Türk siyasetinde herkes iyi veya kötü yönleriyle anılarak tarihteki yerini alır.

Menderes demokrasi şehidi, Erbakan Hoca, Türkeş Başbuğ, Ecevit Karaoğlan, Demirel barajlar kralı.

Demirtaş da hendekler kralı olarak tarihe geçecek.

Bir siyasi partinin genel başkanı düşünün ki, devlet ve millet namına ne varsa hepsine mugayir hareket etsin ve bu minvalde hayatını sürdürsün.

Yaptığı açıklamaları, gösterdiği performansı terör örgütünün siyasi uzantısı olarak düşünelim. Peki ya Kürt halkına yaptıkları? Sözde Kürt partisi olarak kendini tanımlayan ve Kürt milliyetçiliği üzerine kurguladıkları siyasette en büyük zararı ve kötülüğü de yine bu halka yapıyorlar.

Estetik ameliyat sonrası ilk ziyaretini ABD'ye yaptıktan sonra Rusya güzellemeleriyle karsımıza çıktı hendekler kralı.

Uyduruk özyönetim ilan edilip hendek kazılan yerlerde halk tüm bölgeleri terk etti.

Kendisi hala bu arkaik dönemden kalma çatışma ortamını ‘Halkın direnişi’ olarak savunuyor. Peki nereden? Amerika'dan!

Gerçi bu kez ABD dönüşü bir çağrı yapmadı. Geçen sefer ‘Sizden olmayan Kürtleri öldürün’ çağrısı yapmış ve Yasin Börü dahil 50 Kürt'ün ölümüne sebebiyet vermişti.

Şimdi en büyük tutkusu Rusya olmuş durumda. Ne yaptığını bilemez bir halet-i ruhiyeye bürünmüş.

Rusya’nın Türkmenleri genç, sivil, yaşlı çoluk çocuk demeden katletmesine ses çıkardığını duyup göreniniz var mı?

Ee peki nerede kaldı halkların kardeşliği?

Terör örgütü YPG'ye giden Rus yardımlarını alkışlayıp "Orada bir halk özgürleşiyor." palavrasına kendisi dahi inanmıyor ama önüne konan metinde bu yazdığı icin ne deniyorsa onu yapan memur konumundaki birinden de fazla da bir şey beklemeye gerek yok.

ABD dönüşü en keskin Rus yanlısı olan hendekler kralının artık son kullanma tarihi doluyor.

Kürt milliyetçiliğine dayalı, manifestosu şiddet ve molotof olan siyasi hareketi de Kürt halkı tasfiye ediyor, edecek.

Demirtaş ve avanesi de açtırdıkları hendeklerin içinde kaybolup gidecekler.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner