.
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle