Amerika’nın ara kablo yaptığı FETö adlı taşeron örgütün bu millete nasıl alçakça bir tezgah tertiplediği artık sokaktaki çocuk için bile sıradan bir bilgi.

İyi de ya Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı neler olurdu? Onu hiç düşündük mü?

Erdoğan’dan kastım onun durdurduğu yerle alakalı. Cumhurbaşkanı’nın o zamanki net ve kesin tavrı olmasaydı o dik duruşu göstermeseydi bugün hepimiz çok parçalı bir ülkenin birer ferdi olarak yaşamaya gayret edecektik.

Nasıl mı? Mısır’daki tabloyla büyük benzerlikler taşıdığı için oraya bakmanız yeterli olacaktır.

Türkiye’de Erdoğan’a yapılmak istenen operasyon Mursi’ninkiyle benzerdir. Mısır’da hain güçler emellerine ulaşmış halkın iradesini çöpe atıp postalı devlete teslim etmiştir.

Konjonktür gereği askeri darbenin olmayacak olması ve askerden gerekli ışığı alamayanlar zehirli örgütü devreye sokmuştur.

18 Aralık sabahında tutuklanmış Başbakan ve bakanları olan bir ülkeye uyanacaktık. Uydurdukları yalan tapelerle biliyorsunuz bu konuda büyük maharet sahibiler. Bakınız: Balyoz, Ergenekon davaları.

Sahte delil konusunda Amerika ve İsrail’de gerekli tüm eğitimi aldıkları için iddianame hazırlamak en fazla 5 dakikalarını alıyordu.

Darbe sonrası hükümeti düşmüş bir ülkenin vatandaşlarının panik halinde yapacağı ilk iş bir umuda sarılmak olacaktı.

Ellerindeki medya ve kasetlerle boyunduruk altına aldıkları medyayla önce bir kaos ardından bir umut aşılayacaklardı.

Emir aldıkları merkezin kimi Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak düşündüğü ortadaydı. Geçici hükümetin Başbakanının Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı da çatı aday ekmek için Ekmeleddin olacaktı.

Ülkenin tüm kurumlarına çaldıkları sorularla ve tehditlerle ele geçiren karanlık örgüt en son darbesini de gerçekleştirmiş olarak 40 yıldır yükledikleri vazifeyi yerine getirmenin mutluluğunu yaşayacaktı.

Ardından ülkeyi teslim alıp sahiplerine teslim edeceklerdi. Binlerce insanı hapse tıkacak uyduruk örgüt isimleriyle herkesi İran ajanı olarak yaftalayarak doğruları konuşacak, yazacak tüm kesimleri de susturacaklardı.

En büyük tuzak bozucu Allah, Erdoğan’ı sebep kılarak buna müsaade etmedi.

Türkiye 100 yıl önceye götürülmek istendi. 13 yılda verilen bağımsızlık mücadelesi zararlı cemiyetlerin şahı tarafından saldırılara maruz kaldı. Son iki yılda tüm planlar ters yüz edildi.

Eğer bin yılın Selahaddin’i olmasa bugün müstemleke bir ülkeydik. Suriye ve Irak’la beraber parçalanmış ülkeler listesindeki yerini almış. 300 milyonluk Türk dünyası 1.5 milyarlık Müslüman ülkelerin tek ümitleri de ölmüştü.

FETÖ elemanlarının sürekli kaçacaksınız ve yargılanacaksınız sloganlarının ardından örgütün üst düzey yetkililerinden hemen hemen hepsi yurt dışına kaçtı. Örgüt liderleri beddua man ne diyordu “ Kim paralelse Allah onun belasını versin”

Sonuca bakınca belanın verildiği ayan beyan ortadadır. Bu örgütün temizlenmesinin yanında olan en büyük güzellik bir kez daha Anadolu insanını sömüremeyecekler. Bu ihanet sarmalının sonucundaki en büyük hayır: Toplumda hiçbir itibarlarının kalmaması ve gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasıydı.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner