Diyarbakır’da canavarlaşmış, ruhunu, aklını şeytana satmış ne idiğü belli olmayan varlıklar tüm benliğimizi yakıp yıkıyorlar.

Her taşına kurban olduğum Kurşunlu Camii'ne öyle bir nefretle öyle bir kinle saldırıyorlar ki, bu sahneyi gören sanki anne ve baba katilinin bu ata yadigârı cami olduğunu zanneder.

Bölücü terör örgütünün ilk kurdurulduğu günden bu yana ana hedefinin: İsrail’in tasmalısı olmasının yanında dindar Kürt halkını dinden diyanetten uzaklaştırmak olduğu bilinen bir gerçektir.

Hubel ve Lat'lari olan Marx ve Lenin'e edilen yeminin özeti şu: İslam’la sonuna kadar savaş.

Son yapılan saldırılara baktığınızda artık bunun açıktan İslam’a karşı yapılan bir savaş olduğunu görüyoruz.

Haçlı ve Moğol zihniyetinin yeniden hortladığı Diyarbakır’da bu piyonların sahipleri şunu çok iyi bilmelidirler ki, Yeni Bin Yılın Selahaddin’i yerindedir.

Bu topraklarda Baybars bitmez. Kadim Anadolu Alparslan’ın, Fatih'in Yavuz'un, Abdülhamid Han’ın ruhudur.

Müslüman Kürt halkının bu satılık İslam düşmanlarına gerekli dersi verdiğine daha birkaç gün önce şahit olduk.

HDP ve onun bir küçük boyu DBP'lilerin olduğu gruba gelen eli öpülesi teyzemiz "Biz Müslümanız, neden Kur'an neden cami yakıyoruz?" diyor.

Ah canim teyzem, sorduğun soruda cevabı var zaten. Müslüman olan bunları yapmaz. Şeytanın askerleri tam olarak bunun için vazifelendirilmiş zaten.

O yaktığınız ateş önce sizi sonra iplerinizin elinde olduğu sahiplerinizi yakacak. Yok, merak etmeyin öte tarafa kalmaz bu iş. Bizde usul kısasa kısastır.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner