Abdullah Bazencir ya da sahne adıyla Mahsun Kırmızıgül 47 yaşında.

1980’lerin sonlarında arabesk – fantezi dünyasının içine daldı.

İlk denemesi başarısızlıkla sonuçlandı ama bir şekilde kendisine yer bulmayı bildi.

Yaptığının müzik olduğunu hiçbir zaman kimse kendisine söylemedi. Buna dair bir vurgu da yapan olmadı.

Sonrasında kasetler ardı ardına geldi.

2000’lere kadar ortağı olduğu şirketin kaymağını yedi. Ortakların hepsi birbirini suçlarken Mahsun Kırmızıgül de suçlanan kişilerin en başında yer alıyordu.

Sonrasında 90’ların rüzgarında yine müziklerine benzer dizilerle karşımıza çıktı.

Sürekli ağlamaklı ses tonu en pozitif insanı bile negatif yüklü birine çevirecek kadar iticiydi.

Sürekli İbahim Tatlıses’in gölgesinde kalmasının ardından kendine yeni bir alan açmak istedi.

Kazandığı paraları hem karlı hem de çevreyi değiştireceği bir alana kaydırdı.

İlk iş kendine en pahalısından bir fular almakla işe koyuldu. Bir yönetmenin olmazsa olmazı fularıdır.

Çünkü yönetmenlik denen olayın en kral abileri Martin Scorsese, Steven Spielberg, Nolan, Tarantino, James Cameron, David Fincher,  Cohen kardeşler, Clint Estwood, Lee, Peter Jackson yani aklıma gelenleri bir çırpıda saydım ve hatırladım hepsinin ortak özelliği fularlı olmaları!

İşte ilk fular denemesinden sonra medyada yapılan yıkama, yağlama ve reklamlar neticesinde ilk filmi Beyaz Melek’le arz-ı endam etti bu eski pavyon şarkıcısı yeni Nolan!

Filmde 35 konu birden işlenip ortaya karışık bir malzeme çıkartılmıştı. Ama bu kadar reklamdan sonra gişe normal olarak istenilen seviyeye ulaşmıştı.

Gecenin Kanatları adlı terör örgütü propagandası yapılan filmde malum sol örgüte resmen güzellemeler yapılmıştı.

Filmin ana konusu:

‘Ne kadar tatlı bir örgüt.

Teröristler ne kadar da yufka yürekli.

Bir bakana suikast yapılacak. Bu örgüt ne kadar aşka saygılı’ Liderleri bakan öldürüyor sadece aşıklar kavuşsun diye’

İşte bu şahsın kalkmış şimdi Cizre’de, Silopi’de, Sur’daki terörizme tek laf etmemesine şaşırıyorlar.

Yahu adamın çektiği film ortada.

Bu kirli zihniyetin ürünü şahıs en son ne zaman Sur’a gitmiş? Cizre’yi nereden bilecek? Boğaz manzaralı ofisinde mi görüyormuş Cizre’de olanları?

Başbakan’a zalim diyor. Merhametsiz diyor.

Ağzımda bir sürü bir şey birikiyor,  hepsini Kırmızıgül’ün suratına doğru rüzgarla beraber fırlatıyorum.

Sen yine bir şeyler söyle Mahsun. Misal pavyonda söyle, tavernada söyle, Kandil’de söyle, HDP genel kurulunda ‘Bebeğim benim bebeğim benim’ adlı kulak cızırtısını söyle.

Kim sana ne diyecek? 

Daha dün gibi Ahmet Kaya’nın linç edilmesinde herkesten önce ayağa kalkıp zıplayan, '10 yıldaaaaa 15 milyon gençççççççç’ diye çığıran kendisi değil miydi!

Bunlar böyledir! Bunların diyet borcu vardır. Bunlar Diyarbakır’da şehit olan Uzman Çavuş Yaşar Yeniören’in 27 günlük yetim kalan bebeğini yazmazlar, 5 yaşında Ada bebek akıllarına gelmez. Babası yanında şehit olan Salih Eroğlu’nun ‘Anne babamı istiyorum’ çığlıklarını duymazlar.

Bunlar müstemleke sanatçısı, bunlar bu ülkenin ayrık otları, bunlar bizden değil. 

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner